Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
11. Sınıf Felsefe Meb Yayınları

11. Sınıf Felsefe Meb Yayınları Ders Kitabı Cevapları Sayfa 45

11. Sınıf Felsefe Ders Kitabı Sayfa 45 Cevapları Meb Yayınları’na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

11. Sınıf Felsefe Meb Yayınları Ders Kitabı Cevapları Sayfa 45

Kötülük Problemi

Kötülük problemi düşünüldüğünde genel olarak iyi ve kötünün veya günah ve sevabın açıklanması gerekir. Ana sorun “Eğer Tanrı varsa, mutlak güç sahibiyse ve insanın iyiliğini istiyorsa neden dünyadaki kötülükleri önlemiyor veya ortadan kaldırmıyor?” gibi sorular ekseninde şekillenir.

Kötülük problemi, Hristiyan felsefesinde pek çok problemle ilişkilidir. Kötülük, Tanrı’nın varlığına ilişkin tartışmalarda Tanrı’nın var olmadığına yönelik delil olarak sunulmuştur. Tanrı, kötülüğü kaldırmıyorsa ve kötülük de varsa o hâlde Tanrı yoktur çıkarımında bulunanlar olmuştur. Bu çıkarım Hristiyan ve İslam düşünürleri tarafından eleştirilmiştir.

Hristiyanlığa göre Tanrı; insanlara iyiliği emreden, kötülükten uzak durmalarını isteyen ve her şeyi yaratan tek varlıktır. Bu açıdan Hristiyan felsefesinde kötülük problemine çeşitli açıklamalar getirilmiştir. Bunlar arasında Augustinus’un ve Aquinalı Thomas’ın açıklamaları öne çıkmaktadır.

Augustinus, Tanrı’nın her zaman iyiyi emrettiğini ama insana irade vermek suretiyle iyiyi veya kötüyü seçme özgürlüğünü de tanıdığını belirtir. Kötülük, irade zayıflığından kaynaklanır. Hz. Adem’in bile yasaklanan bir şeye el uzatması sonucunda cennetten kovulduğuna işaret ederek Tanrı’nın insanı kukla olarak yaratmadığını belirtir. Bu açıdan kötülük problemi aynı zamanda kader ve özgür irade problemiyle yakından ilişkilidir. Kaderin Tanrı tarafından bilinip insan tarafından bilinmiyor olması özgür irade sorununu doğurur. Augustinus, insanın kaderini bilmiyor olmasını özgür iradenin gerçekleşmesi olarak düşünür.

Hristiyan felsefesinde kötülük problemine yönelik Augustinus’un görüşlerinin yanı sıra İslam filozofu İbn Sînâ’nın görüşleri de kabul görmüştür. İbn Sînâ’ya göre kötülük kusurlu olan insanın erdemden uzak oluşundan kaynaklanır. Ayrıca iyinin anlaşılabilmesi için kötülük gereklidir.

Tümeller Problemi

Tümeller kavramı bir sınıfı oluşturan, bütün üyeleri içine alan genel kavramları işaret etmek için kullanılır. “ağaç” kavramı ele alınacak olursa onun doğada meyve verebilen, gövdesi odun veya kereste olmaya elverişli bulunan ve uzun yıllar yaşayabilen bitkileri ifade etmek için kullanıldığı görülür. “ağaç” tümel bir kavram iken onun üyeleri olan ve doğada gözlemlenen varlıklar ise tekildir. Varlıklar ya da nesneler içerdikleri özelliklerin benzerlikleri üzerinden soyutlanarak tümel kavramlara dönüşür. Dolayısıyla tümel kavramlar, nesneler hakkında genelleştirilmiş geçerli bilgi imkânı sunar.

Tümellerin ne olduğu, nasıl oluşturulduğu, nerede bulunduğu gibi sorular filozoflar tarafından açıklanmaya çalışılmıştır. Platon’a göre tümel kavramlar yani idealar, tek tek nesnelerde değil onlardan bağımsız olarak vardır. Aristoteles’in varlık görüşünde tümel kavramların kendi başına gerçekliği yoktur, tümel kavramlar nesnelerin kapsamındadır.

MS 2-15. yüzyılda ise tümel kavramların ne olduğu, nesnede mi nesnelerden bağımsız mı bulunduğu tartışması; Tanrı’da bulunup bulunmadığı tartışmasıyla mantık, bilgi ve inanç açısından yeniden şekillenmiştir.

Kavram realizmine göre tümel kavramların varlığı Tanrı’nın zihnindedir. İnsan zihninde bu kavramlar “Tanrısal ide” olarak yer alır. Mutlu insan, görünen bir varlıktır ama mutluluk genel bir kavramdır ve Tanrı’nın zihninde gerçekliği vardır. Önemli temsilcileri Augustinus ve Anselmus’dur.

Kavramcılık (konseptualizm) tümel kavramları Tanrısal açıklamalardan ayırır. Onların duyu deneyimiyle her bir varlıkta kavranabilineceğini ileri sürer. “İnsan” kavramının gerçekliği doğada görülen her insanın içinde bulunur. Önemli temsilcisi Aquinalı Thomas’tır.

Adcılık (nominalizm) görüşüne göre tümel kavramlar, birbirine benzeyen nesnelerin ortak özelliklerine adlar verilmesiyle oluşur. Onların kendi başına yani insan zihninin dışında gerçeklikleri yoktur. “İnsan” kavramı, doğada akıl sahibi varlıkları işaret etmek için zihin tarafından üretilen bir adlandırmadır. Dolayısıyla zihin dışında gerçekliği yoktur. Önemli temsilcisi Ockhamlı William’dır.

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.

11. Sınıf Felsefe Meb Yayınları Ders Kitabı Sayfa 45 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!