Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
10. Sınıf Felsefe Bilim ve Kültür Yayınları

10. Sınıf Felsefe Ders Kitabı Cevapları Bilim ve Kültür Yayınları Sayfa 73

“10. Sınıf Felsefe Ders Kitabı Cevapları Sayfa 73 Bilim ve Kültür Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

10. Sınıf Felsefe Ders Kitabı Cevapları Bilim ve Kültür Yayınları Sayfa 73

Fenomenoloji yaklaşımına göre gerçeğe ulaşmanın yolu özne (insan)dir. Edmund Husserl bu felsefi ekolün kurucusudur. Ona göre doğru bilgi, fenomenlerin bilgisidir. Edmund Husserl’e göre fenomen olay değildir, olayların içindeki özdür. Fenomenlerin anlaşılabilmesi için “paranteze alma” yöntemini kullanır. Bu yöntemde yönelinen konunun özüyle doğrudan bağlantısı olmayan, rastlantısal, ilgisiz nitelikler bir kenara atılır. Bu yöntem aracılığıyla olayın özü elde edilmeye çalışılır.

Bilgi felsefesinde araştırılan önemli bir alan da bilginin sınırlarının ne olduğudur. İnsanın ne kadar bildiği, neyi bilip neyi bilmediği, her şeyi bilip bilemeyeceği, kesin, değişmez bilgiye ulaşıp ulaşamayacağı bu alan içinde araştırılır. Bu konuda çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Bunlardan birine göre insan, kendisinden bağımsız şekilde var olan nesnelerin gerçek bilgisini elde edebilir. Bilginin sınırlarını zihin belirlemez. Bilginin sınırı, insanın zihni dışında gerçekten var olan dünyanın sınırları kadardır. İnsan kendisi gibi olmayan, bağımsız bir varlık alanını bilmeye çalışan, etkin bilen bir varlıktır. İnsan sadece kendi zihninin içeriklerini bilmekle sınırlı değildir, gerçek olan nesnelerin de bilgisine ulaşabilir.

Diğer bir görüş ise insanın kendi dışındaki nesneleri gerçekte olduğu hâliyle bilemeyeceğidir. İnsanın, kendi dışındaki dünyayı ve gerçekliği olduğu gibi değil, kendisinin algıladığı ve zihninin yapısına uygun olacak şekilde bilebileceği savunulur. Bu görüşü savunan bazı düşünürlere göre bilme sürecinde bilinebilmesi mümkün olan sadece insanın kendi zihin içerikleridir. İnsan, zihninin dışına çıkamaz, onunla sınırlandırılmıştır.

Dolayısıyla insan, gerçeği olduğu gibi bilemez. Bu görüşün önde gelen temsilcisi George Berkeley’dir (Corç Berkli). Berkeley, nesneyi, bilen insan zihnine bağlı kılmış; bilgide kişinin öznel izlenimlerinin, zihinsel temsil ve zihin içeriklerinin aşılamayacağını savunmuştur.

Yukarıda dile getirilen görüşün ikinci çeşidinde ise insanın, kendisinden bağımsız şekilde var olan (gerçek) nesnelerin bilgisine, kendisinin sahip olduğu özellikler çerçevesinde ulaşabileceği iddia edilir. Bilginin oluşmasında insanın deneyleri ve zihnin yapısı önemli bir rol alır. Bu yaklaşıma göre deney alanının dışında kalan bir gerçekliğin bilinemeyeceği ve onun doğru ya da yanlış olduğu üzerine bir yargı verilemeyeceği savunulur. Bilginin sınırı insanın deneyleri ve zihnidir. Bu yaklaşımın önde gelen savunucusu Immanuel Kant’tır. Ona göre bilgi sınırlıdır; insanın bildiği şey nesnenin veya varlığın kendisi değildir, insana göründüğü şekliyle olan kısmıdır. İnsan deneyimleri sonucunda elde ettiklerini, aklında doğuştan getirmiş olduğu kavram ve kategoriler yardımıyla bilgi hâline getirir. İnsanın bilgisi, onun zihninin yapısı çerçevesinde meydana gelmektedir; insan, gerçekliği olduğu gibi bilememektedir.

Bilginin sınırı konusunda epistemolojide ele alınacak bir başka yaklaşım da rasyonalizmdir. Bu yaklaşıma göre bilgimizin sınırı ve ölçütü akıldır.
Aklın doğuştan getirdiği ilke ve bilgilere sahiptir.
İnsan ancak bunlar aracılığıyla bilebilir. Duyu deneyimlerinin aldatıcılığından insanı akıl koruyabilir. Akıl bizi değişmez; kalıcı ve sabit olan varlığın bilgisine ulaştırabilir.

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.

10. Sınıf Bilim ve Kültür Yayınları Felsefe Ders Kitabı Sayfa 73 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!