Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 347

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 347 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 347

Aşağıdaki metni okuyup soruları metne göre cevaplandırınız. (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)

Şiir Çevirisi ve Yeni Bir Yapıt

Ünlü Fransız ozanı Jean Cocteau, “Bir şiir hiçbir dile çevrilemez, yazılmış olduğu dile bile,” demiş ya, bakmayın siz ona, gerçekte onun niyeti, bir şiirin “yazılmış olduğu dile” çevrilemeyeceğini belirtmek. Sabahattin Eyuboğlu, bir yazısında, Ahmet Haşim ‘in,
Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden dizesini,
Bu merdivenlerden ağır ağır çıkacaksın
biçimine döndürür ve “Gördünüz mü, şiir bozuldu” diyerek dizenin kendine özgü yapısına, anlam değişmese bile, dokunulamayacağını gösterir. Benim öğrenciliğimde edebiyat öğretmenleri, gene de sürdürülüyor mu bilmem, şiiri düzyazıya çevirtirlerdi. Diyeceksiniz ki, bir dize düzyazıya çevrildiğinde, kendi dilinde bile şiirliğini yitirirse, başka bir dile çevrildiğinde neden yitirmesin? Doğrudur, her çeviri şiir, özgün yapısından, az ya da çok, uzaklaşmıştır. Ama bu etkinliğin gitgide artan bir hızla sürüp gittiğine ne demeli?
“Metis Çeviri” dergisinin 1989 Bahar sayısında (son sayı) okudum; Anatole France, çevirinin olanaksız bir şey olduğunu söyleyen bir dostuna, “Kesinlikle öyle” demiş, “Bu gerçeğin kabul edilmesi, çeviri sanatında başarının gerekli önkoşuludur.” Olanaksızdır diyeceksiniz, ama gene başarıya ermeye çalışacaksınız. Çeviri sanatının ilkesi budur.
Ünlü İngiliz ozanı W. H. Auden’in de çok güzel bir denemesi var dergide, bu konuya değinen, ama işi adamakıllı zora koşuyor ozan bu denemesinde, diyor ki :
“Konuşanla dinleyen aynı dili kullansalar bile, her ikisi de çeviri yapmak zorundadır, çünkü iki kişi anadillerini hiçbir zaman bütünüyle aynı biçimde konuşmaz. Örneğin bir arkadaşımın bana, birine aşık olduğunu söylediğini varsayalım. Onu anlayabilmek için benim kendime iki soru sormam gerekir. îlkin : Arkadaşımın tanımladığına benzer bir deneyim benim başımdan geçti mi? İkinci olarak da, “Geçtiyse bu, benim aşık olmak diye tanımlayacağım deneyim mi?” Ayrıca gerek onun deneyimini, gerek benimkini iyice anlayabilmek istiyorsam, Batı ekininde geliştiği biçimiyle “aşık olma” kavramının tarihçesi hakkında da bir şeyler bilmem, üstelik bu kavramın bilinmediği ülkelerde yaşayan insanların bizim deneyimlerimizden nasıl bir anlam çıkaracağını hayal etmeğe çalışmam lazımdır.”
Ama insanoğlu her zaman çeviri yaptı, karşısındakini iyice anladı ya da anlamadı, ama çeviri onun için hep bir zorunluluk olarak çıktı ortaya, özellikle düşmanını anlamak için gerekliydi bu. “Ne diyor? Amacı nedir?”
Prof. Nermi Uygur, kendisiyle bu konuda yapılan söyleşide, çeviri sorununun dokunulmadık bir yanını bırakmıyor, dergiyi görmeyenlere okumalarını öğütlerim, şöyle diyor bir yerde : Şiirimizde şimdi yeni bir eğilim başladı. Bir iki yıldır dilin daha iç, daha derin imkânlarıyla baş başayız. Genç şairler yalnız folklor gibi kesin klişelere değil, daha hafif kalıplara bile sırtlarını çevirdiler. İlhan Berk’te, Turgut Uyar’da, Edip Cansever’de, bunun ilk güzel örneklerini gördük. Kelimeler bizde de yontuluyor artık. Kelimeler bizde de yerlerinden yarı yarıya koparılıyor, anlamlarından ufak tefek saptırılıyor, yeni yükler yükleniyor kelimelere.

  • Cevap: Bu sayfada herhangi bir soru bulunmamaktadır.

12. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 347 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!