Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 359

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 359 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 359

Aşağıdaki metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)

Acımak

(…)
Bir gün daireye geliyordum… Bir bahçenin kenarında üç kız çocuğu gördüm… Çantalarını bir büyük taşın üstüne koymuşlar dertleşiyorlardı. Bu saatte sokakta dolaşmaları dikkatimi celbetti. Onları evvelâ mektep kaçağı zannettim… Fakat öyle olsa beni görünce tabanı kaldırıp kaçmaları lâzım gelirdi… Halbuki onlar uzaktan bana bakıyorlar hatta bir şey sormamı bekliyorlardı… Çağırdım, niçin mektebe gitmediklerini sordum… Birisi “Gittik ama muallim hanım bizi mektebe sokmadı… Evimize gönderdi.” dedi. Sebebini sordum. İkisi de daima mektebe geç kalırlarmış. Erken gelmelerini, ders başladıktan sonra gelirlerse mektebe kabul etmeyeceğini söylemiş… Onlar yine gecikmekte devam etmişler… Zehra da tehdidini icra etmiş… Çocuklara niçin muallim hanımın sözünü tutmadıklarını sordum. Birisi “Annem hasta… Ben ev işlerine bakarım… Küçük kardeşimin yiyeceğini yediririm… Bu işler bitinceye kadar vakit geçiyor” dedi. İkincisi titiz bir çocuktu. Hiddetle kendini müdafaa etti: “Ne yapayım efendim… Her sabah değil ya… Bazı gün erken geliyorum… Bazı günler de hava kapalı oluyor… Anlamıyorum” Bu mantık tuhafıma gitti. “Hava kapalı olursa geç gelmek mi lâzım kızım!.” dedim. Çocuk hiç aklıma gelmeyen yerinde bir cevapla lâfımı kesti: “Hava kapalı olunca saati nereden anlayayım?” Demek onun da evinde saat yokmuş… Üçüncüsü çok fakir kıyafetli fakat gayet edalı bir kızdı… Sualime pek çok tereddütten sonra cevap verdi: “Efendim muallim hanım nalınla mektebe gelme diyor… Benim yeni fotinlerim var ama ayağımı sıkıyor”

Onun da derdi anlaşılmıştı. Zavallının da giyecek fotini yoktu. Yahut da anası bin zahmetle aldığı fotini mektepte eskitmesine razı olmuyordu. Bu mesele üzerinde Zehra ile uzun uzun konuştuk, bir türlü anlaşamadık. Bir vaka daha anlatayım. Bir gün başmuallim, talebeden Ferhunde isminde bir kızın kaydını silmek mecburiyetinde olduğunu idareye bildirdi. Affedilmez bir kabahati varmış, arkadaşlarından bir kısmının para ile vazifelerini yapıyormuş. Bazı hayır sahipleri Ferhunde’ye “Maarif Müdürüne git… Rica et” demişler… Kızcağız ağlaya ağlaya geldi… Kabahatini itiraf etti… Ailesi çok fakirmiş. Sırf mektep kitaplarını ve defterlerini tedarik edebilmek için bunu yapmış… Çocuğun hali bana dokundu. Zehra’ya rica ettim, sözlerimi hayretle dinledi: “Çocuklarımızı sahtekârlığa alıştıran bir talebenin mektepte kalmasını istemenize şaşıyorum” dedi. Mazeretini anlattım ısrar ettim. “Olabilir” dedi. “Fakat ben elime teslim edilmiş üç yüz çocuğun ahlâkından mesulüm… Müsaade ederseniz ben sade bir muallim olarak çalışırım… Arkadaşlardan birini başmuallim yaparsınız… Çocuk da mektebe kabul edilir” Hâsılı Zehra’yı fikrinden döndürmek için sarf ettiğim emek boşa gitti. Kızlardan bazıları ya aile terbiyesinin tesiriyle ya görenek neticesi olarak hafiflik ederler. Zehra onları koleralı hastalar gibi derhal öteki çocuklardan ayırır ve kendilerine son derece huşunetle muamele eder. “Kuşpalazına, kızamığa çiçeğe tutulanları umumun sıhhati namına nasıl arkadaşlarından ayırıyorsak bunları da yine umumun manevî sıhhati için öyle ayırmak mecburiyetindeyiz” der…
(…)

Biraz sonra Zehra mektep kapılarını kapattı misafirlerinin yanına geldi. Binanın sağ tarafında büyük bir kestane ağacının altına armut biçiminde bir havuz yaptırmış kenarını çiçek saksılarıyla süslemişti. Maarif Müdürü ile arkadaşına birer kahve ikram etmek istedi oturdular.

Zehra otuz yaşlarında vardı. Ufak tef ekti. Fakat kuvvetli bir irade sahibi olduğu ve etrafındakilere çok tatlı muamele etmekle beraber emretmeyi de bildiği anlaşılıyordu. Güzel değil; donuk esmer…

  • Cevap: Bu sayfada herhangi bir soru bulunmamaktadır.

11. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 359 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!