Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 378

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 378 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 378

GECE BEKÇİSİ: Öyle, Beyim.
EROL BEY: Neden öldü? Ahmet Efendi, görünürde hasta filan da değildi.
GECE BEKÇİSİ: Anlatayım, Beyim.
EROL BEY (Hatır için.): Anlat, anlat! (Müdüre.) Anlatsın, Şef! Üzme kendini, iş başı yapmaya epey vakit var daha. Anlat sen, Ahmet Efendi!
GECE BEKÇİSİ: Ablam yetmiş beşinde öldü. Evlere çamaşıra giderdi, beş altı evi vardı, hep o evlere giderdi. Yetmişinde artık canlı cenazeye dönmüştü.
EROL BEY: Sahi, ara sıra görürdüm sabahleyin evden çıkarken. Ufak tefek, çok zayıf bir kadındı. Öyle ya, sen getirmiştin onu bize; tamam! Erkenden gelir, ocağı da o yakardı. Annem kalkacak da… Anne, derdim, bari şu ocağı yak da kadıncağıza bir yardımın olsun.
GECE BEKÇİSİ: Yaktırmazdı ki! Aldığım parayı hak etmeliyim, derdi.
MÜDÜR: Yetmiş yaşında nasıl çalışırdı be Ahmet Efendi?
GECE BEKÇİSİ: Bir gün geldi, çalışamaz oldu. Yani çalışıyordu, ama bir iş yapamıyordu artık. Yıkadığı çamaşırlar yarı kirli kalıyordu. Kapılar art arda kapanmaya başladı yüzüne… Gittiği evlerin bir ikisinde vardı makine. Ama ablamın dağ gibi çamaşırları getirip götürmeye, makineye sokup çıkarmaya bile kuvveti yoktu artık…
EROL BEY: Çalıştırmasaydın be Ahmet Efendi!
GECE BEKÇİSİ: Çalışma, dedim o kadar. Çalışma, otur artık köşende, ben bakarım sana ama kendini hâlâ gençliğinde sanıyordu zavallı. Aldatıyordu kendini: Hastalık, çalışmadan duramıyordu, alışmış bir kere. Sonunda topu topu bir ev kaldı kapısını ona kapatmayan. Hepsi çeşitli bahanelerle zavallıya yol verdiler.
MÜDÜR: Haklılar!
EROL BEY: Herkes işi görülsün ister.
GECE BEKÇİSİ: O ev de bir gün yol verdi kendisine.
MÜDÜR: İnsanın yüzü de tutmaz ya pek.
GECE BEKÇİSİ: Evet, artık gelme demeyi içleri götürmüyordu. Alışmışlardı da çok. On beş yıl mı ne gitmişti o eve. Çocuklarının doğduğunu, büyüdüğünü görmüştü. O, evin bir parçasıydı adeta.
EROL BEY: Ama çamaşırlar yıkanmak ister.
GECE BEKÇİSİ: Öyle! Yıkanmak ister. Ne yapsınlar, taksit maksit, bir makine aldılar.
MÜDÜR: Anladı tabii, çamaşır makinesini görünce.
GECE BEKÇİSİ: Anlamış, Beyim! Son gidişinde eline de fazlaca para vermişler, gönlünü almışlar, yolunca yordamınca anlatmışlar durumu. Anlamış.
EROL BEY: Eh artık bıraksaydı el evlerinde çalışmayı.
GECE BEKÇİSİ: İster istemez bıraktı. Bıraktı ya sanki birdenbire on yaş daha kocayıverdi. Birkaç sefer daha gitti geldi o eve…
MÜDÜR: İçinde bir ümit…
GECE BEKÇİSİ: Sanki gelen makine geri gidecek yahut bozulacaktı da çamaşırlar yine ona kalacaktı. Ama geçmiş ola! Makine…
EROL BEY: Ne geri gitti, ne de bozuldu. Çaresiz! (Müdüre.) Sizinki ne marka, Şef?

  • Cevap: Bu sayfada herhangi bir soru bulunmamaktadır.

11. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 378 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!