Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 249

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 249 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 249

Aşağıdaki metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)

Okuyucu Olmak Sanatı

Bir kitap okuduğu zaman müellifin hayallerini ve fikirlerini takip ettiğine emin olmayan okuyucu pek azdır. îşte büyük bir aldanış: Okuyucunun müellife ait olduğunu sandığı şeylerin çoğu, hakikatte kendi fikirleri ve hayalleridir.

Bir hikâye okuyorsunuz. îlk cümle şu: “Yağmurlu bir nisan akşamıydı.”
Müellifin bu akşamı tarif etmek için kullanacağı vasıflar ne olursa olsun, sizin tahayyül edeceğiniz şey, unsurlarını kendi hayatınızın parça parça tecrübelerinden alarak yine kendi tasarladığınız bir sahne olacaktır.

Hayalinizde ya kendi hatıralarınız arasından muayyen bir tanesi yahut da ayrı ayrı intibalarınızdan mürekkep bir manzara canlanacak. Başka türlü olmasına imkan var mıdır? Çünkü başkalarının tecrübelerini ancak nefsimizi gözetleyerek anlayabiliriz.

Dahası var. Müellif “Yağmurlu bir nisan akşamıydı” dedikten sonra, biz onun ikinci cümlesine geçinceye kadar, böyle bir akşama ait diğer hatıralarımız da şuurumuzun eşliğine gelip dayanabilir ve aydınlığa çıkmak ister. Mesela yağmurlu bir nisan akşamında başımızdan geçen bir vakanın hatırası da şuurumuzun kapısını çalar. Hikâyenin ikinci cümlesi, belki bu hatıranın canlanmasına mani olur; fakat onun bir müddet kapıda beklemesine ve şuura çıkmak için fırsat kollamasına mani olmaz.
Her insanın hatırası başkadır. “Yağmurlu bir nisan akşamıydı.” gibi çok basit bir cümlenin bile her okuyucuda uyandıracağı intibalar, hatıralar ve fikir tedaileri de başka başka olur.
Biz bir yazıyı okurken yalnız onu değil, kendi kendimizi de okuyoruz. Bunun için değil midir ki tecrübeleri, fikirleri ve hayalleri bizimkine uyan veyahut da hiç olmazsa biraz yaklaşan muharrirlerin yazılarını severiz. Bunlar o muharrirden ziyade kendimizi aydınlatarak bize göstermeye yarayan, gözümüzü kendisine aksettiren ayna gibi nefsimizin kendi kendini görmek için muhtaç olduğu kılavuz ışıklardır.

Bir oda resmi görürsek hepimizin önüne aynı oda resmi gelir. Fakat bir yazıda gördüğümüz her hangi bir oda kelimesi önünde -muharrir bu odayı ne şekilde tasvir etmiş olursa olsun- hep aynı oda gözümüzün önüne gelmez. Her okuyucunun tasarladığı oda başkadır.
Müşahhas kelimeler için böyle olduğu gibi, mücerret mefhumlar için de böyledir. Bir “korku” kelimesinin hepimizde uyandırdığı hatıralar ve intibalar bir midir? Ümit, ideal, şahsiyet, zaman dediğimiz zaman da hep aynı şeyleri mi anlıyoruz? Ne münasebet! Bunun en büyük delili de şudur ki, her mütefekkir, her ruhiyatçı ve filozof, mücerret mefhumları başka başka tarif eder.
Hepimizin kendimize göre bir lisanımız var. îki kişi aynı dili konuştuğu halde, biri ötekini anlayabilmek için onun söylediklerini kendi içinin diline tercüme eder.
(…)

Peyami Safa, Okuyucu Olmak Sanatı

Kelime Dağarcığı
intiba: İzlenim. mefhum: Kavram. muayyen: Belirli. muharrir: Yazar. mücerret: Soyut. müellif: Yazar. mürekkep: Birleşmiş, birleşik, -den oluşmuş. müşahhas: Somut. mütefekkir: Düşünür. ruhiyatçı: Ruh bilimi uzmanı, psikolog. tahayyül: Hayalde canlandırma. tedai: Çağrışım.

  • Cevap: Bu sayfada herhangi bir soru bulunmamaktadır.

11. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 249 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!