8. Sınıf Türkçe Çalışma Kitabı Cevapları Sayfa 190

8. Sınıf Türkçe Çalışma Kitabı Sayfa 190 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

8. Sınıf Türkçe Çalışma Kitabı Cevapları Sayfa 190

Soru: 6) Aşağıdaki metinlerden hangisi yay ayraç içinde belirtilen türe örnek olamaz?

A) Bir uçak uçarken üzerine birkaç farklı kuvvet aynı anda etki eder. Bunlardan en önemlisi yerçekimidir. Yerçekimi kuvveti, uçağın kütlesi arttıkça artar. Bunun yanında hava da uçağın uçtuğu yönün tersine bir direnç kuvveti oluşturur. Bu iki kuvvet, uçağın uçmasının önündeki en büyük iki engeldir. Bir uçağın uçabilmesi için bu kuvvetleri aşması gerekir. Uçakta bulunan motorlar ve kanatlar uçağın bu kuvvetleri aşmasını sağlar. (Makale)

B) Türkler, kurultayın bu kararı üzerine Ergenekon’dan çıkmak için yol aradılar; bulamadılar. O zaman bir demirci dedi ki: “Bu dağda bir demir madeni var. Yalın kat demire benzer. Demirini eritsek belki dağ bize geçit verir.” Gidip demir madenini gördüler. Dağın geniş yerine bir kat odun, bir kat kömür dizdiler. Dağın altını, üstünü, yanını, yönünü odun-kömürle doldurdular. Yetmiş deriden yetmiş büyük körük yapıp yetmiş yere koydular. Odun kömürü ateşleyip körüklediler. Tanrı’nın yardımıyla demir dağ kızdı, eridi, akıverdi. Bir yüklü deve çıkacak denli yol oldu. (Destan)

C) Mustafa Inan, ailesinin maddi durumunun kötü olmasından dolayı hayata hemen atılmak için kaydolduğu Fen Fakültesinden Mühendis Mektebine (şimdiki ITÜ) kayıt için başvurdu. Kayıt için yapılan giriş sınavında 1. olarak Mühendis Mektebine girdi. Mühendislik Mektebini pekiyi derece ile birinci olarak bitiren İnan, doktorasını İsviçre’deki Zürih Üniversitesinde yapıp orada kalması için yapılan teklifi reddederek Türkiye’ye geri döndü. Mustafa İnan’ın öğretmenliğe ne zaman başladığını belirtmek çok zordur. Onun “eşsiz hocalığı” belki de ortaokula gittiği yıllarda başlamıştı.(Günlük)

D) Kitap okurken, şarkı dinlerken, film seyrederken ve bir tabloya bakarken aradığım hep kendimmişim aslında. Yüreğimin kuytularına bastırdığım duygularım, kendimi bir adım daha aşmak, içimdeki tortuları kırmak, ruhumun perdelerini sıyırmak, başını deli bir maviliğe doğru çevirmek istemem de hep bundanmış. Bıkmadan ve ısrarla gömülüşüm sayfalar arasına, şarkılarda yitip gitmek isteyişim hep bundan. Bir yanımla daha doğmak yeryüzüne, yaşamın kenar süslerine bir renk daha katmak… (Deneme)

• Cevap: C

Soru: 7) Aşağıdaki metinlerden hangisinin türü yay ayraç içinde yanlış verilmiştir?

A) Güler yüz dükkânlarda satılan en pahalı şey olmaya başladı. Eskiden yani yokluk zamanlarında dedelerimiz, nenelerimiz bir dükkâna girdikleri zaman bazı ürünleri bulamıyormuş. Ama dükkân sahibinin güzler yüzü, tatlı dili varmış. Şimdi dükkânlarda her şey var ama müşteriye gösterebileceği küçücük bir güler yüz yok. Aslında müşteri, bir dükkân sahibinden elbette malın kalitesini satmasını bekler ama biraz da tebessüm bekler. Geçen gün gittiğim kasapta asık suratla çalışan ve etrafına olumsuz enerji dağıtan dükkân sahibine takıldım. Takılmasa mıydım acaba? “Devlet güler yüze vergi almıyor, biraz gülümseyebilirsiniz beyefendi!” dedim. (Köşe yazısı)

B) Hafıza kapasitemiz beynin fizyolojik yapısına bağlıdır. Beyin 100 milyar sinir hücresinden (nöron) oluşur. Bunlardan sadece bir milyarı uzun dönemli hafızada rol oynar, bunlara piramidal hücreler denir. Bir nöronun bir birim hafızaya denk düştüğünü varsayarsak beynimizin tümüyle dolmuş olması gerekirdi. Profesör Paul Reber, nöron sayısı kadar hafızanın büyük bir kapasite olmadığını ve hemen olacağını ifade ediyor. (Makale)

C) Tan ağarınca Oğuz Kağan’ın çadırına güneş gibi bir ışık girdi. O ışıktan gök tüylü, gök yeleli büyük bir erkek kurt çıktı. Kurt “Ey Oğuz, sen Urum üzerine yürümek istiyorsun. Ey Oğuz ben senin önünde yürüyeceğim.” dedi. Bunun üzerine Oğuz çadırını toplattırdı ve ordusuyla birlikte kurdu izlediler. Gök ğ tüylü gök yeleli büyük erkek kurt Itil Müren denizi yakınındaki kara dağın eteğinde durdu. Urum Han’ın ordusu ile Oğuz Kağan’ın ordusu arasında büyük savaş oldu. (Roman)

D) “Çoktandır görmeğe gitmemiştim. Içim çekmediğinden değil, öteden beri, ta çocukluğumdan beri pek severim oyun görmeyi. Kendim oynamaya, oyunlar yazmaya özendiğim de oldu, o vergi yokmuş bende, beceremedim. Benim elimden gelmiyor diye soğumadım, o törütten (sanattan), yağı (düşman) kesilmedim ona, gene de severim, çocukluğumdaki gibi bayılırım.” (Deneme)

• Cevap: C

8. Sınıf Meb Yayınları Türkçe Çalışma Kitabı Sayfa 190 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.