11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 234 Cevapları Gezegen Yayıncılık

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Gezegen Yayıncılık Sayfa 234 ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 234 Cevapları Gezegen Yayıncılık

Eyvah! Hâlâ mı bu zindanda tıkılı kalıyorum? Boğuk ve lânetli bir dört duvar arkası ki göklerin berrak ışığı bile renkli camlarından bulanık bir halde süzülüyor! Dört yanımda, kurtların kemirdiği, tozlarla örtülü, yığın yığın kitaplar, onların etrafında, kubbeye kadar yükselen isli kâğıtlar; her köşede camlar, kutular, birbirine karışmış âletler, atalardan kalma köhne eşyalar… İşte senin dünyan! Buna mı denir dünya?
Bir de hâlâ göğsünün içinde kalbinin neden böyle endişe ile büzüldüğünü ve anlaşılmaz bir ıstırabın bütün hayat hamlelerini niçin kösteklediğini soruyorsun! (…)
Kalk! Kurtul! Engin bir saha içine atıl!..
Faust ruhlar çağırmak için büyük kitaplarım karıştırmağa başlar. Yer ruhunun işaretini bulur. Yalvarır, feryat eder, hayatı pahasına dahi olsa ruhun gelmesini ister. Esrarlı bir ifade ile yer ruhuna ait afsunu söyler. Kızılımtırak bir alev fışkırır, içinde ruh görünür.
Ruh — Kim çağırıyor beni?
Faust (Dönerek)— Korkunç çehre!
Ruh — Beni o kadar ısrarla yanına getirttin, uzun zaman peşimde koştun, şimdi ise…
Faust — Ah! Sana tahammül edemiyorum.
Ruh — Benimle karşılaşmak, sesimi duymak ve yüzümü görmek için soluğun kesilircesine yalvarıyordun, ruhundan kopan bu derin yalvarış beni sana meylettirdi, işte geldim!.. Ey koca üst-in- san, ne acınacak bir halde dehşete tutuluyorsun! Nerde o ruhtan kopan feryat? İçinde bir cihan yaratarak onu özenle taşıyan, biz ruhlar seviyesine yükselmek için sevinç titreyişleriyle kabaran o göğüs nerede? Ey çınlıyan sesi bana kadar gelen, bütün kuvvetiyle bana doğru can atan Faust, nerdesin? Nefesim etrafını sarınca vücudunun bütün zerrelerine kadar titriyen zavallı mahlûk, korkudan afallıyarak büzülen (…), sen o musun?
Faust — Ey alevden hayalet, sana boyun mu eğeceğim? Ben oyum, ben Faust, senin aynın!
Ruh — Ben hayat girdapları ve hâdise kasırgaları içinde inip çıkar, oradan oraya gidip gelirim! Hem beşik, hem mezar, ebedî bir deniz, boyuna değişen bir faaliyet, ateşli bir hayat… Böylece zamanın uğuldıyan tezgâhında işler ve tanrılığın canlı kumaşını meydana getiririm.
Faust — Ey engin dünyayı dolaşan faal ruh, kendimi sana ne kadar yakın hissediyorum!
Ruh — Sen kendi kafandaki ruha benziyorsun, bana değil! (Kaybolur.)
(Wagner [Vegnır], sırtında gecelik entari, başında takke, elinde bir lamba ile içeri girer. Faust somurtkan bir yüzle ona döner.)
Wagner — Affedin! Hatipçesine sözler söylediğinizi duyuyorum; herhalde bir Yunan trajedisi okuyordunuz. Bu sanat sahasında da biraz faydalanmak isterim, zira zamanımızda mühim bir rol oynuyor. Çok kere söylenildiğini duydum: Bir aktör, bir papazı bastırabilirmiş.
Faust — Evet, şayet papaz da bir aktörse; arasıra pek âlâ da görülebildiği gibi.
Wagner — Heyhat! İnsan hep böyle odasına tıkılmış olarak yaşadıkça, cemiyeti ancak bayram günlerinde, ancak dürbünle sade uzaktan gördükçe onu sözle nasıl ikna ederek sevkedebilir?
Faust — Eğer söylediğinizi kendiniz duymuyorsanız, eğer sözleriniz ruhunuzdan fışkırmıyor ve bütün dinleyicilerin kalblerine içten gelen kuvvetli bir hazla boyun eğdirmiyorsa buna muvaffak olamazsanız. İsterseniz masanızın başında oturun, ötekinin berikinin parçalarını birleştirin, başkasının ziyafetinden aldığınız artıklarla bir tencere yemek hazırlayın, ufacık kül yığınınıza üfli…

• Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır. 

11. Sınıf Gezegen Yayıncılık Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 234 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.