10. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı Sayfa 94 Cevapları Gezegen Yayıncılık
10. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı Cevapları Gezegen Yayıncılık Sayfa 94 ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
10. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı Sayfa 94 Cevapları Gezegen Yayıncılık
Bu ayete göre İslam’ın getirdiği sosyal adalet, toplum içinde her bireyin insanca yaşama, kabiliyetlerini ortaya koyup geliştirme imkân ve fırsatını bulması ile gerçekleşmektedir. Elbette Müslüman toplumlarda da zengin, fakir, okumuş, okumamış, bilgi ve beceri bakımından birbirinden farklı insan ve sosyal grupların olması doğaldır. Ancak İslam’ın insan ve toplum anlayışı, dünya nimetlerinden yararlanma açısından birbirinden farklı çok büyük sosyal grupların oluşmasını da önlemeye çalışır. İslam dininin hedefi, fakirliği ortadan kaldırarak bütün insanlar arasında ekonomik eşitlik sağlamak değil, fakirlerin temel ve tabii ihtiyaçlarını temin etmek ve fakirliğin insanlar üzerindeki olumsuz tesir ve sonuçlarını etkili tedbirlerle önlemektir. Bu çerçevede İslam dini, çalışma imkânı olanlara iş bularak çalışıp üretmelerini ve bu yoldan ihtiyaçlarını gidermelerini sağlamak ister. Toplumun çeşitli iş ve faaliyetlere ihtiyacını göz önüne alarak bireylerin kabiliyetli bulundukları sahada çalışıp verimli olmalarına imkân oluşturmayı amaçlar. Çalışarak ihtiyaçlarını gideremeyenlerin insana yakışan bir hayat ve refah seviyesinde yaşamalarını sağlamanın yollarını gösterir. Çünkü İslam’a göre mülkün gerçek sahibi Allah’tır (c.c.). İnsanlar farklı çevrelerde ve farklı becerilerle dünyaya gelebilirler. Ancak herkesin insanca yaşayabileceği şekilde Allah’ın (c.c.) nimetlerinden yararlanmak, bireysel ve ailevi gereksinimlerini karşılamak hakkı vardır. Dünya nimetlerinden yararlanan insanlar arasındaki uçurumun aşırı derecede büyümemesi ve böylelikle sosyal adaletin tesis edilebilmesi için paylaşma erdemine şiddetle ihtiyaç vardır.
İmkânlarını başkalarıyla paylaşmayı erdem sayan bireylerin yoğun olarak yaşadığı toplumlar, hem sosyal adaletin hem de toplumsal barışın gerçekleştirilmesinde büyük bir kazanım elde etmiş olacaklardır. Böylesi toplumlarda daha az ekonomik seviye farklılaşması olacak, daha az çatışma yaşanacak ve daha huzurlu bir toplumsal yaşantı egemen olacaktır. Bu sosyal gerçeklik, İslam dininin hedeflediği toplumsal hayat idealidir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de toplumda adaletin, iyiliklerin ve güzelliklerin egemen kılınabilmesi için şöyle buyrulur: “…İyilik ve (Allah’ın yasaklarından) sakınma üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın…”™ Bu ilke, İslam’ın “kardeşlik” anlayışının bir gereğidir. Nasıl ki aynı ana ve babanın çocukları olan kardeşlerin birbirleriyle yardımlaşmaları gerekiyorsa aynı şekilde Kur’an’ın birbirlerini kardeş olarak gördüğü müminlerin de gerektiğinde yardımlaşmaları bir zorunluluktur. Bu yaklaşım tarzı, İslam’ın öngördüğü dindarlık anlayışının bir gereğidir. Dindar insan, hem bireysel mutluluğunu sağlayan hem de toplumsal adaletin sağlanması için Allah’ın (c.c.) kendisine verdiği imkânlardan başkalarını da faydalandıran insandır. Bu maksatla yaptığı eylemler, bir anlamda onun dindarlık düzeyini göstermektedir. İslam dini, sosyal adaletin devlet eliyle sağlanması kadar bireylerin de buna katkı yapması için paylaşma ve yardımlaşmaya yönelik öğütlerde bulunur. İnananlara mülkün gerçek sahibinin Yüce Allah (c.c.) olduğunu hatırlatır ve servetlerinden Allah (c.c.) yolunda zekât, sadaka vermelerini ve infak etmelerini öğütler.™ Hz. Peygamber de pek çok hadisinde Müslümanların birbirleriyle manen kardeş olduklarını ve aralarındaki sosyal dayanışmanın boyutlarının çok kapsamlı olması gerektiğini belirtir.
- Cevap: Bu sayfada herhangi bir soru bulunmamaktadır.
10. Sınıf Gezegen Yayınları Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı Sayfa 94 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.
