Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
12. Sınıf Din Kültürü Gezegen Yayıncılık

12. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı Sayfa 75 Cevapları Gezegen Yayıncılık

12. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı Cevapları Gezegen Yayıncılık Sayfa 75 ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

12. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı Sayfa 75 Cevapları Gezegen Yayıncılık

Züht Dönemi

Bu dönem asrısaadetle başlar, tabiin (sahabeden sonraki nesil) ve tebe-i tabiin (tabiinden sonraki nesil) devrini ve ilk iki (miladi yedinci ve sekizinci) asrı içine alır. Tasavvuf kavramının ortaya çıkışı ve sufi deyiminin ilk defa kullanılmaya başlanmasına kadar bu dönem devam etmiştir.2 Tasavvuf, yedinci yüzyıldan itibaren ortaya çıkan zahit ve abitlerin din anlayışlarına ve yaşam biçimlerine dayandırılmaktadır. Ancak bu dönem tasavvufun henüz oluşmadığı, tasavvuf öncesi züht dönemidir. Hz. Peygamber’in vefatından sonra halife seçiminde yaşanan tartışmalar, Hz. Osman’ın şehit edilmesinden sonra ortaya çıkan toplumsal kargaşalar ve iç savaşlar, bunlarla birlikte zenginlik ve refahın artması sonucu insanların dünya zevklerine daha çok önem vermesi gibi nedenler bir grup insanı kargaşalardan ve dünya zevklerinden mümkün olduğunca uzaklaşıp kendilerini ibadete vermelerine yol açtı. Bu insanlar dünyaya ait işlerden uzak duruyor, son derece sade yaşam koşullarıyla yetinerek farz ibadetlere nafileler ekleyip ömürlerini ibadetle geçiriyorlardı.

Zahitlik yolunu seçenler, Kur’an-ı Kerim’deki ahiret hayatının dünya hayatından daha üstün ve kalıcı olduğuna işaret eden ayetleri öne çıkararak yaşam tarzlarının İslam’ın bir gereği olduğunu, bunun da ötesinde İslam’ın zahitçe bir yaşam sürmeyi zorunlu kıldığını iddia ediyor ve din anlayışlarını toplumda yaygınlaştırmaya çalışıyorlardı. Yedinci ve sekizinci yüzyıllarda Medine, Kûfe ve Basra şehirleriyle Horasan bölgesi züht hayatının yoğun biçimde yaşandığı merkezler olarak dikkat çekmektedir. Medine’de Saîd b. Müseyyeb; Kûfe’de çok ağlayan zahitler (Bekkâîn); Basra’da Hasan-ı Basri ve onun birinci, ikinci kuşaktan talebeleri olan Mâlik b. Dînâr, Râbia el-Adeviyye gibi zahit sufiler bulunmaktaydı. Hasan-ı Basrî ekolünde korku ve hüzün, Râbia el-Adeviyye ekolünde Allah sevgisi ön plana çıkmaktaydı. Hasan-ı Basrî ekolü sekizinci yüzyılın sonlarından itibaren Suriye’de Ebû Süleyman ed-Dârânî, Mısır’da Zünnûn el-Mısrî, Bağdat’ta Hâris el-Muhâsibî gibi sufilerle temsil edilmiştir. Dârânî, havf (Allah korkusu) anlayışının recâ (kurtuluş ümidi) ile birlikte ele alınması gerektiğini vurgulamış, Zünnûn ise tasavvufi manada marifet konusuna değinen ilk sufi olarak tanınmıştır. Bu dönemde tasavvufi hâl ve makamlardan söz edilmeye başlandığı görülmektedir.

  • Cevap: Bu sayfada herhangi bir soru bulunmamaktadır. 

12. Sınıf Gezegen Yayınları Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı Sayfa 75 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!