Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 119

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 119 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 119

Metni okuyunuz. Aşağıdaki soruları okuduğunuz metin çerçevesinde cevaplayınız. (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)

Yunus

Duvarda saat ağır ağır dokuzu vurdu. Yani sabaha karşı üç. O eskimiş, anlaşılmaz, bastonlu romen sayıları karanlığa çizildi. Dar taş avluda bir çift takunya sabaha karşı duygusunu sürdürmeye çalışıyordu. Bu uyanılmamış bir düşse, ayışığının döküldüğü beyaz taşlara çarpan uykulu iki küreğin, acılar ve hamamböcekleri ile dolu bir kilerden öksürüklü sakalların titreştiği bir odaya sıkışıp durduğu o yorgun kadını yani annemi hatırlamamaya imkân var mı? Ayışığı odada, sanki her şeyin dışında, soyut, mutlu bir kesiti aydınlatıyordu. Üstünde uyku (…) uçuştuğu mermer denizliği, kırmızı halıyı, Yunus amcamla Büyükbabamın kedi yavruları gibi kıpırdanıp duran beyaz yüzlerini. Işıkta yıkanmış, rahat, parlak yüzlerdi bunlar. Gerçekte ise kocaman, sessiz odalarla dolu bu büyük evde, hiçbiri ötekine benzemeyen dört insanın, bir ölüm saatinin korku ve tedirginlik dolu havasını soludukları, ölüm kuşlarının sık sık usulca yüreklerine dokunduğunu duydukları bu gömülmüş evrende böyle rahat görünümlere yer yoktu. Bunu çoktan beri biliyordum. Altımızda çürüyen direkleri, bir gün hepimizin eski taşlar, halılar ve ayna kırıkları ile birlikte nemli bodruma doluşacağımızı biliyordum. Bekliyordum. Belki de birlikte bekliyorduk. Bunu bazı şeylerden anladım. Annemin dün büyükbabama, “Artık yetmez mi?” dediğini duydum. “Yarın turşuyu kuracağım. Hepsi o kadar. Benimki bir saatlik iş. Başkalarına söylemeyin. Sadece şu narın altına gömün beni. Dağın başında üşürüm. Üstelik kalbim de var!”

Ölüm, Yunus amcamın içini oyuyormuş. Öyle söylüyor. Bunu uzun ve sıkıntılı bir boşluk havasına düştüğü akşamüstü saatlerinde belirsizce göstermeye çalıştı. Önceleri hiç anlamadım. Şaşırdım biraz da. Şimdi anlıyorum. Hatta içimdeki bütün o boşluk kuyularının anlam kazandığını, bir varlığa dönüştüğünü duyar gibi oluyorum. Büyükbabam, yani Yunusun babası ölümü düşünmez görünüyor. Ama ölecek birkaç güne kadar hepimiz ölünce bu evden çıkıp gitmeyi düşünüyorum. Saat dokuz buçuk. Dışarda ayaz artmış olmalı. Pencereye soğuk zambaklar çiziliyor. Ay kayboldu. Ahırda at kişnemeye başladı. Büyükbabam uyandı. Sakalı bir öksürükle sarsıldı. Sonra sarsıntı Yunus amcama geçti. İkisi aynı anda doğruldular. Büyükbabam sözde beni uyandırmamaya çalışarak:

“Yunus yavrum, şu lambayı yak!” diye fısıldadı.
Yunus amcam hâlâ öksürüyordu. Uzun donunu çekerek kalktı. Tam lamba düğmesine uzanırken gözlerimi kapadım. Açtığımda o tuhaf sınır geçilmiş sabah başlamıştı. İşte ölümü gömdük. Sanki hiç olmayacakmış gibi. (…) Yerdeki kırmızı kilim her gün süpürülmekten pırıl pırıl. Duvarda, sedirlerin üstünde, uzun boynuzlu geyikler, postallı güleç çobanlar, kır çiçekleri ile dolu küçük halılar. Avluda takunyalar uykulu seferleri bırakıp ıslak bir sabah canlılığına başladılar. Sofada çaydanlığın ıslıkları akıyor. At yeniden kişnedi.
“Kalk oğul!” dedi Büyükbabam. “Atın yemini ver. Oğlan uyuyor daha!” Yunus amcam öksürüyordu. “Hastayım” diye fısıldadı, “uyanınca versin”.
Beni gösteriyor olmalıydı. Gözlerimi daha sıkı kapadım. Büyükbabam öfkelendi:
“Daha adam olamadın!” dedi kızgınlıktan titreyen bir sesle. “Her sabah bu tatsızlığı çıkarırsın. Artık sakalların ağardı.” Öbürü hafifçe inliyordu:
“Hastayım dedim. Her tarafım ağrıyor. Kalkar halim yok.”
Kapı sertçe açıldı. Gözlerimi araladım. Kediydi. Mandala asılı olarak kapıyla birlikte içeri girdi. Arkasından annem. Elinde kahve tepsisi. Yüzü ışıkta daha soluk görünüyor. Kaşlarının üstüne sessiz çizgiler çizilmiş. Bana baktı. Uyumadığımı anladı. Ama ses çıkarmadı. Kahveleri verdi. Sıkılgan bir sesle:
“Turşuyu kurmaya başladım.” dedi. Öğleye kalmaz biter.

Onat Kutlar

  • Cevap: Bu sayfada herhangi bir soru bulunmamaktadır.

12. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 119 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!