Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri

9. Sınıf Tekrar Testleri Türk Dili ve Edebiyatı 5. Ünite Cevapları

9. Sınıf Tekrar Testleri Türk Dili ve Edebiyatı 5. Ünite Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

9. Sınıf Tekrar Testleri Türk Dili ve Edebiyatı 5. Ünite Cevapları

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri 5. Ünite Çözümleri Sayfa 16

1. Aşağıdakilerin hangisinde romanlar kronolojik sıraya göre verilmiştir?

A) Aşk-ı Memnu – İntibah – Yaprak Dökümü – Tutunamayanlar – Karabibik
B) Karabibik – Aşk-ı Memnu – Yaprak Dökümü – İntibah – Tutunamayanlar
C) Karabibik – Tutunamayanlar – Aşk-ı Memnu – Yaprak Dökümü – İntibah
D) Aşk-ı Memnu – İntibah – Karabibik – Tutunamayanlar – Yaprak Dökümü
E) İntibah – Karabibik – Aşk-ı Memnu – Yaprak Dökümü – Tutunamayanlar

  • Cevap: E

2. Mediha Hanım, yüzündeki donuk (içtenliği olmamak, anlamsız olmak) gülümseyişlerle not defterine şöyle bir göz atar (kısa bir süre, fazla dikkat etmeden bakıvermek), “Geçti gitti.” (eskide kalmak) ya da “Hepsi tozlanmış.” gibisinden bir şeyler söylemeye çalışırdı. Birçok zamanın anıları, onun nota defteri için söylediklerine benzeyerek ya geçip gider ya tozlanıp kalırdı (kirlenmek). Okumam için ısrar ettiği kitaplar, dinlemem için ısrar ettiği müzikler, gösterdiği resimler hayatından izler taşırdı (yaşadıklarını yansıtmak). Bu parçadaki altı çizili sözlerden hangisinin anlamı parantez ( ) içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır?

A) tozlanıp kalırdı
B) göz atar
C) geçti gitti
D) donuk
E) hayatından izler taşırdı

  • Cevap: A

3. İsmail Parlatır: Şimdi biraz da edebiyattan, romandan konuşalım. Dil konusunda yapılan bu değerlendirmeler ile roman sanatı arasında bir bağ kurmaya çalışalım. Evet, önce roman Cengiz Aytmatov: Roman üzerinde pek çok değerlendirmeler yapılmış. Eski zamanlarda destanlar, efsaneler vardı; şimdi, bu destanlar eski zamanların anıt eserleridir. Gelecekte de belki bugünün romanlarına böyle anıt eser gibi bakılacak. Yani roman; sanat eserleri içinde en yüksek değere sahip bir türdür. Çünkü roman insanoğlunun hayatının çok yönlü göstergesidir. Bu yazgısı ile roman uzun süre sanat özelliğini koruyarak yaşayacaktır. Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaretlerinden hangisi yanlış kullanılmıştır?

A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V

  • Cevap: D

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri 5. Ünite Çözümleri Sayfa 17

4. Saatler geçtikçe yollara mahzun bir ıssızlık çöküyordu. Bu Çeçen arabalarının ince, yanık sesli çıngırakları var. İcat edenler ne iyi düşünmüşler. Yamaçlarda, derelerde uyandırdıkları uzak akisler insana âdeta bir teselli sesi gibi geliyor. Hele bir kayalığın içinden geçerken öyle sandım ki uzaklarda, şu yanmış gibi görünen kara taş yığınının öte tarafında görünmez bir yol var; ince sesli bir kadın, hıçkıra hıçkıra ağlayarak bu yolun içinde arkamızdan koşuyor. Akşam yaklaşıyor, güneş ağır tepelere çekilirken boğazlara karanlık çökmeye başlıyordu. Yol hâlâ bitip tükenmek bilmiyordu. Görünürde ne bir köy hatta ne bir ağaçlık… İçimde yavaş yavaş bir korku uyanmaya başlamıştı. Ya geceden evvel Zeyniler köyünü tutamazsam. Ya dağ başlarında yalnız kalırsam? Arabacı ara sıra durarak hayvanlarını dinlendiriyor, insanla konuşur gibi onlarla konuşuyordu. Bir taşlığın ortasında, yine böyle bir mola vermesinden istifade ettim. “Daha çok var mı?” diye sordum. O, başını ağır ağır sallayarak cevap verdi. “Geldik.” Bu adam yaşlı bir insan olmasaydı benimle eğlendiğine hükmedecektim. “Nasıl olur?” dedim, “Allah’ın kırındayız. Görünürde köy falan yok.” İhtiyar adam, arabadan çantalarımı çıkarmaya çalışarak cevap verdi: “Na, şu patikadan ineceğiz. Zeyniler, buraya beş dakika çeker. Araba yolu yok.” Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Farklı duyulara hitap eden ayrıntılar vardır.
B) Bilinç akışından yararlanılmıştır.
C) Öyküleyici anlatım vardır.
D) Diyaloglara yer verilmiştir.
E) Betimleyici ifadelere başvurulmuştur.

  • Cevap: B

5. Karşısındakilerin hiçbirini sevmiyor, onların da kendisini sevmediklerini biliyordu. Gene de her akşam beraberce otururlar, orada bulunmayanları çekiştirirlerdi. Çekiştirilen kimse pasajın kapısında görünürse eğer, çekiştirme hemen onun da katılmasıyla bir başkasına yöneltilirdi. Oradakilerin hepsi iyi, hepsi değerli, hepsi dosttu. Değersiz, kötü olanlar işlerine dalıp da o akşam pasaja gelmeyenlerdi. Bu parçadaki altı çizili zamirlerin türleri aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir?

A) Soru zamiri – işaret zamiri – kişi zamiri
B) Kişi zamiri – soru zamiri – belgisiz zamir
C) Belgisiz zamir – kişi zamiri – işaret zamiri
D) İşaret zamiri – soru zamiri – kişi zamiri
E) Kişi zamiri – işaret zamiri – belgisiz zamir

  • Cevap: C

6. Tıraş edilen adam, oyundan arta kalmış etten kemikten bir posa yığını gibi koltuktan kalkıp ceketini giydi. Çırağın eline bahşiş tutuştururken ‘‘Ruhum sıkılıyor.’’ dedi berbere, ‘‘Gene de geçmedi bak.’’ Berber yanıt vermeden uzun uzun baktı kapıdan çıkan adama, sonra bekleyenlere döndü. Elinde tespih tutan, sıra bende dercesine oturduğu yerde kıpırdanmıştı. Ama berber onun verdiği bu işareti görmedi, gördüyse de anlamadı ve buradaki her oyunu yalnızca kendisinin yönetebileceğini bir kez daha vurgulamak ister gibi, ‘‘Buyur.’’ dedi yanımda oturan keçi sakallıya. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi belirgin değildir?

A) Kişiler
B) Zaman
C) Mekân
D) Olay
E) Bakış açısı

  • Cevap: B

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri 5. Ünite Çözümleri Sayfa 18

7. Rakım o kadar memnun oldu ki yutkunup durmasından bir şey söylemek istediği hâlde söyleyemediğini gerek Can ve gerek peder ve validesi anlamışlardı. Binaenaleyh Can’ın istizah-ı meram etmesi üzerine Rakım, “Efendim, söyleyeceğim lakırdı yalnız pederinize mahsustur.” diye onu bir tarafa çekip, “Gördünüz mü Mösyö Ziklas!.. Cenab-ı Hak işte hem üç yüz bin lira servetinizi ve hem de nur gibi kerimenizi size tekrar ihsan eyledi.” demiştir ki Ziklas, o tokgözlü, mert, sadık Rakım’dan bu sözleri işitince oğlanı bir kat daha sevip yüreğine sokacağı geldi. Artık bundan sonra sözü uzatmakta lezzet yoktur. Kısa keserek tatlısına bağlayalım: Ziklas yazacağı kâğıtları yazıp edeceği muhaberatı ettikten sonra işin üzerinden iki buçuk ay kadar zaman mürur eylemişti ki Margrit İskenderiye’den ve Can’ın yavuklusu İzmir’den ve Margrit ile tezvici yine bu aralık kararlaştırılan bir yeğeni dahi Halep’ten gelip kasım üzeri bunların izdivacı için verilen baloda ömründe ilk defa olarak Rakım dahi polka oynadı. Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Olağanüstü olaylar konu edilmiştir.
B) Niteleyici sözcüklere yer verilmiştir.
C) Yabancı kökenli sözcükler kullanılmıştır.
D) Üçüncü kişili anlatım vardır.
E) Yazar, kişiliğini gizlememiştir.

  • Cevap: A

8.
• Göç, yoksulluk, esaret, sınıfsal kavgalar vb. toplumsal olayları konu alan romanlardır.
• Konusunu tarihten alan, tarihsel olayları anlatan romanlardır.
• Psikolojik tahlillere, ruh çözümlemelerine yer veren romanlardır.
• Günlük hayatta az rastlanan, ilgi çekici olayları okuyucuda heyecan ve merak uyandıracak biçimde anlatan romanlardır.
Aşağıdaki parçalardan hangisi bu tanımlardan herhangi biriyle örtüşmemektedir?

A) Samim hatırladı. Meral daha sonra izahını şöyle tamamlamıştı: “Evde otururken hep şöyle deniz gören, Boğazı gören bir yer düşünmüştüm.” Samim, kızın İstanbul’un sayfiyelerinden birinde bir ev yaptırmakta hâlâ tereddüt eden babasından şikâyetlerini de hatırladı. Şüphesi uzaklaşıyordu. Onun yerine onun kadar ölçüleri yanlış bir emniyet hissi alabilirdi. Kendisini bu hata kutuplarından uzaklaştırmak için bugün Meral’i gördüğü andan ayrıldığı ana kadar onun, hatırda kalan bütün sözlerini, hareketlerini daha sakin bir dikkatin ışığında geçirmek istedi.
B) Birdenbire, derin bir mağaranın bağrından çıkıvermiş gibi kalın bir ses, “Hangi rüzgâr kesiliyor?” diye sordu. Amcamın sesini tanıdım. Donakaldım. Başım, göğsüm sırsıklamdı. Amcam yanaştı: “Mahmut sen misin?” dedi. (…) “Burada bu saatte ne yapıyorsun?” dedi. Ona elimdeki kayığı verdim. Görmek için batı göğünün alacakaranlığına karşı tuttu onu. “Bu gemi değil, salapurya!” demesiyle de bizim kalyonu yere çarpıp ayağının altında çatır çutur ezmesi bir oldu. Kemiklerim kırıldı sandım. Ama amcam “Yarın sana bir kayık yapayım da gör.” deyince dünyalar yeniden benim oldu.
C) İdris susmuştu. Sessiz, sıkıntılı bir yolculuk başladı. Arif kendi içinde sinirlendi, uğraştı durdu. Kimseye belli etmeden kendini yiyordu. Tarlada pancar bitecek gibi değildi. Bu atlarla çabuk çabuk dönmek olanaksızdı. Babası hastaneden bir türlü çıkıp gelemiyordu. Traktör alamadıkları için köylü kendisiyle alay etmeye başlamıştı. Arif ne yapacağını, nasıl davranacağını bilemez olmuştu.
D) Dirmit o günden sonra hep sözcüklerden bir yorgana sarındı. Sözcüklerden bir yatağın üstünde uyudu. Sözcüklerden yapılma bir sandalyenin üstünde oturdu. Atiye günleri sayılı binlerce sözcük oldu. Huvat sözcük dolu şişelere baktı. Nuğber sözcük bekledi. Zekiye sözcük ağladı. Seyit bembeyaz takma sözcükten dişleriyle güldü. Mahmut dilini dişlerinin ardına dayayıp sözcük çaldı. Halit sözcükleri duvarlara vurdu. Dirmit ne yana bakacağını, hangi birini yazacağını şaşırdı.
E) Top sesleri, belirsiz aralıklarla devam ediyor. Deminkinden daha mı yakın, daha mı uzak? Bana, gittikçe uzaklaşır gibi geliyor. Hesaba göre böyle tahmin ediyorum. Sanki bir saat içinde düşman, mevzisini mi değiştirdi? Eğer böyle olsaydı düşman yeni mevzilerini tespit edinceye kadar uzun bir süre top seslerinin kesilmesi gerekirdi. Fakat kim dedi ki bu, mutlaka düşman toplarının sesidir? Belki de sabahtan beri kulağıma gelen sesler hep bizim cepheden aksediyor. Ben böyle düşünürken dalıp gitmişim.

  • Cevap: D

9. Sınıf Tekrar Testleri Türk Dili ve Edebiyatı 5. Ünite Çözümleri ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!