11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 479

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 479 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 479

Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız. (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)

Oktay Akbal’la Mülakat

Edebiyata karşı ilk alakanız ne zaman ve nasıl başladı?
Ta ilkokul sıralarında başladı. Birtakım manzumeler, macera romanları yazardım. Afrika’da geçen heyecanlı bir hikâye üzerinde günlerce çalıştığımı hatırlıyorum. Dergileri, gazeteleri okumaya doymazdım. Daha o yaşlarda iki üç dergiyi muntazaman takip ederdim. Edebiyata alaka duyardım. Edebiyata karşı ilk alaka ve sevgiyi ailemden, bilhassa büyükbabamdan aldığımı söylemek de mümkün. Sonraları, ortaokul ve lisede bu sevgi ve alaka, bir aşk, bir çeşit yaşama, var olma sebebi hâlini aldı. Daha ortaokul sıralarında yazılarımı şurada burada yayımlamaya başladım.
Edebiyat sahasında bir gün başarılı eserler vereceğinizi tahmin eder miydiniz?
Yazarlık, çocukluktan beri yaşattığım en büyük hülyamdı. 12, 13 yaşlarından beri hayattaki yerimin ve ödevimin ne olacağını seziyor, hissediyordum. Ben o yaşlardan beri kendimi edebiyata hazırladım, demek istiyorum. Bu yola herhangi bir tesadüfle gelmedim. Birtakım eserler vereceğimi o zamandan biliyordum, sanki o eserler içimde mevcuttu. Başarıya gelince… Öyle sanırım ki, en büyük sanatçılar bile hayatları boyunca en başarılı eserlerini veremediklerinden şikâyet edip durmuşlardır.
Çalışkan bir talebe miydiniz? Hangi dersleri sever, hangilerinden hoşlanmazdınız? Talebelik hayatınıza ait bir hatıranızı anlatır mısınız?
Niye saklamalı, biraz tembele yakın! Hiçbir dersi sevmedim. Cebir, fizik, kimya başta… Tarih, coğrafya, felsefeden hoşlandığım olurdu.
Öğrencilik hatıralarıma gelince, öyle çok ki bunlar! … yediğim ilk ve son tokadı mı, imtihanlarda döktüğüm ecel terlerini mi, Fırat’ın nereden çıktığını bilemeyip coğrafyadan ertesi yıla kalışımın acıklı hikâyesini mi anlatmalı? Hiçbir zaman vurdumduymaz biri olmadım.
Nasıl yazarsınız? Mevzularınızı arar mısınız ve sırf yazmak ihtiyacıyla masa başına geçtiğiniz olur mu?
Bazen çok kolay, bazen çok zor. Kâh kalabalık içinde, mesela bir kahvede, kâh sessizlikte. Ama çoğu hikâyemi gece yarısından sonra yazdığımı söyleyebilirim. Yazıya başladım mı onu bitirmeliyim, yoksa kalır gider. Bir hikâyeyi kaleme almadan önce uzun zaman onu içimde yaşatırım. Konu aramak bilmem ne demek? Eline kalemi alırsın veya makinenin başına geçersin, kafanda belirli bir hâl almamış, şekil ve mana kazanmamış, senin bile açıkça tayin edemediğin bir hayal, bir fikir veya bir olayı başlarsın anlatmaya. Hikâye bittiği zaman ancak konu ortaya çıkar.

Yaşar Nabi Nayır, Varlık Dergisi

1. a) Okuduğunuz metinde geçen “alaka duymak, vurdumduymaz” ve “kaleme almak” deyimlerinin metindeki bağlamlarından hareketle anlamlarını yazınız.

• Cevap:

Kaleme almak: Bir konuyu yazı durumuna getirmek, yazıyla anlatmak.
Alaka duymak: İlgi duymak.
Vurdumduymaz: Duygusuz.

11. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 479 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.