11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Gizem Yayınları Sayfa 212
“11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 212 Gizem Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Gizem Yayınları Sayfa 212
homurtulara yeni bir nokta eklenmişti. Bir yabancı o farklı tınıyı algılayamaz, Beyaz Diş’in ilkel vahşiliğini gösteren, sinir bozucu, insanın tüylerini ürperten bir homurtu olduğunu düşünürdü. Ne var ki yavruyken o mağarada geçirdiği günlerde çıkardığı o ilk gıcırtılı seslerden bu yana, yıllar boyu vahşi hırıldamalarıyla gırtlağı nasırlaşmıştı âdeta ve artık duyduğu sevgiyi ifade edebilecek yumuşak sesler çıkaramıyordu. Ama VVeedon Scott’ın kulakları ve ona duyduğu sevgi, şimdiki farkı algılayabiliyordu. Bu homurtuda ondan hiç kimsenin anlayamayacağı bir mutluluk tınısı vardı.
Günler geçtikçe, hoşlanmaktan sevgiye geçiş de hızlanıyordu. Beyaz Diş aslında sevginin ne olduğunu tam olarak idrak edemese de bunu fark etmeye başlamıştı. Sevgi onun içinde, aç, sızlayan, doldurulmak için feryat eden bir boşluktu. Acı verici, huzursuz edici olan bu duygu sadece yeni efendisinin varlığıyla hafifliyordu. Böyle zamanlarda sevgi onu neşelendiriyor, heyecanlandırıyor ve doyuruyordu. Ama efendisinden uzak olduğunda acısı ve huzursuzluğu artıyor; içindeki o boşluk duygusu su yüzüne çıkıyor, ona baskı yapıyor, duyduğu özlem onu kemiriyordu.
Beyaz Diş kendisini bulma sürecindeydi. Olgunluğa erişmesine ve yıllardan beri içinde oluşmuş vahşiliğe rağmen, kişiliği değişiyordu. İçinde tuhaf duygular, alışık olmadığı istekler filizlenmeye başlamıştı. Eski davranış biçiminden giderek uzaklaşıyordu. Geçmişte rahatına düşkündü; rahatsızlıktan ve zorluklardan hoşlanmaz, davranışlarını ona göre ayarlardı; şimdi ise farklıydı. İçinden yükselen yeni duygular yüzünden, efendisinin uğruna sıklıkla rahatsızlığı ve zorlukları göze alır olmuştu. Amaçsızca dolaşacağı, yiyecek peşinde koşacağı veya kuytu bir köşede uzanıp yatacağı yerde, şimdi sabahın erken saatlerinden başlayarak, kasvetli kulübenin basamaklarında saatlerce efendisinin yüzünü görmeyi bekliyordu. Efendisi gece eve döndüğünde Beyaz Diş, onun parmaklarının dostça dokunuşunu hissetmek ve sözcüklerini duymak için karların arasındaki sıcak yatağından kalkıp yanına gidiyordu. Etten, evet, sahibiyle birlikte olabilmek, onun tarafından okşanmak ya da şehre inerken ona eşlik edebilmek için etten bile vazgeçebilirdi.
Hoşlanmanın yerini sevgi almıştı artık. Ve sevgi, ruhunun, hoşlanma duygusunun hiç ulaşamadığı derinliklerine işlemişti; bunun sonucunda da içinin derinliklerinde yeni bir duygu karşılık vermişti efendisinin ona gösterdiği sevgiye – Beyaz Diş’in ona duyduğu sevgi. Onun sevgisine karşılıktı bu sevgi.
(…)
İlkbaharın sonlarına doğru Beyaz Diş’i büyük bir üzüntü bekliyordu. Sevgili efendisi hiçbir uyarıda bulunmadan ortadan kaybolmuştu. Aslında bir uyarı vardı, ama bu işlerde acemi olan Beyaz Diş efendisinin valiz yapmasının ne anlama geldiğini anlayamamıştı. Sonradan, valiz yapmanın efendisinin ortadan kaybolmasının bir işareti olduğunu anlayacaktı, ama o zaman herhangi bir şeyden kuşkulan- mamıştı. O gece boş yere efendisinin dönmesini bekledi. Gece yarısı çıkan serin rüzgâr nedeniyle kulübenin arka tarafındaki kuytuluğa sığındı. Zayıf uykusunun arasında tanıdığı o ayak seslerini duymayı bekliyordu. Ama sabahın ikisi olduğunda iyice kaygılanarak sığındığı kuytudan çıktı, gidip buz gibi basamaklara uzandı ve efendisini bekledi.
Ama efendi gelmedi. Sabah kapı açıldı ve Matt dışarı çıktı. Beyaz Diş ona düşünceli gözlerle baktı.
Öğrenmek istediğini sorabileceği ortak bir dilleri yoktu ne yazık ki. Günler geldi, geçti ama efendisi görünmedi. Hayatında hastalık nedir bilmeyen Beyaz Diş fena halde hastalandı, Matt de onu kulübeye almak zorunda kaldı. (…)
Yemeden içmeden kesilmiş, cesaretini kaybetmiş olan Beyaz Diş ekipteki tüm köpeklerin kendisine sataşmalarına izin veriyordu. Kulübenin zemininde, sobanın yanında yatarken, ne Matt’le ne de yemekle ilgileniyordu. Yaşama isteğini kaybetmişti. Matt onunla sevgiyle de konuşsa, (…) fark etmiyordu; feri kaçmış gözleriyle adama bakmakla yetiniyor, sonra da başını tekrar ön patilerinin üzerine dayıyordu.
Derken bir gece… Matt dudaklarını oynatarak ve mırıldanarak bir şeyler okurken, Beyaz Diş’in ağlar gibi sesler çıkardığını duyunca şaşırdı. Ayağa kalkıp kulaklarını kapıya doğru çevirmiş dikkatle dışarıyı dinliyordu. Bir an sonra Matt yaklaşan ayak seslerini duydu. Kapı açıldı, VVeedon Scott içeri girdi. El sıkıştıktan sonra Scott etrafına bakındı.
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
11. Sınıf Gizem Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 212 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.