8. Sınıf Kur’an-ı Kerim Ders Kitabı Sayfa 48 Cevapları SDR Dikey Yayıncılık
8. Sınıf Kur’an-ı Kerim Ders Kitabı Cevapları SDR Dikey Yayıncılık Sayfa 48 ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
8. Sınıf Kur’an-ı Kerim Ders Kitabı Sayfa 48 Cevapları SDR Dikey Yayıncılık
bulunan diğer Müslümanların kırılmasına neden oluyordu. Onların bu tavırları inançlarına da yansıyordu. Müslümanların sayısının artması, İslam’ın hızla yayılması bedevileri de etkiledi. Bedeviler bilinçli bir şekilde olmasa bile Müslüman olmak zorunda kaldılar. Ancak bu defa da “inandık, inandık” diyerek kibirleniyorlar, Peygamberimizi (s.a.v.) ve diğer Müslümanları minnet altında bırakmak istiyorlardı. İşte Hucurât suresinin 14. ayetinde; “Bedeviler ‘İman ettik’ dediler. De ki: ‘İman etmediniz. (Öyle ise “İman ettik.” demeyin.) “Fakat boyun eğdik.’ deyin. Henüz iman kalplerinize girmedi. Eğer Allah’a ve Peygamberine itaat ederseniz yaptıklarınızdan hiçbir şeyi eksiltmez. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” buyrularak bedevilerin bu tavırlarına dikkat çekilmektedir. Surenin 15. ayetinde ise içtenlikle inanan kimselerin özellikleri anlatılmaktadır. Bu ayette müminler hakkında şöyle buyrulmaktadır: 15. İman edenler ancak, Allah’a ve Peygamberine inanan, sonra şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerdir. İşte onlar doğru kimselerin ta kendileridir.
Hucurât suresinin 16 ve 17. ayetleri de tıpkı 14. ayette olduğu gibi, inandıkları için Hz. Peygamber’i (s.a.v.) minnet altında bırakmak isteyen bedevilerin kaba, nezaketsiz tavırları üzerinde durmaktadır. Bu ayetlerde Rabb’imiz (c.c.) şöyle buyurmaktadır: 16. (Ey Muhammed!) De ki: Siz Allah’a dininizi mi öğretiyorsunuz? Oysa Allah, göklerdeki ve yerdeki her şeyi bilir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir. 17. Onlar İslam’a girdikleri için seni minnet altına sokuyorlar. De ki: Müslümanlığınızı benim başıma kakmayın. Eğer doğru kimselerseniz bilesiniz ki sizi imana erdirdiği için asıl Allah size lütufta bulunmuştur.
Yüce Allah’ın (c.c.) varlığına ve birliğine inanmak, ona kulluk etmek Rabb’imizin (c.c.) insanlara bir lütfudur. Müslüman olduğu için hiç kimse Allah Resulü’nü (s.a.v.) minnet altında bırakamaz. Aksine kişi Müslüman olma şerefine erdiği için Rabb’imize (c.c.) şükretmeli, Hz. Peygamber’e (s.a.v.) de minnet duymalıdır. Çünkü bizlere İslam’ı açıklayıp öğreten odur. Allah dilemeseydi, Hz. Peygamber (s.a.v.) olmasaydı İslam’ın nurundan mahrum kalır, cehalet ve karanlıklar içinde boğulurduk. İşte surenin 17. ayetinin son bölümünde, “…Sizi imana erdirmesinden dolayı Allah size lütufta bulunmuş oluyor.” buyrularak bu gerçek açıkça ifade edilmiştir. İnancımıza göre Yüce Allah (c.c.) her şeyin hâkimi, her şeyin yaratıcısıdır. Göklerin, yerin ve bütün kâinatın sahibi odur. Rabb’imiz (c.c.) sonsuz kudret ve ilim sahibidir. O, kullarının her yaptığını bilir. Göklerin ve yerin gizliliklerini bilen de ancak Allah’tır (c.c.). Bu konuda Hucurât suresinin 18. ayetinde şöyle buyrulur: 18. Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin gaybını bilir. Allah yaptıklarınızı hakkıyla görendir. Her şeyin en iyisini bilen, sözün en güzelini ve doğrusunu söyleyen Allah’tır (c.c.). Bu ayetlerden neyi kastettiğini en iyi bilen de yine Rabb’imizdir.
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
8. Sınıf SDR Dikey Yayıncılık Kur’an-ı Kerim Ders Kitabı Sayfa 48 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.
