Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
11. Sınıf Tarih Meb Yayınları

11. Sınıf Tarih Meb Yayınları Ders Kitabı Cevapları Sayfa 57

11. Sınıf Tarih Ders Kitabı Sayfa 57 Cevapları Meb Yayınları’na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

11. Sınıf Tarih Meb Yayınları Ders Kitabı Cevapları Sayfa 57

Copernicus, Güneş Sistemi’ni keşfetmiş, Dünya’nın yuvarlak olduğunu ve Güneş’in etrafında döndüğünü 1543’te yayımladığı “Göksel Kürelerin Devinimleri Üzerine” adlı eserinde ispatlamıştır. Copernicus (Görsel 2.11), bu teorisiyle kilise tarafından dogma hâline getirilen Aristo ve Batlamyus’un öğretilerine karşı çıkmıştır. Bu sebeple Copernicus’un yeni teorisi, modern bilimsel devrimin başlangıcı sayılmıştır. Özgür düşünce için aklı ve deneyi ön plana alan Copernicus’un fikirleri, Rönesans sürecinde gelişmiş ve Aydınlanma Çağı’nda olgunlaşmıştır.

XVI. yüzyılda eserler veren MachiaveUi,Aydınlanma Dönemi’nde yeni toplumun ve yeni devletin şekillenmesine yardımcı olmuştur. “Hükümdar (Prens)” adlı kitabında Machiavelli, İtalya’da siyasi birliğin ancak güçlü bir hükümdarla sağlanabileceği fikrini ortaya atmıştır. “Hükümdarın önünde onu sınırlayacak hiçbir engel olmamalıdır.” diyen Machiavelli; din ve ahlak kurallarının bile hükümdarı durdurmaması gerektiğini ileri sürmüştür. Machiavelli, bir yandan siyaseti din kurallarından ayırarak laikleştirmiş bir yandan da dini, devletin denetimine alarak iktidarın bir aracı hâline getirmeye çalışmıştır. Ona göre esas olan devletin birliğinin sağlanmasıdır.

Thomas Moore, İngiltere’de sanayileşmenin getirdiği sorunlardan etkilenerek “Ütopya” adlı eserini kaleme almıştır. Eserinde özel mülkiyetin bulunmadığı bir devleti hayal eden ve anlatan Moore (Görsel 2.12), İngiltere’deki toplum düzenini ve adalet sistemini eleştirmiştir. Ütopya’da herkes devlet için üretir ve para geçerli değildir. Üretilenlerden herkes ihtiyacı kadar alır. Moore, insanların bu şekilde mutlu olabileceklerini düşünerek ütopik bir düzen hayal etmiştir.

Aydınlanma düşüncesini felsefî temellere oturtan kişi Immanuel Kant’tır. XVIII. yüzyılda “Aklını kendin kullanma cesaretini göster.” diyen Alman Filozof Kant, aydınlanmanın parolası olan bu sözüyle insanın aklını başkasının kılavuzluğuna bırakmaması gerektiği üzerinde durmuştur. “Saf Aklın Eleştirisi” eserinde ön yargılarından, dinsel inançlarından ve skolastik düşünceden kurtulan insan, aklını kullanarak yeni bir toplum inşa etme sürecine girmiştir.

XVIII. yüzyılda yaşayan Jean Jacques Rousseau da halkın iktidarım, her alanda eşitliğini ve mutlak demokrasiyi savunan bir düşünürdü. “Toplum Sözleşmesi” adlı eserinde Rousseau (Görsel 2.13), insanların toplum içinde özgür ve eşit yaşaması için ortaklaşa oluşturacakları bir sözleşme olduğunu öne sürmüştür. Buna göre, bireyler, kendilerinin nasıl bir güç tarafından yönetilecekleri kararına ulaşacaklardır. Böylece devlet, halkın egemenliği ile yükseldiğinde meşru olacaktır. Rousseau’nun bu düşüncesi; kan soyluluğuna bağlı ayrıcalıkların ortadan kaldırılması, mutlak monarşik yönetimlerin sona ermesi anlamına geliyordu. Böylece zaten ekonomik güce sahip bulunan burjuvazi, hukuki ayrıcalıkların kaldırılmasıyla siyasi yapıda da güç sağlayabilecekti.

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.

11. Sınıf Meb Yayınları Tarih Ders Kitabı Sayfa 57 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
2
unlike
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!