Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
Yeni Türk Edebiyatı

Yeni Türk Edebiyatı Şiir Anlayışı

Yeni Türk Edebiyatı Şiir Anlayışı 

Yeni Türk edebiyatında poetikalar ve poetika niteliği taşıyan eserler nelerdir?

Tanzimat’ın ilk neslinin aksiyoner şairleri, şiiri ve şairi toplumun hizmetinde görmek isterler. Kullandıkları dil itibariyle halkın anlayabileceği bir şiir ortaya koymaya çalışarak onları eğitip yönlendirmeyi amaç edinirler. Bu dönemin şiir üzerine görüşlerinde zaman zaman fikir değişimlerinin yaşandığını ve görüşlerin net bir şekilde ortaya konulamadığını da görebiliriz. Namık Kemal, Tanzimat’ın edebî bir hareket olarak hayata geçmesinde rol oynamış baş aktörlerden biri ola­rak şiirini ve sanat anlayışım toplumsal fayda amacına yönelik olarak kullanır. “Lisan-ı Osmanî Edebiyatı Hakkında Bazı Mülahazâtı Şamildir”, “Bir Mülahazat-ı Edebiye”, ”Bahar-ı Daniş Mukaddimesi”, “Tahrib-i Harabat”, “Mukaddime-i Celal”, ”Talim-i Edebiyat Üzerine Risale” gibi yazılan, şiirleri ve bir kısım mektupları, Namık Kemal’in poetik görüşlerini yansıtan metinlerdir. Bilindiği gibi Namık Kemal’in şiir hakkındaki poetik tavrı, eski edebiyata yönelik oluş­turduğu karşı çıkışlar paralelinde gelişmiştir. Tanzimat edebiyatının en mühim simalarından biri olan Ziya Paşa’nın, da özellikle “Harabat” adlı eseriyle yenilik yolunda çizgi değiştirdiği ve başta Namık Kemal olmak üzere, yenilikçilerin tep­kisini üzerine çektiği bilinmektedir. Paşa’nın “Şiir ve înşa” makalesi ve “Hara­bat” adlı eseri, onun şiire ve şiir meselelerine bakışım yansıtan eserlerdir.

Tanzimatın ikinci nesli, poetik anlamda birinci nesilden daha güçlü bir tablo çizer. Batı şiir sanatından faydalanma, Türk şiir sanatının da imkânlarının geliş­mesini sağlamış, bir perspektif zenginliği kazandırılmıştır. Türk şiir sanatı, özel­likle Ekrem’in edebiyat teorisiyle ilgili yazdıklarıyla daha İlmî temellere otur­tulma imkânı bulmuştur. Muallim Naci ile yaptığı edebî kavga ile de yeniliğin temsilcisi olarak edebiyatımızda önemli bir yer edinmiştir. Orhan Okay, Ekrem’i ilk poetika yazarımız olarak kabul etmemiz gerektiğini düşünür. Ondan önce de bu anlamda yazılmış yazılar olmakla birlikte, Talim-i Edebiyat’ının ve diğer pek çok yazısının bu mânâda çok Önemli olduğunu söyleyebiliriz. Talim-i Edebi­yat’ın dışında, Takdir-i Elhan, Pejmürde ve Zemzeme gibi eserleri Ekrem’in poe­tik görüşlerini öğrenebileceğimiz kaynaklardır. Yine şiirimize ilk ciddi yenilikleri getiren Hâmid’in “Makber Mukaddimesi”, “Bir Şairin Hezeyanı” ile “Nakâfi” adlı şiirleri şairin sanatının ipuçlarını verdiği önemli metinlerdir.

Servet-i Fünûn şiiri, Tanzimat şairlerinin şiire toplumsal bir çehre kazandır­ma çabalarını görmezden gelerek şahsî ve estetik endişesi olan bir şiir meydana getirmiştir. Cenap ve Fikret, gerek şiirleriyle gerekse düzyazılarıyla bu anlayı­şın hatlarını çizerler. Özellikle Cenap’ın şiir sanatı üzerine geliştirdiği fikirler, kendisinden sonraki şairler için ciddi bir rehber olma niteliği taşır. Tanzimat’ın başlarından itibaren, eski ve yeni şiir taraftarları arasındaki edebî polemikler de, şiir sanatı üzerine görüşlerin zenginleşmesini sağlamıştır. Cenap, Evrak-ı Eyyâm’da yazdığı Oğluna Altıncı Mektub’uyla, “Tekazâ-yı Üslûp”, “Şair” adlı şi­irleri, “Şiir Nedir?”, “Nazmımız ve Vezin Mes’elesi” başlıklı makaleleri ve daha onlarca yazısıyla poetikasını açıklamıştır. “Şi’rim İçin”, “Kendim İçin”, “Şairin Kitabe-i Mezarı”, “Şiir Lisanından” gibi şiirlerinde de Cenap’ın şiir anlayışından bahsettiğini, şiirin diğer sanatlarla ilişkisini kendine göre yorumladığım görürüz. Cenap, şairi tabiattan ilhâm alarak yeniden bir şey vücuda getiren bir mucid, bir mubdi olarak görür. Fikret’in şiir, şair ve şiir sanatı ile ilgili yazılan ve şiirleri de oldukça fazladır. Öyle ki Orhan Okay, Fikret’in şiir, şair ve şiir sanatı ile ala­kalı 50 kadar şiirini tesbit ettiğini ifade eder ve “Fikret’in şiir telakkisini ve şiir yazmadaki endişe ve sıkıntılarını ifade eden” bir manzumesinden bahseder ki bu manzume Servet-i Fünûn’da çıkıp Rübâb-ı Şikeste’ye alınmamış bir “Muhavere-i Edebiyye”dir. Fikret, vezin üzerine kaleme aldığı “Evzân-ı Arûz”, “Te’sîr-i Evzân”, “Lisân-ı Şiir” başlıklı yazılannda bu konuyu irdeler. “Hasta Çocuk Man­zumesi Nasıl Telâkki Edildi?” başlıklı makalesi, Musâhabe-i Edebiyye başlığıyla kaleme aldığı yazılan, “Şaire Dair” ve “Kaari Terime” başlıklı şiirleri poetikasını yansıttığı diğer metinlerdir.

Bu dönem içinde Muallim Naci ve Beşir Fuad’ın poetik görüşleri de ince­lemeye değerdir. Hakan Sazyek, Naci’nin Şerâre adlı eserinin başında bulunan mukaddemenin, belirleyebildiği kadarıyla, Tanzimat döneminde bir şiir kitabına yazılmış ilk ve tek manzum poetik önsöz olma özelliği taşıdığından bahseder. Beşir Fuad, Türk kültür ve sanat hayatında pozitivizmin ilk temsilcilerinden ola­rak şiir hakkındaki kanaatlerine, Muallim Naci ile mektuplaşmalarından oluşan “İntikad” adlı eserinde işaret eder.

Osmanlı’nın son asrında gittikçe belirginleşen – Cumhuriyet’le birlikte kim­liğini kazanacak olan milliyet fikrinin paralelinde gelişen – millî duyarlılıklı şiir anlayışı içinde şairler, şiir sanatı ve toplumsal meselelerle ilgili fikirlerini birlikte yürütürler. Bu dönem şairleri, millî romantik bir duyuşa sahip olmalarına bağlı olarak halk edebiyatının dilinden ve unsurlarından çokça faydalanır.

Faruk Nafiz Çamlıbel,1926 yılında yayınlanan “San’at şiiri, “Ana Dili” adlı rubaisi ve 1942’de yazdığı “Şâir” başlıklı şiirinde poetik anlayışım ortaya koy­muştur. Milliyetçilik-Türkçülük düşüncesinin ideologlarından Ziya Gökalp’in “Türkçülüğün Esasları” adlı eserinde, “Dilde Türkçülük” ve “Estetik Türkçülük” başlıkları altında şiir türü hakkındaki görüşlerini sunduğunu görürüz. Şiirlerinde de poetik görüşler bulabileceğimiz Gökalp’in “Sanat” adlı şiiri, hem yine dil hem de ölçü meselesine atıfta bulunmaktadır. Türkçülük düşüncesinin şiir sahasında en önemli isimlerinin başında gelen Mehmet Emin Yurdakul’un “Büyük San’atkâr”, “Şair”, “Benim Şiirlerim”, “Şiirimin Perisine” ve “Anlamayanlara” başlıklı şiirlerini, şiirinin özelliklerini ve poetik anlayışını yansıttığı metinler olarak ele alabiliriz. ‘Türkçe Şiirler” adlı eserindeki “Biz Nasıl Şiir isteriz” başlıklı manzûme, şairin poetikasını ve şiir anlayışının nasıl olması gerektiği üzerine düşün­celerini içerir.

Saf şiir olarak adlandırabileceğimiz anlayış; Haşim ve Yahya Kemal gibi iki öncü şairin şiir sanatı üzerine görüşleri ışığında gelişme imkânı bulur. Bu şiirin taraftarları, bir dil ve ifade mükemmeliyeti kurmaya çalışarak şiirin gayesinin yalnız kendine yönelik olması gerektiğini savunurlar. Ahmet Haşim’in, Çağdaş Türk şiirinin ilk poetika örneği sayılan ve ilk olarak “Şiirde Mânâ” adıyla yayın­landıktan sonra “Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar” adıyla Piyale’nin önsözüne konuları yazı, şairin şiir hakkındaki görüşlerini ihtiva etmektedir. Bununla birlik­te bazı şiirlerinde de şiir anlayışıyla ilgili ipuçlarına rastlayabiliriz. Ahmet Haşim, bazı şairlerin eserlerinin başına koydukları manzum poetik önsöz örneklerine benzer manzum önsöz örnekleri vermiştir. Üç manzum önsöz olarak belirlenen şiirlerden ilki Göl Saatleri’nin “Mukaddeme”sidir. Piyale adıyla yayımlanan fa­kat daha sonra “Mukaddeme” başlığıyla aynı adlı esere alman şiir de İkincisidir. Üçüncüsü de, Piyale’nin bölümlerinden olan “Şi’r-i Kamer” deki “Kaan’e” baş­lıklı önsözdür.

Çağdaş Türk şiirinin en zirve isimlerinden biri şüphesiz Yahya Kemal Be- yatlı’dır. Yahya Kemal’in, şiir üzerine görüşlerini ihtiva eden “Edebiyata Dair” adlı kitabı, Yahya Kemal’in nesir üslubunda da ustalığını yansıtan bir eser olarak karşımıza çıkar ve şairin büyük oranda poetik görüşlerini içerir. Yahya Kemal’in “Edebiyata Dair” adlı eserinde şiir konusuna ayrılmış “Şiir” başlıklı bir bölümde; şiiri okuma biçiminden, bazı şairlerin şiir anlayışlarına, eski ve yeni şiire dair düşüncelerine ve nihayet kendi şiirine dair telakkilerine kadar çeşitli konulara yer verilir. “Şiir Okumaya Dair”, “Şiir ve Müddea”, “Sade Bir Görüş” adlı makaleleri poetikasını yansıtan diğer metinlerdir.

Asaf Halet Çelebi, çağdaş Türk şiirinde şiiriyle ve şiir üzerine görüşleriyle dikkat çeken ve farklılık arz eden isimlerden biridir. 1954 yılında İstanbul dergi­sinde bir kaç sayı sürecek olan poetik yazılarım yayınlar. “Benim Gözümle Şiir Davası” genel başlığını taşıyan bu yazılar; “Saf Şiir”, “Şiirde Vuzuh”, “Şiirde Şekil”, “Mücerred Şiir”, “Şiirde Ruh Anı” ve “Şiirlerimde Mistisizm Temayülü” başlıklarım taşımaktadır. A. Halefin Büyük Doğu dergisinin 9. sayısında yayın­ladığı “Yeni Şiir ve Şairler” başlıklı makalesi ve “Şiir Hakkında Düşünceler” başlıklı diğer yazılan da anılmaya değerdir.

Ahmet Hamdi Tanpınar, “saf şiir” anlayışının Yahya Kemâl ve Haşim’den sonraki en güçlü savunucularındandır. Tanpınar, “Edebiyat Üzerine Makaleler” adıyla kitaplaştırılan makalelerinde şiir sanatı üzerine fikirlerini geniş bir şekilde aksettirir. Ayrıca “Antalyalı Genç Kıza Mektup” gibi şahsiyeti ve edebî kişiliğine ait önemli ipuçlanrının verildiği mektubu, bunlara ek olarak başka şahsiyetlerle mektuplaşmaları da Tanpınar’ın poetik görüşlerine dair bilgi edinebileceğimiz kaynaklardır. Cahit Sıtkı Tarancı’nın şiir hakkında düşüncelerini özellikle Ziya Osman Saba ile elli yedi mektuptan oluşan mektuplaşmalarından (1930-1946), başka mektuplarından ve dergi röportaj larından öğreniriz. Kaya Bilgegil de, kırk sayfalık “Şiir ve Mabadı” başlıklı poetik yazısında, bir mağara alegorisi eşliğinde okuru hayalî bir yolculuğa çıkararak saf şiir hakkındaki kanaatlerini paylaşır.

Çağdaş şiirimizde, kendi müstakil poetikalarını kurmuş olan şairlerimizde vardır. Bu poetikaların, yer yer yukarıda bahsedilen şiir anlayışları ile kesişen yönleri olduğu gibi, ayrılan yönleri daha fazladır. Bu isimlerin başlıcaları Meh­met Akif Ersoy, Orhan Veli Kanık (Oktay Rifat ve Melih Cevdet’le birlikte), Ne­cip Fazıl Kısakürek, Nazım Hikmet’tir.

Mehmet Akif Ersoy, şiir üzerine düşüncelerini, Safahat’taki şiirlerinden ve muhtelif zamanlarda yazmış olduğu dergi yazılarından tespit edebiliriz. “Han­gisi Şiir” adlı yazısında da Kaside-i Bürde ile Kaside-i Bür’e şiirlerini kısa bir mukayesesini yaparak Ka’b bin Züheyr ile İmam-ı Buseyrî’nin bu şiirlerine kar­şılık almış oldukları lütufların hikâyesini anlatır. Akif karşılıklı konuşma şeklinde kaleme aldığı “Musahabe-i Edebiye” ve “Mukallidliği de Yapamıyoruz” başlıklı yazılarında, Sebilürreşad’daki 19 Temmuz 1928 tarihli bir makalesinde poetikasının ipuçlarını verir. Çağdaş Türk şiirinde toplumcu gerçekçi şiir anlayışının en önde gelen isimlerinden Nazım Hikmet; “Sanat Telakkisi” şiirinde, Memet Fuad ve Kemal Tahir’le mektuplaşmalarında poetik görüşlerine yer verir. Ekber Babayev’in Yön Dergisi’nin 231. ve 214. sayılarında yayınladığı “Nâzım Hikmet Kendi Şiirini Anlatıyor” başlıklı konuşma, daha sonra Yelken Dergisi’nin Şubat 1969 tarihinde özetlenerek tekrar yayınlanır. Bu konuşma da, Nazım Hikmet’in poetik sanatının ipuçlarını bizzat dile getirdiği bir metindir.

Garip şiirinin en önemli ismi olan Orhan Veli’nin kaleme aldığı “Garip” ön­sözü, bazı dergi yazılan ve röportajlar, Orhan Veli’nin, dolayısıyla Garip şiirinin poetikası hakkında fikir edinebileceğimiz kaynaklandır. Orhan Veli’nin “Konfe­rans” başlığı altında Varlık Dergisi’nin Nisan 1951 yılında yayınladığı metin, ayrıca yine aynı derginin Mayıs sayısında “Şiirde Mâna” başlığı altında yayınlanan iki yazısı, Garip önsözünün dışında kaleme alınmış iki poetik özellikli yazıdır.

Necip Fazıl Kısakürek, Çağdaş Tük şiirinde ekol olma gücüne erişmiş birkaç şahsiyetten biridir. “Anladım işi; sanat Allah’ı aramakmış; Buymuş oyun, gerisi yalnız çelik çomakmış…” dizeleri ve en önemlisi “Poetika” başlığıyla “Çile” adlı şiir kitabının sonuna eklediği geniş bölümde, şiir hakkındaki düşüncelerini ve tespitlerini kaydeder. “Şâir”, “Şiir”, “Şiirde Usul”, “Şiirde Gaye”, “Şiirin Unsur­ları”, “Şiirde Kütük ve Nakış”, “Şiirde Şekil ve Kalıp”, “Şiirde îç Şekil”, “Şiir ve Cemiyet”, “Şiir ve Hayat”, “Şiir ve Din”, “Şiir ve Müsbet İlimler”, “Şiir ve Devlet” ve “Toplam” başlıklı on dört bölümden oluşan bu poetika, mütefekkir bir şairin, şiir üzerine oluşturduğu ciddi bir çalışma örneğidir.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!