Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
9. Sınıf Din Kültürü Gezegen Yayıncılık

9. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı Sayfa 103 Cevapları Gezegen Yayıncılık

9. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı Cevapları Gezegen Yayıncılık Sayfa 103 ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

9. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı Sayfa 103 Cevapları Gezegen Yayıncılık

Bir de akrabaya, yoksula, yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere de saçıp savurma.  Zira böylesine saçıp savuranlar şeytanların dostlarıdırlar. Şeytan ise Rabb’ine karşı çok nankördür. P7 Eğer Rabb’inden umduğun (beklemek durumunda olduğun) bir rahmet için onların yüzlerine bakamı- yorsan, hiç olmazsa kendilerine gönül alıcı bir söz söyle. Eli sıkı olma; büsbütün eli açık da olma. Sonra kınanır, (kaybettiklerinin) hasretini çeker durursun.”

İsrâ suresinin 23. ve 24. ayetleri, anne ve babaya saygı gösterip iyilik etmekle ilgilidir. Ayette Yüce Allah (c.c.), yalnız kendisine ibadet edilmesini emrettikten sonra anne ve babaya iyilik etmeyi de buyurur. Ayette Allah’a (c.c.) ibadet ile anne ve babaya iyiliğin birlikte yer alması onlara verilen önemden dolayıdır. Nitekim Kur’an’daki anne ve babayla ilgili ayetler ve Hz. Peygamber’in (s.a.v.) hadislerinde de Allah’a (c.c) ibadet ile anne ve babaya iyilik birlikte zikredilir. Anne ve baba nasıl çocuklarını korumasızken alıp sevgi ve merhametle yetiştirip bütün imkânları sunmuşlarsa çocuklarının da onlar aciz duruma düştükleri zaman aynı sevgi ve şefkati onlara göstermesi bir sorumluluktur. Bu çocuğun dinî bir görevidir. Onlardan biri veya her ikisi çocuklarının yanında ihtiyarlarsa onlardan beklenen görev onları kırmamaları, azarlamamaları aksine onlara en güzel şekilde davranıp güzel söz söylemeleridir. Ayette geçen “of” uyarısı, bu konuda ne kadar dikkatli olunması gerektiği konusundaki bir uyarıdır. Çünkü onlar da artık birer çocuktur. Sevgi, merhamet ve güzel söz beklemektedirler.
İsrâ suresinin 25. ayeti ise Yüce Allah’ın (c.c.) içimizdeki yani kalplerimizdekini en iyi bilen olduğunu bildirir. Anne ve babaya iyilikten sonra bunun hatırlatılmasının sebebi, hem ibadet hem de anne ve babaya iyiliğin öncelikle bir gönül işi olmasındandır. Çünkü ibadet ve itaat, kişinin içindeki inanç, istek, sevgi ve bağlılıktan kaynaklanırsa bir değer taşır.

Eğer bir çocuk anne ve babasına karşı böyle bir sevgi ve merhamet beslemiyorsa ihtiyarlıklarında onlara iyilikte bulunması onun için bir yük olur. Onun için ayette çocukların anne ve babalarına karşı bu duygu ve şuurda olmaları hatırlatılmaktadır. İsrâ suresi 26. ve 27. ayetlerinde ise anne ve babaya iyilikten sonra Yüce Allah (c.c.) akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarının verilmesini emreder. İslam’da fakir ve fukarayı gözetmek dinî bir görevdir ve fakirin zengin üzerindeki maddi hakkıdır. İnsanın kendisine verilen nimetleri paylaşması gerekir. Bu iyilik etmek, hayır yapmak görevine de en yakınlarında başlayarak diğerlerine doğru bir sıra takip edilmesi esastır. Ayetin devamında ise Yüce Allah (c.c.), kişinin sahip olduğu mali imkânları gereksiz yere saçıp savurmamasını öğütler. Böyle yapanların durumu şeytanın dostu benzetmesiyle açıklanır. Bunun sebebi, kişiyi malını mülkünü kötü yollarda değil, Allah’ın (c.c.) rızasına uygun işlerde harcaması konusunda uyarmak içindir.

Çünkü şeytanın en belirgin özelliği yeryüzünde bozgunculuk yapıp insanları yoldan saptırmasıdır. Dolayısıyla bir insan, Yüce Allah’ın (c.c.) kendisine verdiği nimetleri yanlış işlerde değil, Yüce Allah’ın (c.c.) rızasını kazandıracak şekilde kullanmalıdır. Surenin 28. ayetinde ise “Eğer Rabbi’nden umduğun (beklemek durumunda olduğun) bir rahmet için onların yüzlerine bakamıyorsan, hiç olmazsa kendilerine gönül alıcı bir söz söyle.” buyrularak Hz. Peygamber’e (s.a.v) hitap edilmektedir. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.v), yoksul Müslümanların geçimiyle bizzat ilgilenir, imkânları ölçüsünde onların bakımını sağlar, kendisinde yoksa diğer Müslümanları buna teşvik ederdi. Bu ayette Hz. Peygamber’in (s.a.v), bizzat kendisi de maddi sıkıntı içinde bulunduğundan ihtiyaç içinde olduğunu açıklayanlara yardım edemeyecekse nasıl davranması gerektiği haber verilmektedir. Nakledildiğine göre bazı yoksul sahabe, Hz. Peygamber’in (s.a.v) yardımı ile geçinirlerdi. Hz. Peygamber (s.a.v), onlara verilecek bir şeyleri olmadığı zaman, mahcubiyetinden ötürü onlara söyleyecek bir söz bu

  • Cevap: Bu sayfada herhangi bir soru bulunmamaktadır.

9. Sınıf Gezegen Yayınları Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı Sayfa 103 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
1
clap
0
happy
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!