Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Gezegen Yayıncılık

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 254 Cevapları Gezegen Yayıncılık

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Gezegen Yayıncılık Sayfa 254 ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 254 Cevapları Gezegen Yayıncılık

Cahit Külebi’nin şiirlerini okumaya doyamıyorum. istiyorum ki hepsinden bahsedebileyim. Ama bu imkânsız. Yalnız, öteden beri sevdiğim bir şiirin son kıtasını sizin de okumanızı istiyorum. Bu kıta gelecek yıllara Cahit Külebi’nin devrinin bir tarihi olarak kalacak:

Ben bu şiiri yazdım adlı talimde
Bulunduğum şehir İstanbul’du;
Ağır ağır kar yağıyordu.
Atımın yelesi bulut renginde.

Ben anlatmakla bitiremiyeceğim. Eyisi mi, alın Cahit Külebi’nin kitabını kendiniz okuyun” Bu metinde, metnin yazıldığı döneme özgü imla tercih edilmiştir. Metinde, günümüz imlasına uymayan ifadeleri tespit ediniz.

  • Cevap:  Metinde özellikle inceltme işaretinin çokça kullanıldığını görürüz. Günümüzde bu işaret artık kullanılmamaktadır.

Aşağıdaki metinde tırnak işaretinin (“ ”) hangi işlevlerde kullanıldığını belirleyiniz.

  • Cevap:  Konuşma cümlelerinden sonra, ya da özellikle vurgulanmak istenen ifadeleri belirtmek için tırnak işaretinin kullanıldığını görmekteyiz.

Talip Apaydın’ın anlattığı kişiler yok mudur köyde? Vardır. Öyle köylüler vardır, öyle öğretmenler vardır. Ama onların roman kişileri olabilmeleri için o kişilerin kişilikleri olması gerek, yazarın onları kişiliklerine uygun olarak konuşturması, birbirleriyle, kendi kendileriyle çatışmaları içinde göstermesi gerek. Onları dışarıdan tanımakla yetinmemesi, kendi içinde de yaşatması gerek. Yoksa o kişiler, birtakım düşünceleri ya da gerçekleri belirtmeye yarayan araçlar durumuna düşüyor. Okurken “Ha, diyoruz, yazar burada döğen sürmeyi anlatmak istemiş.” ya da “Pancar çekimini arabalarla yapmanın güçlüğünü belirmek istemiş. Böylece traktörün sağlayacağı kolaylığı daha iyi anlayacağız.” diyoruz. İnsanları değil, hep, roman olarak insanlardan ayrı görülmüş bir köy gerçekliğini görüyoruz. Köy yaşayışı ile kişîler bir bütün olarak verilemiyor. Çünkü köyü kişilerin içinden, kişilerin ilişkileri içinden görememiş Apaydın; yani köye roman gerçeği olarak bakamamış, bir gözlemci olarak bakmış, sadece, bir röportaj yazarı olarak. Romanda önemli olanın örneğin “öğretmen” değil, “öğretmen Ahmet”olduğu, yani tip değil kişi olduğu gerçeğine pek önem vermemiş.

a. Yazma Tür ve Tekniklerini Tanıma

Eleştiri sanat yapıtlarını tanıtmak, açıklamak, sınıflamak ve değerlendirmek amacıyla yazılan yazıların tümüne verilen isimdir. Eleştiride bir sanat eserinin olumlu ya da olumsuz yanları çeşitli verilere dayandırılarak ortaya konur. Bu tür yazılar eserin gerçek değerini ortaya koymak amacıyla yazılır.
Bir eleştiri yazılırken şu noktalar göz önünde tutulur:
• Eleştiriye konu olan eser nasıl bir sanat anlayışı ile ortaya konmuştur?
• Eserin ortaya konuluşundaki tutum, yazıldığı dönemin genel kanısına uygun mudur?

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır. 

11. Sınıf Gezegen Yayıncılık Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 254 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
4
clap
2
unlike
1
sad
1
angry
0
happy
0
love
0
confused

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!