Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Gezegen Yayıncılık

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 261 Cevapları Gezegen Yayıncılık

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Gezegen Yayıncılık Sayfa 261 ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 261 Cevapları Gezegen Yayıncılık

Şinasi’den sonraki edebiyata gelince: Namık Kemal Bey’i çok sevdim. “Evrak-ı Perişan”dan sa- hifeler ezberledim. Bana “canlılık” zevkini veren; beni iyiye, doğruya, güzele samimiyetle alakadar eden Namık Kemal’dir sanıyorum. Ne yalan söyliyeyim, Hâmid’i pek o kadar anlıyamıyorum. Ekrem Bey’e gelince, Nejat’ı için yazdığı şeylere hâlâ bayılırım. Bunlar ne kadar insana tesir eden şeylerdir.”
Edebiyat-ı Cedide:
“Fikret!.. İşte bana “mükemmellik” şevk ve isteğini veren kimse! Lise sınıflarında iken hep “Rübab” ı okuyordum. Halit Ziya bizim ilk üstadımızdır. Ben, bir gece hiç uyumamış, sabaha kadar “Bir Ölünün Defteri”ni okumuştum. Yalnız onun dili skolastiktir. Yoksa tekniği öyle kuvvetlidir ki Avrupa’nın güneydoğusunda, mesela Romanya’da, Sırbistan’da, Bulgaristan’da, Yunanistan’da o kuvvette bir romancı yoktur. Buna emin olunuz. Bulgarların en büyük yazarı Vazof’un eseri bile nihayet bir han odası hikâyesine benzer. Ne tasvir vardır, ne de sanat!.. Hüseyin Cahit bir tek roman yazmıştır: “Hayal İçinde”. Ama ne roman… Hayat, olduğu gibi, bu romanın içindedir. Romanın kahramanı Nezih hâlâ gözümün önündedir. Mehmet Rauf’un “Eylül”ü de bizim edebiyatımızda eşi benzeri bulunmayan bir eserdir. Yüksek, yüce, mânevi ruhî kadın aşkı… Hiç temas yok. İdeal aşk. Aşkın hürmetten nasıl doğduğunu anlamak için bu romanı okumalı. Her vakit söylerim, yine söyliyeyim: Eğer Tevfik Fikret’le onun arkadaşları “tabiî dili” kavrayabilmiş olsaydılar, şüphesiz, bizim de ebedî klasiklerimiz olurdu. Çünkü onlar modern edebiyatın tekniğini, olduğu gibi anlamış ve kabul etmişlerdi.”
Millî Edebiyat:
“Bakınız ben millî edebiyattan ne anlarım: Vezinle dilin tam Türkçe, yani tabiî olması… Zira yaratıcı bir sanatkârın duygularına sınır çizilemez. Bu sanatkâr karekterine, aldığı terbiyeye, nelere karşı bir meyil duyuyorsa onlara göre yazar. Hem, zannetmem ki, bir adam mademki bir topluluğun içinde yaşıyor; duyuşu, tam milli anlayışı dışında olsun. İnsan normal, anormal olabilir; fakat milliyet denilen mânevî dairenin içinde bunların her ikisi de yok mudur? Bu iki halin durmadan devam eden mücadelesidir ki hayata can verir. Mücadelesiz hayat, ölümün, yokluğun ta kendisidir.
Genç şairlerden en beğendiğim Orhan Seyfi’dir. Sonra da Faruk Nafiz… Nesir yazarları içinde dilini en güzel bulduğum Refik Halit’tir. İşte tam İstanbul Türkçesi. Yakup Kadri temiz ve seçkin, derin bir yazardır. Ama ben yine, onu Refik Halit’ten daha üstün bulamam. Çünkü Refik Halit’ten daha kolay lezzet alırım, hayalim yorulmaz. Halide Edib Hanım son romancımızdır. Hatta henüz onun karşısında bir rakip bile yoktur. Ben “plâstik” şeyleri çok sevdiğim için, onun hakkında fikirler ileri sürmek kudretini kendimde göremem. Herhalde gayet nefis yazıları var…
Bana gelince; Ortaya esaslı bir eser koymadan sanatkârlık hülyasına kapılmam bile!.. Edebiyatımızın hedefi: “Çok laf, az eser” dir. Ben şimdilik bu hedefi ve bu anlayışı bozmaya çalışıyorum. Ağustos böceği gibi, öterek yan gelmekten ise, karınca gibi çalışmak daha iyi değil mi? Şimdiye kadar öttüğümüz elverdi; biraz da iş yapalım ki çorak edebiyatımız şenlensin, değil mi? Siz de bu fikirdesiniz sanıyorum.”
Rüşen Eşref Ünaydın Diyorlar ki

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır. 

11. Sınıf Gezegen Yayıncılık Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 261 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
1
sad
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!