Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
12. Sınıf İnkılap Tarihi Meb Yayınları

12. Sınıf İnkılap Tarihi Meb Yayınları Ders Kitabı Cevapları Sayfa 217

12. Sınıf İnkılap Tarihi Ders Kitabı Sayfa 217 Cevapları Meb Yayınları’na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

12. Sınıf İnkılap Tarihi Meb Yayınları Ders Kitabı Cevapları Sayfa 217

3. Ekonomiyi dışa açarak döviz gelirlerinin artırılması

Alınan kararlar doğrultusunda Türkiye ekonomisinde köklü bir liberalleşme süreci başladı. Böylece 1977’de durgunluğa giren ekonomi, yükselmeye başladı. 1980’de %2,8 küçülen Türkiye ekonomisi, 1990’lı yıllara gelindiğinde %5,6 büyüdü. Türkiye ekonomisinde bu dönemde önemli rol oynayan bir kurum da Uluslararası Para Fonu (International Monetary Fund: IMF) oldu.

Türkiye, II. Dünya Savaşı sonrası Batı Bloğu’na yakınlaşmış, ABD’nin tasarladığı yeni ekonomik sistemle bütünleşme sürecine girmişti. Buna uygun olarak 1947’de IMF ve Dünya Bankasına üye oldu.

ABD ile ilişkilerini stratejik ortaklık düzeyine taşıyan Türkiye, bu kuruluşlardan aldığı krediler ve danışmanlık destekleriyle yeni uluslararası ekonomik düzene ve para sistemine dâhil oldu. Türkiye, ilk defa 1950’de Dünya Bankasından ve 1961’de IMF’den kredi aldı. Daha sonraki dönemlerde danışmanlık yardımı da alan Türkiye, IMF ile kredi ve borçlanma ilişkileri içine girdi.

Özellikle 1980 sonrasında ekonomik yapılanma ve reform maksadıyla IMF ve Dünya Bankasından danışmanlık desteği ve yüksek meblağlarda kredi temin eden Türkiye, 2008 küresel krizi öncesinde dünyada bu kuruluşlardan en yüksek miktarda kredi alan ülkeler arasına girdi. Bu doğrultuda 1994’te Türkiye’deki ekonomik krizin etkilerini yumuşatmak için IMF’nin isteği doğrultusunda yürürlüğe konan program çerçevesinde “5 Nisan” kararları alındı.

Türkiye, üye olduğu IMF ile toplam 19 stand-by (sıtend bay) anlaşması yaptı. Stand-By Antlaşması, genellikle ödemeler dengesi sorunuyla karşı karşıya kalan ülkelerin IMF (Uluslararası Para Fonu) ile yaptıkları anlaşmaya verilen isimdir. Bu antlaşmayı imzalayan devletler, IMF’den belirli bir parasal destek sağlar ve bunun karşılığında ülkenin mali yapısındaki aksaklıkları gidermek üzere yükümlülük altına girer.

52 yıllık bu süreçte yapılan anlaşmalarla IMF’den 50 milyar dolara yakın kredi aldı. Fakat son dönemde Türkiye, ekonomide istikrarın sağlanması ve sürekli hâle getirilmesi için uyguladığı politika ve önlemler sayesinde IMF’ye bağımlılıktan kurtulmuştur.
2008 yılında Türkiye, IMF’den borç alma dönemini kapattı. Türkiye, IMF’ye olan borcunun son taksitini 14 Mayıs 2008’de ödedi. 422,1 milyon dolar tutarındaki bu ödeme ile Türkiye’nin IMF’ye borcu sıfırlandı. Son 10 yılda IMF’ye toplam 23,5 milyar dolar ödeyerek borcunu bitiren Türkiye; bu tarihten sonra IMF’de borç veren ülke olarak yer almaya başladı.

Türkiye’de ekonomide yaşanan önemli gelişmelerden birisi de KDV uygulaması oldu. Böylece ihtisaslaşmanın teşviki, fiyatların genel seviyesinin kontrolü, enflasyonist kaynakların dağılımında uygunluk sağlanması, vergi adaletinin sağlanması, vergi hasılatının artması, vergi kaçakçılığının azaltılması, sanayi üzerindeki vergi yükünün azaltılması sağlanması için 1985 yılında, katma değer vergisi (KDV) yürürlüğe kondu.

Böylece harcamalar üzerinden alınan KDV vergisi ile yapılan harcamaların tümü vergilendirilmiş oldu. Ortaya konan toplam katma değer vergilendirilerek devletin topluma her türlü hizmet yaparak geri ödemekle yükümlü olduğu sistem daha gerçek bir temele oturtuldu.

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.

12. Sınıf Meb Yayınları T.C İnkılap Tarihi Ders Kitabı Sayfa 217 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!