10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 100 (MESEM)
“10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 100 Meb Yayınları (MESEM)” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 100 (MESEM)
Önünden gelip geçen hanımlara dalgın dalgın bakıp dururken yüreği birdenbire hop etti. Zavallı gencin yüzünün rengi uçuverdi. Yanından aşağıya doğru giden iki hanımdan kırmızı şemsiyelisini ölen sevgilisine benzetmişti. Hanımın kalınca yaşmağı altındaki çehresine dikkatli baktığı zaman Üsküdar vapurunda uzaktan gördüğü hanım, yani ölen sevgili “siyahçerde”sinin kız kardeşi olduğunu tanıdı. Artık iki aydır merak ettiği mezarın yerini öğrenmek için ele geçen bu fırsatı kaçırmaması gerektiğini düşündü. Böylece, kırmızı şemsiyeyi takibe karar verdi. Kırmızı şemsiye durdukça o da durdu, ilerledikçe o da ilerledi. Sonunda hanımlar Şehzade Karakolu’nun köşesinden sağa saptılar. Bey de saptı. (…) Bey’in de artık daha fazla beklemeye sabrı kalmamıştı. Hızlı hızlı gitti. Kırmızı şemsiyenin yanına vardı. Kırmızı şemsiye ise takip edildiğini bilmediğinden Bey’in ayağının sesini duyunca döndü, kendisine baktı. Bu dakikada Bihruz Bey artık kırmızı şemsiyeli hanımın yüzüne bakamıyordu. Gözleri yerde olduğu halde derdini anlatmaya başladı, hanımı da cevap vermeye mecbur etti:
“Ah, pardon efendim!.. Mil pardon!..”
“Niçin? Ne var pardon diyecek?”
“Ah, nasıl söyleyeyim, dilim varmıyor. Lâkin mecburiyet… Ah, iki aydır ne kadar sufrans içinde olduğumu bilseniz bana merhamet ederdiniz.”
“Ne istiyorsunuz? Adamlar geliyor, çabuk söyleyiniz.”
“Ah! Nasıl söyleyeyim, kız kardeşinizin… Of, söyleyemiyorum. Ah, mezarını nerede ise bana söylemenizi rica ederim, affedersiniz fakat emin olunuz ki kız kardeşiniz… Ah, bir anj gibi şast olarak gitmiştir.”
“Neler söylüyorsunuz anlamıyorum ki.”
“Ah, o zavallı meleği görmüş, sevmiştim. Benim bahtsızlığım. Aman affedersiniz!”
“Ne istiyorsunuz diyorum size?”
“Kız kardeşinizin mezarını öğrenmek isterim.”
“Benim kız kardeşimin mezarını?”
“Evet, pardon kusurumu affedin. Ne yapayım, yüce zatınızı temin ederim ki…”
“Siz kız kardeşimi nerede gördünüz?”
“Çamlıca Bahçesi’nde gördüm. Lâkin sizi temin ederim ki… Ah, kız kardeşiniz bir anj’dı.” “Konuştunuz, görüştünüz müydü?”
“Evet! (…)
“Ey sonra?… Başka bir defa kendisine bir mektup da verdiniz miydi?”
“Ah, pardon efendim. Mektup başka bir şey değildi. Maryaj’ımız için bir teklifti.”
“Hemşiremi beğendiniz, sevdiniz miydi?”
“Ah! Bilemezsiniz. Tasavvur edemezsiniz ne kadar sevmiştim.”
“Vefat ettiğini nereden duydunuz?”
“İki ay… Tam iki ay gezdim. Aradım, bir yerlerde görmek kısmet olmadı. Birdenbire kayboluşuna bir anlam veremiyordum. Korkuyordum, kimseye soramıyordum. Nihayet o malör’ü haber aldım. Ah, kom je sufer!”
(…)
“Şimdi görseniz hemşiremi elbette tanırsınız değil mi?”
“Ah! Ne demek efendim, ne demek? Hiç tanımaz mıyım?”
“Hele yüzüme bir iyi bakınız, sakın hemşirem sandığınız ben olmayım?”
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 100 (MESEM) ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.
