Zehra Roman Özeti
Zehra Roman Özeti
Nabizade Nâzım’ın romanı (1896)
• Olay 1890 yıllarında İstanbul’da geçer: Eminönü’nde Asmaaltı çarşısında bir mağazası olan tüccar Şevket Efendi, on yedi yaşlarındaki kıskanç yaradılışlı kızı Zehra’yı, kâtibi Suphi ile evlendirmiştir. Yeni evliler, ilk yaz, Üsküdar’ın arkalarına düşen Bulgurlu’da bir köşkte mutlu yaşarlar, ama bir süre sonra Zehra’nın huysuzluk ve kıskançlıkları başlar. Suphi’nin annesinin, işlere yardım etsin diye, eve Sırrıcemâl adında çok güzel bir cariye alması, Zehra’nın kıskançlığını daha da çoğaltmıştır. Suphi, soğuduğu karısından ayrılır, Sırrıcemâl’le evlenir.
Zehra, onların Bakırköy’deki adreslerini öğrenir, öç alacaktır: Ürani adında genç, güzel bir Rum kadınını, Suphi’yi baştan çıkarmakla görevlendirir. Suphi, Ürani’nin tuzağına düşmüş, Sırrıcemâl’i de yüzüstü bırakmıştır; Sırrıcemâl intihar eder. Zehra, asıl hıncını Suphi’den, daha beter alacaktır. Mağazayı yöneten kâtip Muhsin’le evlenince, elinde avucunda kalmış son paraları da tüketen Suphi, tulumbacı olur, kahve köşelerine düşer, sonunda Ürani’yi ve onun yeni dostunu da öldürünce Trablusgarb’a sürülür. İkinci evliliğinde de mutlu olamayan, bu kocasının ölümü üzerine düşer, sonunda Ürani’yi ve onun yeni dostunu da öldürünce Trablusgarb’a sürülür. İkinci evliliğinde de mutlu olamayan, bu kocasının ölümü üzerine de tek başına kalan Zehra, bir gün çarşıya çıkmıştır; Mahmutpaşa yokuşundan inerken, yoksul yaşlı bir kadının yol ortasında düşüp öldüğünü görür. Suphi’nin annesidir kadın. Zehra çok üzülür, hastalanır, çağrılan doktorun ilaçlarını da almaz, otuz beş gün sonra o da ölür.