Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
8. Sınıf İnkılap Tarihi Dersdestek Yayınları

8. Sınıf İnkılap Ders Kitabı Cevapları Dersdestek Yayınları Sayfa 154-155-156-157

8. Sınıf Dersdestek Yayınları İnkılap Ders Kitabı Sayfa 154-155-156-157 Cevapları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

8. Sınıf İnkılap Ders Kitabı Cevapları Dersdestek Yayınları Sayfa 154-155-156-157

8. Sınıf İnkılap Ders Kitabı Cevapları Dersdestek Yayınları Çözümleri Sayfa 154

A. ATATÜRK DÖNEMİ TÜRK DIŞ POLİTİKASI

Atatürk Dönemi Türk Dış Politikasının Temel İlkeleri

Dış politika bir devletin millî menfaatlerini korumak amacıyla uluslararası ortamda görüşmeler yoluyla isteklerini karşı tarafa kabul ettirebilme faaliyetidir.
Atatürk Dönemi’nde Türkiye kendi çıkarlarına, uluslararası barışa ve uluslararası hukuka uygun bir dış politika izlemiştir. Bu dönemde Türk dış politikasının temel amaçları şunlar olmuştur:

• Misak-ı Millî’de ifade edildiği şekilde millî bir devlet kurmak
• Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasi varlığını dünya devletlerine kabul ettirmek
• Her alanda bağımsızlığı gerçekleştirmek ve kazanılan bağımsızlığı özenle korumak
• Savaşın yıkıcılığını bilerek barışı elde etmeye ve korumaya çalışmak
• Türkiye’nin demokratikleşme ve çağdaşlaşma sürecini devam ettirmek

Türk dış politikası yukarıdaki hedefleri gerçekleştirmeye çalışırken belli ilkelere göre hareket etmiştir. Atatürk’ün belirlediği bu ilkelerin en başında tam bağımsızlık ilkesi gelir. Atatürk Millî Mücadele’nin başından itibaren dış politikasını tam bağımsızlık esasına dayandırmıştır. Bütün hayatını Türk milletinin bağımsızlığına adadığı için bu idealinden hiçbir zaman taviz vermemiş ve manda fikrine daima karşı çıkmıştır. Ona göre bağımsız bir dış politika izlemeden millî çıkarların korunması mümkün değildir.

Aşağıda Atatürk Dönemi Türk dış politikasının temel ilkelerini görüyorsunuz. Bu ilkelere dayalı bir dış politikanın sağlayacağı yararların neler olabileceğini arkadaşlarınızla tartışınız.

  • Cevap: Silahlanmaya ayrılacak bütçe ekonomiye, halkın refah ve huzur seviyesini arttırmaya kullanılabilir. Bunun yanında komşularla iyi geçinme sonrasında gerginliğin olmadığı barışın egemen olduğu bir coğrafyada bir ülkede yaşamamızı sağlar.

8. Sınıf İnkılap Ders Kitabı Cevapları Dersdestek Yayınları Çözümleri Sayfa 155

b. Gerçekleştiremeyeceğimiz Hedefler Peşinde Koşmamak

Atatürk, gerçekçilik ilkesi gereği gücünün sınırlarını bilerek hareket etmiştir. Dış politikada belirlemiş olduğu gerçekçi hedeflere ulaşıncaya kadar mücadele ettikten sonra daha ötesine geçmemeyi kendisine ilke edinmiştir. Böylece elde ettiği kazanımların uluslararası alanda kabulünü kolaylaştırarak milletinin varlığını ve bağımsızlığını güvence altına almıştır.

c. Bağımsızlığımıza ve Sınırlarımıza Saygılı Devletlerle İyi İlişkiler Kurmak

Atatürk’ün dış politikada önem verdiği bir diğer konu mütekabiliyet olarak adlandırılan “eşitliğe dayanan karşılıklı ilişkiler kurma”dır. O, devletler arasındaki ilişkilerin eşitsizliğe dayalı olmasını bir bağımsızlık sorunu olarak görmüştür. Bu nedenle “Tam bağımsızlık bizim bugün üzerimize aldığımız görevin can damarıdır.”1 (2) diyerek ülkemizle ilişkilerini eşitsizlik temelinde devam ettirmek isteyen Batılı devletlere şiddetle karşı çıkmıştır. O, Millî Mücadele sırasında İngilizlerin tutukladığı Türklere karşılık Anadolu’daki İngiliz subaylarının tutuklanmasını emrederek mütekabiliyete verdiği önemi göstermiştir. Bu politikasını esirlerin serbest bırakılması aşamasında da devam ettirerek İngilizlerin Malta Adası’nda tuttukları Türkleri kurtarmıştır.

ç. Milletin Hayatı Tehlikeye Düşmedikçe Savaşa Girmemek

Atatürk dış politikada sürekli olarak barışın peşinde koşmuştur (Görsel 6.1).

Barış idealini “Yurtta barış, dünyada barış.”(3) sözüyle ifade eden Atatürk, milletler için zorunlu olmadıkça savaşı bir insanlık ayıbı olarak görmüştür. Öyle ki Millî Mücadele sürerken bile düşmanla görüşme yollarını kapatmamıştır.

Bununla birlikte Atatürk, dış politikada izlediği barışçılık ilkesine “ne pahasına olursa olsun barış” şeklinde bir anlayış da yüklememiştir. Tam tersine o, hakkı olanı alana kadar mücadele etmek, gerekirse savaşmak fikrini benimsemiş bir liderdir. Türk milletinin haklarını bütünüyle elde edene kadar barışa razı olmaması da bunu göstermektedir.

Atatürk yalnız milletimiz için değil, dünya milletleri için de gerçek barışın sağlanmasını arzulamış- tır. Bu amaçla Balkan Antantı ve Sadabat Paktı’nın kuruluşuna öncülük etmiş, Milletler Cemiyetinin ülkemize yaptığı üyelik davetini kabul etmiştir. “Milletler savaşa engel olmak için silahlı karşı koymalarını ve parasal güçlerini saldıranlara karşı birleştirmekte kararsız kalmamalıdırlar. En çabuk, en etkili önlem, beklenen bir saldırgana, saldırının yarar getirmeyeceğini açıkça anlatacak uluslararası bir kuruluşun kurulmasıdır.”(4) sözüyle de dünya barışını sağlamaya yönelik uluslararası girişimlerin yanında olduğunu göstermiştir.

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.

8. Sınıf İnkılap Ders Kitabı Cevapları Dersdestek Yayınları Çözümleri Sayfa 156

d. Milletin Çıkarlarını Her Şeyin Üzerinde Tutmak

Atatürk dış politikada her zaman Türkiye’nin millî menfaatlerini esas almış ve eldeki tüm imkânları bu amaç doğrultusunda kullanmıştır. Bunun sonucunda da Mudanya Ateşkes Anlaşması, Lozan Barış Antlaşması, Montrö Boğazlar Sözleşmesi ve Hatay’ın anavatana katılması gibi büyük diplomasi zaferleri kazanmıştır. Atatürk’e göre dış politikada gözetilmesi gereken temel ilke, milletin refah ve mutluluğunu sağlamak olmalıdır. Bununla birlikte başka ülkelerde sorunlar yaşanırken kendi ülkemizde rahat edemeyeceğimiz dikkate alınarak insani değerlere önem verilmelidir. İşte Atatürk, bu gerçekten hareketle insanlığı büyük bir aile milletleri de bu ailenin fertleri olarak kabul etmiştir. O dünya barışı için bütün milletlerin el birliğiyle hareket etmeleri gerektiğini savunarak insan sevgisine sahip bir lider olduğunu göstermiştir.

e. Türk ve Dünya Kamuoyunu Dikkate Almak

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Atatürk’ün belirlediği dış politika ilkelerinin gereği olarak uluslararası ilişkilerini yürütürken her zaman Türk kamuoyunu dikkate almaya önem vermiştir. Atatürk ülke içinde halkın desteğine dayanmayan dış politikanın başarılı olamayacağını düşünen bir devlet adamıdır. Ona göre iç kamuoyu ile dış politika arasında yakın bir ilişki vardır. Atatürk bu ilişkiyi “Dış siyaset, bir toplumun iç kuruluşu ile sıkı şekilde ilgilidir. Çünkü iç kuruluşa dayanmayan dış siyasetler, daima kötü duruma sürüklenir. Bir toplumun iç kuruluşu ne kadar kuvvetli, sağlam olursa dış siyaseti de o oranda güçlü ve sağlam olur.”(1) sözleriyle ifade etmiştir. Atatürk, Millî Mücadele sürecinde kararlarını iç kamuoyuna dayandırmaya ve dış politikada millî iradeyi temsil eden TBMM ile birlikte hareket etmeye önem vermiştir. Diğer yandan dünya kamuoyunda yaşanan gelişmeleri yakından takip etmeyi ve bunları göz önünde bulundurmayı da dış politikanın temel ilkelerinden saymıştır.

f. Diğer Devletlerin İç Politikalarından ve Yönetim Sistemlerinden Etkilenmemek

Atatürk Dönemi Türk dış politikasında diğer devletlerin iç işlerine karışmama ve kendi iç işlerimize karışılmasına izin vermeme kuralı benimsenmiştir. Aynı şekilde devletimiz başka devletlerin iç politikalarından ve yönetim sistemlerinden etkilenmeme anlayışına bağlı kalmıştır. Bu kapsamda özellikle kuzey komşumuz Sovyet Rusya ile ilişkilerinde son derece dikkatli davranmış ve millî bünyemize uygun olmayacağını düşündüğü bu devletin yönetim modelinden özenle kaçınmıştır.

Türk dış politikasına yön veren Atatürk, tarih kitapları okumuş ve okuduklarından dersler çıkararak ileriyi görebilmiştir. O ileri görüşlülüğü sayesinde başkalarının öngöremediği durumları sezmiş, buna göre amaçlarını belirlemiş ve gerekli önlemleri alarak başarılı olmuştur. Örneğin II. Dünya Savaşı’nın yaklaştığı günlerde Fransa’nın Türkiye ile savaşı göze alamayacağını görüp Hatay Meselesi’nin Türkiye lehine çözümlenmesini sağlamıştır. Aynı şekilde savaştan önce komşularıyla kurduğu savunma ittifaklarıyla Türkiye’nin güvenliğini sağlamıştır.

Atatürk ileri görüşlülüğe verdiği önemi “Yolunda yürüyen bir yolcunun yalnız ufku görmesi kâfi değildir. Muhakkak ufkun ötesini de görmesi ve bilmesi lazımdır.”1 (2) sözü ile dile getirmiştir. O, bu özelliğiyle yabancı devlet adamlarının da takdirini kazanmış ve adından övgüyle söz ettirmiştir.

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.

8. Sınıf İnkılap Ders Kitabı Cevapları Dersdestek Yayınları Çözümleri Sayfa 157

Aşağıdaki metni okuyunuz.

“Yıl 1976, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO (YUNESKO) üyelerine bir öneride bulunur. Öneride ‘Bugün UNESCO’nun üzerinde çalıştığı bütün projelerin isim babası Mustafa Kemal’dir.’ denilmekte ve onun doğumunun 100. yılının UNESCO’ya üye toplam 152 ülkede aynı anda kutlanması istenmektedir. Bunun üzerine İsveç delegesi birden ayağa kalkarak ‘Dünyada bu kadar devlet adamı var, hepsinin doğum gününü böyle kutlayacak mıyız?’ der.
Bu sözler karşısında ayağa fırlayan Rus delegesi yumruğunu masaya vurarak 152 ülkenin delegelerine hitaben şu cevabı verir: ‘Genç delege arkadaşım, hatırlatmak isterim ki Atatürk öyle dünyadaki herhangi bir lider değildir. O, bir yıl anılmak şöyle dursun, her problemde çare olarak aranmalıdır.’

Sonra ne mi olur?

UNESCO tarihinde görülmemiş bir olay yaşanır. Bütün üye ülkeler, bir teki bile olumsuz veya çekimser oy kullanmadan o metne imza atar. Hani öneriye karşı çıkan İsveç delegesi vardı ya? İşte o delege imzaların atıldığı gün mikrofona gelir ve ‘Ben Atatürk’ü inceledim. Bütün ülkelerden özür diliyor ve ilk imzayı ben atıyorum.’ diyerek belgeyi imzalar. Bu belgede Atatürk ‘Uluslararası anlayış, iş birliği, barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi, olağanüstü inkılaplar gerçekleştiren bir inkılapçı, sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önder, insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, bütün yaşamı boyunca insanlar arasında renk, din, ırk ayrımı gözetmeyen, eşi olmayan devlet adamı, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu.’ sözleriyle tanımlanmıştır.”

Muzaffer ERENDİL, emekli asker, Atatürk ve Demokrasi, Atatürk Araştırma Merkezi dergisi, S 5, s. 403, 404 (Düzenlenmiştir.).

Atatürk’ün UNESCO belgesinde belirtilen özelliklerini aşağıdaki şemada gördüğünüz noktalı yerlere kendi ifadelerinizle yazınız.

  • Cevap:

➢Uluslararası anlayışa sahip olması
➢ iş birliği yapabilmesi
➢ barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi olması
➢olağanüstü inkılaplar gerçekleştiren bir inkılapçı olması
➢sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önder olması
➢insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü olması
➢ bütün yaşamı boyunca insanlar arasında renk, din, ırk ayrımı gözetmeyen bir lider olması
➢ eşi olmayan devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olması

8. Sınıf İnkılap Ders Kitabı Çözümleri Dersdestek Yayınları Sayfa 154-155-156-157 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!