Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Düşler Yayıncılık

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Düşler Yayıncılık Sayfa 138

“10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 138 Düşler Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Düşler Yayınları Sayfa 138

sattırır; öteki günler(de)yse Fedâî’yi büyücek yerlere çamaşıra, tahtaya gönderir; arada bir kendisi de gider; kısacası ellerinin emekleriyle kimseye muhtaç olmadan geçinebilirdi.
Râkım büyüdü. Beş yaşında Salıpazarı’ndaki Taş Mektep’e verilip, on bir yaşında İstanbul tarafında Valde Rüşdiye Mektebi’ne alındı. On altısında oradan çıkıp Hâriciye kalemine kendisini kabul ettirmeye yol buldu.
Aman bu çocuk ne kadar çalışıyordu! Hani ya, “Gece gündüz çalışıyor” derler ya! İşte gece gündüz gerçekten çalışan buydu. Tam çocuğunu bu boya getirdikten sonra, annesi ölmesin mi!
(…)
Râkım’da henüz aylık yıllık yok. Sâdık Fedâî hâlâ dikiş dikiyor; mendil, çevre işliyor; kahve torbası dikiyor; çamaşıra, tahta silmeye gidiyordu. Aldığı paradan, evinin zorunlu harcamalarını ayırarak kalanını, “Delikanlıdır, parasız kalmasın…” diye tamamen Râkım’a veriyordu. Fakat Râkım’ın cep harçlığına o kadar gereksinmesi yoktu. Sabahleyin Süleymaniye’ye medreseye gidip, saat dörtte oradan çıktıktan sonra kaleme, sonra kalemde aldığı Fransızca dersini güçlendirmekle birlikte, bu sırada bir kat daha ileriye gitmek için Galata’da bir hekime giderek akşam saat birde evine gelen ve yemekten sonra Kazancılar mahallesinden Beyoğlu’na çıkıp, yine Hâriciye kaleminde arkadaşı olan bir Ermeni’ye Türkçe okutmak ve bu hizmete karşılık bir çok Fransızca kitaplarını karıştırmakla vakit geçiren bir çocuğa paranın ne gereği kalır?
Hattâ Cumaları bile, Râkım sözünü ettiğimiz Ermeni arkadaşının kütüphânesinden çıkmazdı. O kadar ki, ev halkınca, familyaca Râkım’a büyük bir güven oluşmuş bulunduğundan, pazar günleri Hâriciye kalemi tâtil olarak Râkım yine arkadaşının evine gidip de eğer o gün familyaca bir yere gidilecekse Râkım’ı kütüphâne odasına kaparlar, öyle giderlerdi. Râkım için böyle bir gün ne mutlu gündü.
Bizim Râkım Efendi, böylece tam dört yıl daha öğrenimde devam etti. Koca Fedâî Dadı, halk mutfaklarında kül kömür olarak hanımının kendisine emanet bırakmış olduğu gözünün nurunu yoksun ve zavallı bırakmak şöyle dursun, sanki hâli vakti yolunda bir adam evlâdı gibi yedirip içirmeyi başarıyordu.
(Babası ölünce Felâtun Bey’in payına on altı bin liralık bir miras düşer. Felâtun Bey Polini adlı bir aktrise âşık olur. Sonunda âşık olduğu aktris uğrunda bütün servetini tükettiği gibi bin beş yüz lira da borca girer. Tanıdıklarından birinin yardımıyla Akdeniz adalarından birinde bir mutasarrıflık elde ederek İstanbul’dan uzaklaşır. Râkım Efendi ise çalışkanlığıyla gelirini artırır ve Canan adlı bir kızla evlenir.)
Ahmet Mithat Efendi Felâtun Bey ile Râkım Efendi

Metin ve Türle İlgili Açıklamalar

Roman, Türk edebiyatına Fransızcadan yapılan çevirilerle girmiştir. Yusuf Kamil Paşa’nın Fenelon’un “Terceme-i Telemak” adlı eseri Türk edebiyatındaki ilk çeviri romandır. Eseri Yusuf Kamil Paşa çevirmiştir. 1860-1880 yılları arasında Batı dillerinden birçok roman Türkçeye çevrilmiştir.

Türk edebiyatındaki yerli ilk roman Şemseddin Sami’nin 1872’de yayımlanan “Taaşşuk-ı Talat ve Fit- nat” adlı eseridir. Recaizade Mahmut Ekrem’in “Araba Sevdası” adlı eseri Türk edebiyatının ilk gerçekçi

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır. 

10. Sınıf Düşler Yayıncılık Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 138 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
1
angry
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!