Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri

9. Sınıf Tekrar Testleri Türk Dili ve Edebiyatı Karma Test Cevapları

9. Sınıf Tekrar Testleri Türk Dili ve Edebiyatı Karma Test Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

9. Sınıf Tekrar Testleri Türk Dili ve Edebiyatı Karma Test Cevapları

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri 10. Ünite Çözümleri Sayfa 8

1. Aşağıdaki parçalardan hangisi sanatsal bir metinden alınmış olamaz?

A) Buck, büyük öfkesini ve yaralanmış gururunu yatıştırmaya çalışarak, yorucu gecenin geri kalanını burada yatarak geçirdi. Tüm bunların ne anlama geldiğini anlayamıyordu. Bu yabancı adamlar ondan ne istiyordu? Neden onu bu dar kafeste hapis tutuyorlardı?
B) Kıyıda hindistancevizi ağaçları vardı. Ağaçlar, ışıkta dikiliyor, ışığa eğiliyor, ışığa yaslanıyordu. Yeşil tüyler, ta havalara yükseliyordu. Ağaçların dibi kaba otlarla kaplıydı. Devrilen ağaçlar, her şeyin altını üstüne getirmiş, otları paramparça etmişti. Çürüyen hindistancevizleri, ağaçların dalları her bir yana dağılmıştı.
C) Dışarının ayazından üşüdü. Geldi yatağına girdi. Dizlerini gene göğsüne dayadı. Yatak ısındı. Bugün, gün doğuncaya kadar uyuyacağını biliyordu. Derken kendinden geçti. Sabah ayazının üstüne gün doğdu. Ana, ocaktan çorbayı indirdi. Çorba sıcak, tatlı tatlı ocağın kıyısında tüttü. Oğul, çoktan çifte gitmişti.
D) İnsan kendisi, âlem ve âlemin ötesi hakkında düşünmeye başlayalı beri felsefe vardır. Bu düşüncenin varlık derecelerinden her birinde ayrı metot ve ölçülerle derinleşmesi, pratik ihtiyaçlarımıza kadar inmesi ilimleri doğurduğu için felsefe ve ilimler birbirlerinin gelişmesine karşılıklı yardım etmişlerdir.
E) Gümüş gibi parlayan bu güzel kaşağının dişlerine baktım. Çok keskin, çok sivriydi. Biraz körletmek için duvarın taşlarına sürtmeye başladım. Dişleri bozulunca tekrar denedim. Yine atların hiçbiri durmuyordu. Kızdım. Öfkemi sanki kaşağıdan çıkarmak istedim.

  • Cevap: D

2. Günlerden pazartesi. Yine vapurun alt kamarasındayım. Yine hava karlı. İstanbul mu? İstanbul boğucu şehir. Hele yağmurlu günlerinde. Başka günler güzel mi, değil; güzel değil. Başka günler de yan sokakları çamurludur. Evler güneşe sırtını çevirmiştir. Sokaklar dardır. Yalnızlık dünyayı doldurmuş. Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey. Burada her şey bir insanı sevmekle bitiyor. Bu parça ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Betimlemelere yer verilmiştir.
B) Anlatıcı, karamsar bir ruh hâline sahiptir.
C) Diyaloglara yer verilmiştir.
D) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
E) Kahraman anlatıcının bakış açısıyla yazılmıştır.

  • Cevap: C

3. (I) Çite yaklaşıp uzun süre aralıktan bakıyorum. (II) Nadenka’nın kapı önündeki taş merdivene çıktığını, hüzünlü, hasret dolu gözlerini göğe doğru kaldırdığını görüyorum… (III) Bahar rüzgârı tam da solgun, mahzun yüzüne vuruyor… (IV) O üç sözcüğü duyduğu zamanları, dağda uğuldayan rüzgârı hatırlatıyor ona bu rüzgâr; üzgün gözlerle bakıyor zavallı kız, yanağından bir damla yaş süzülüyor… (V) Ve rüzgârdan, o sözleri kendisine tekrar getirmesini dilercesine iki elini uzatıyor. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) I. cümlede birden fazla sözcük hâl eki almıştır.
B) II. cümlede bir sözcük birden fazla niteleme sıfatı almıştır.
C) III. cümlede somut ve soyut isim vardır.
D) IV. cümlede işaret sıfatına yer verilmiştir.
E) V. cümlede birden fazla basit isim vardır.

  • Cevap: C

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri Karma Test Çözümleri Sayfa 9

4. İstiare (eğretileme), benzetmenin asıl unsurları olan benzeyen ya da kendisine benzetilenin yalnız birinin kullanılmasıyla yapılan edebî sanattır. Buna göre aşağıdakilerden hangisinde istiare vardır?

  • Cevap: D

A) Ak saçlı başını alıp eline,
Kara hülyalara dal anneciğim!
O titrek kalbini bahtın yeline,
Bir ince tüy gibi sal anneciğim!
B) Birisi olsun isterdim ki hiç kederli olmasın,
Toprak gibi dertsiz olsun o, toprak gibi gülmezken.
Bıraksın manzaralara kâinatını zaman gibi
Ve dinlesin gözlerini kapatarak kendini, bazen.
C) Bir yağmur ince ince Çarpıyor şimdi cama
Hasret kaldım sevince Korku yüzümde yama.
D) Bu canım dünyanın orta yerinde
Hayvanlar kadar bağlanamamışız birbirimize Yalan mı?
Gözünü sevdiğim karıncalar İşte: Hamsiler sürü sürü
Arılar bölük bölük geçer Leylekler tabur tabur
E) Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça gönül tahtıma keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.

5. (I) Masal, genellikle halkın içinde yetişmiş bir yazar tarafından yazılan olağanüstü kişilerin başından geçen olağandışı olayları anlatan edebî türdür. (II) Masallar; olaya dayalı, sanatsal metinlerdir. (III) Genellikle bir tekerleme ile başlar. (IV) Masallarda yer ve zaman belirsizdir; olaylar, hayalî mekânlarda ve belirsiz geçmiş zamanda geçer. (V) Olayların anlatımında öğrenilen geçmiş zaman ya da geniş zaman kullanılır. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisinde bilgi yanlışı vardır?

A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V

  • Cevap: A

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri Karma Test Çözümleri Sayfa 10

6. Ortak zevk ve dil anlayışına sahip şairlerin ortak şekil özelliklerini, ahenk unsurlarını, imge ve temaları kullanarak oluşturduğu şiir anlayışına şiir geleneği denir. Buna göre aşağıdaki şiirler ait oldukları geleneğe göre ikişerli eşleştirdiğinde hangisi dışta kalır?

A) O gece ne kadar güzeldi mehtap
Gönülden fışkıran nağmeler gibi.
Ruhumu yıkayan bir seldi mehtap
En tatlı ilk ve son buseler gibi.
B) Sevdigüm bir hûb sadâdur
Mâ’il-i zevk u safâdur Kârı uşşâka vefâdur
Meşrebümce dilrübâdur
C) Ağacın eyisi özünden olur
Yiğidin eyisi sözünden olur
İl için ağlayan gözünden olur
Ağlama hey gözü yaşın sevdiğim
D) Cümle yârân sana uşşâk olduğun bilmez misin
Cümlenin tâkatları tâk olduğun bilmez misin
Şimdi âlem sana müştâk olduğun bilmez misin
Îyddir çık nâz ile seyrâna kurbân olduğum
E) Ahırda kalır mı arpa sehere
Üzengiler ne yakışır eğere
Koçaklarım saldı beni kahıra
Alma gözlü kız yeleli Kırat gel

  • Cevap: A

7. Keçiciğin aklı bir karış havada ya, sürüsünü bir yana bırakmış, bir başına otlaya otlaya çekip gitmiş. Hain koca kurt, kaçırır mı; hemen görmüş keçiciği ( ) “Heh, işte ağzıma lâyık bir lokma. Yaşasın ( )” demiş. Keçicik, bakmış can pazarı. Hiç kurtuluş murtuluş yok: “Eh, n’apalım, demek kaderimizde sana yem olmak varmış kurt ( )” demiş. “Madem ölüm kapıya geldi ( ) bari bana biraz kaval çal ki neşeleneyim, kendimi unutup öyle öleyim.” Bu parçada yay ayraçla belirtilen yerlere aşağıdakilerden hangisi getirilemez?

A) İki nokta
B) Ünlem işareti
C) Soru işareti
D) Nokta
E) Virgül

  • Cevap: C

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri Karma Test Çözümleri Sayfa 11

8. Akraba çocukları arasında yalnız birine karşı anlaşılmaz bir çekingenlik ve cesaretsizliğim vardı: Besime Teyze’nin oğlu Kâmran. Mamafih ona çocuk demek de pek doğru olmazdı. Bir kere yaşça büyüktü. Sonra çok uslu ve ağırbaşlıydı. Çocukların arasına karışmaktan hoşlanmaz, elleri ceplerinde kendi kendine deniz kenarında dolaşır yahut ağaçların altında kitap okurdu. Kâmran’ın kıvırcık saçları, beyaz, nazik, parlak bir cildi vardı. O kadar parlak bir cilt ki cesaretim olsa da kulaklarına yapışsam, yakından yanaklarına baksam, aynada gibi kendimi göreceğimi sanırdım. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Bağlaç
B) Edat
C) Ünlem
D) Sıfat
E) Zamir

  • Cevap: C

9.
• 1963 yılında yayımlanan—adlı romanda, I. Dünya Savaşı sonrası dönemde halkın içinde bulunduğu zor durum ve Millî Mücadele anlatılmaktadır. Tarık Buğra, romanda Akşehir’i merkeze alarak Kurtuluş Savaşı’nın bir dönemini anlatmıştır.
• Reşat Nuri Güntekin,—adlı romanında modernleşme sürecindeki Türk toplumunda Batılılaşma ile birlikte gerçekleşen sosyal değişimle yitirilen değerlerin Ali Rıza Bey’in ailesinde sebep olduğu dağılmayı ve yıkımı anlatmıştır. Bu parçalarda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangileri sırasıyla getirilmelidir?

A) Devlet Ana – Yaprak Dökümü
B) Küçük Ağa – Yaprak Dökümü
C) Kalpaklılar – Acımak
D) Osmancık – Fatih-Harbiye
E) Yaban – Kavak Yelleri

  • Cevap: B

10. Sosyal roman; sınıf çatışması, geçim sıkıntısı, göç gibi toplumsal ve ekonomik sorunları veya birtakım töreleri ele alan roman türüdür. Buna göre aşağıdakilerden hangisi sosyal bir romandan alınmış olamaz?

A) Onun yatağa girecek derecede hasta olduğunu kimse görüp anlamıyor, karısıyla bir rahat yemek yemesine bile meydan vermeden önlerine katıp yine gece eğlencelerine sürüklüyorlardı. İdare hâlâ Hayriye Hanım’da idi. Fakat kadıncağız artık ipin ucunu iyiden iyiye kaçırmıştı. Evde su gibi para sarf ediliyordu. Bu para nereden geliyordu? Şevket ölesiye çalışmak pahasına da olsa bu korkunç masrafı karşılayacak kadar para kazanıyor muydu? Yoksa çocukcağız borca mı batıyordu?
B) Karataşlı köylüler, bir haftadır “gök govern” ekimini hızlandırdılar. Sabahları erken kalkmaya, akşamları işten geç dönmeye başladılar. Kara Bayram; karısı, kendisi ve yavaş yavaş işe yarar çağa gelen oğluyla iki gündür gidip geliyor harıma. Ekilecek toprağı aktardılar. Arıkları emmenleri hazırladılar. Patatesle fasulyeyi ekmişlerdi. İş ötekilere kalmıştı.
C) Bizim köy, diye devam etti. “Çok çalışırsın ama kendi kendiyin ağasısın. Ne karışanın olur ne görüşenin. Tarlalara bir bakarsın bulut çökmüş sanırsın kara toprağa. Öyle pamuk olur işte. Toplarsın. Okkası on kuruştan. Bir yazda Abdi Ağa’nın verdiğini, yani yılda verdiğinin beş mislini alırsın. Bir şehir var, Adana şehri. Safi sırçadan, tiril tiril yanar gece gündüz. Aynen güneş gibi. Onun içinde gezersin.”
D) Ay Gözcüsü, günün ilk ışıklarıyla birlikte kabilesiyle nehre indiğinde, Yeni Kaya ile yüz yüze geldi. Geceleyin hissettiği korkuyu neredeyse unutmuştu çünkü o ilk sesten sonra hiçbir şey olmamıştı. Bu yüzden bu garip nesneyi tehlikeli ya da korku verici bir şey olarak algılamadı. Her şeye rağmen kaya ile ilgili tedirgin edici bir şey yoktu. Ay Gözcüsü’nün üç katı büyüklüğünde fakat onu kollarıyla sarabileceği genişlikte, tamamen saydam bir maddeden yapılmış dikdörtgen bir kayaydı.
E) Unutma ki biz daha ortalıkta yokken düşürmüşlerdi ücretleri. Sen sanıyor musun ki bu grevi biz başlattık? Yoo bal gibi biliyorsun böyle olmadığını. Ama mademki bir kez başladı, diyoruz ki çözülmesin, doğru dürüst sonuna kadar yürüsün. Bütün çabamız bu işte.

  • Cevap: D

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri Karma Test Çözümleri Sayfa 12

11. Bu türküyü dinlerken merak ettim. Gerçekten kahve Yemen’den mi geliyor? Coğrafya bilgilerime göre kahvenin, ana vatanı Brezilya idi. Ana vatanı nere olursa olsun bize kahve nereden gelmişti? Kahvenin Türkler arasındaki macerası Yemen valisi Özdemir paşa’nın Yemen’de içtiği kahveyi beğenip İstanbul’a getirmesiyle başlar. Şimdi anladım türküyü, demek ki Türk topraklarına kahve Yemen’den geliyor. Dahası var, kahvenin Yemen’den gelmesi ile ilgili Hz. Süleyman’a dayanan bir rivayet var. Bu parçada aşağıdakilerin hangisi ile ilgili yazım yanlışı yapılmıştır?

A) Birleşik fiil
B) Büyük harfler
C) Soru eki
D) Ki bağlacı
E) Birleşik isim

  • Cevap: B

12. Orta boylu denemez, kısa da değil. Askerliğindeki ölçülere göre boyu bir altmış iki, kilosu elli dört. Şimdilerde, otuz üç yaşında. Başı bedenine göre büyükçe, alnı geniş; saçları, kaşları, gözleri, bıyığı koyu kahverengi; yüzü kuru, biraz aşağıya çekik, elleri küçük, tırnakları kısa; omuzları, göğsü dar. Yedi aylık doğmuş. 1930 yılı Kasımının 28’inde akşama doğru ağrıları tutmuş anasının. Önce biraz beklemiş; bakmış olacak gibi değil, başını örtüp aşağıya inmiş, merdiven başından bağırmış: “Ebeye koş Ahmet Efendi.” Evindeymiş ebe, çabuk gelmişler; sağdaki odanın yatağına yatırmışlar. “Vaktime iki ay var; gene mi düşecek ebanım?” demiş anası. “Çık da su ısıt sen” demiş ebe babasına. “Dış kapıyı kilitledim. Suyu koydum. Isınırken iki kere mi ne bağırdı. Kapı aralandı, suyu istedi ebe, ‘Bir oğlun var’ dedi.” Bu parçada aşağıdaki anlatım tekniklerinden hangisi kullanılmıştır?

A) Geriye dönüş
B) Gösterme
C) Bilinç akışı
D) İç monolog
E) İç çözümleme

  • Cevap: A

13.
I. Hayatı hem acıklı hem güldürücü yönleriyle bir bütün olarak yansıtmayı amaçlayan tiyatro türü. (Dram)
II. Oyunda tek kişinin kendi kendine konuşması, dışa verilen iç ses. (Monolog)
III. Oyunda kişilerin birbirlerine karşı söylediği uzun soluklu, coşkulu sözler. (Tirat)
IV. Yabancı dille yazılmış bir oyunu, yerel koşullara uygun biçimde kendi diline çevirme, uyarlama. (Adaptasyon)
V. Oyuncunun, sözü karşısındakine bırakırken söyleyeceği son söz. (Rol)
Numaralanmış açıklamalardan hangisi ayraç içinde verilen kavramla uyuşmamaktadır?

A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V

  • Cevap: E

14. 15.3.1963 Dün eski dergileri karıştırdık. Tecessüsümüz tatmin edildi biraz. Hasat yok. Kültür dünyasında uçakla dolaşmak hiçbir işe yaramıyor. İnsan sersemliyor sadece. Gördüklerini birbirine karıştırıyor. Evvela birçok yazılar yabancısı olduğumuz konuları didikliyor. Cezayir meselesi, Tunus, Fransa’nın iç politikası vs. Sonra uzun roman tefrikaları… Hangisini, ne zaman okuyacağız? Nihayet “expose”ler, tenkitler, tartışmalar. Onlar da boyuna kopan filmlere benziyor, daha doğrusu ilk kısımlarını görmediğimiz filmlere. Bir tiyatroya beşinci perdenin ortasında girmek. Durumumuz bu. Bu parça aşağıdaki metin türlerinin hangisinden alınmıştır?

A) Mektup
B) Anı
C) Deneme
D) Sohbet
E) Günlük

  • Cevap: E

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri Karma Test Çözümleri Sayfa 13

15. Argolis Ovası’ında, Mykenai Kalesi üstünde Pelops oğullarının sarayı. Solda Hera Tapınağı. (Mykenaili kadınlardan oluşan bir koro sahneye çıkar.)
Elektra : Ey soylu ailelerin kızları!
Acımı avutmak için buraya geldiniz; biliyorum, anlıyorum, gözümden bir şey kaçmıyor, ama vazgeçemiyorum, zavallı babama ağlamaktan kendimi alamıyorum.
Koro : Sözlerinde pek ileri gitme, dikkat et.
Felaketinin nereden geldiğini bilmiyor musun?
Kendini böylesine acıklı duruma düşüren sensin.
Yüreğin daraldıkça kendini tutmadın, her zaman kavga çıkararak acılarına acı kattın.
Bu parça ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Manzum olarak kaleme alınmıştır.
B) Kahramanlar yüksek tabakaya mensuptur.
C) Trajedi türünde bir tiyatro eserinden alınmıştır.
D) Kahramanların fiziksel özellikleri verilmiştir.
E) Tarihî ve mitolojik bir dönem anlatılmıştır.

  • Cevap: D

16. Fiilleri ve fiilimsileri nitelik bakımından etkileyen zarflara durum zarfı denir.
Buna göre,
I. Hiç şüphe etmem, madam, kocanızdır mutlaka,
II. Bu mucizeyi yapan Hektor’dur ruhunuzda.
III. İster ki, varlığıyla Troya tekrar doğrulsun,
IV. Size saklattığı bu uğurlu çocuğunun.
V. Pirus onu vadetti size, duydunuz demin.
dizelerinden hangilerinde durum zarfı kullanılmıştır?

A) Yalnız III
B) I ve II
C) I ve III
D) III ve IV
E) IV ve V

  • Cevap: C

17. Ressam, arkeolog ve müzeci olan Osman Hamdi Bey, 30 Aralık 1842’de İstanbul’da doğdu. Türkiye’nin ilk maden mühendislerinden olan babası İbrahim Ethem Bey, 1877’de sadrazamlığa kadar yükselen bir devlet adamıydı. Ailenin ikisi kız olan altı çocuğunun en büyüğü Osman Hamdi’dir. Erkek kardeşlerinden Mustafa Bey İstanbul Gümrük Müdürü, İsmail Galip Bey Türkiye’de nümizmatik biliminin kurucularından biri, Halil Ethem Bey ise müzecidir. Osman Hamdi, ilkokul öğreniminin ardından, 1856 yılında Maarif-i Adliye Mektebine başladı. Hukuk öğrenimi görmek için Paris’e gitti. Paris’te kaldığı on iki yıl boyunca hukuk öğrenimini sürdürürken, o dönemin ünlü ressamlarından olan Jean-Leon Geröme ve Boulanger’in atölyelerinde çıraklık yaparak iyi bir resim eğitimi aldı. Bu parçada Osman Hamdi Bey ile ilgili aşağıdakilerden hangisinin cevabı yoktur?

A) Nasıl bir eğitim aldığı
B) Eserlerinin neler olduğu
C) Mesleğinin ne olduğu
D) Ne zaman ve nerede doğduğu
E) Nasıl bir aileden geldiği

  • Cevap: B

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri Karma Test Çözümleri Sayfa 14

18.
I. Biyografide ve otobiyografide hayatı ele alınan kişinin başarıları açık, sade bir dille anlatılır.
II. Biyografide ve otobiyografide yazarın tutumu nesneldir.
III. Biyografide anlatıcı üçüncü kişiyken otobiyografide birinci kişidir.
IV. Biyografiler bilgi, belge ve tanıklıklara bağlı olarak yazılır; otobiyografi ise hafızaya ve anılara dayanır.
V. Biyografide ve otobiyografide anlatıcı kurmaca kişidir.
Biyografi ve otobiyografinin karşılaştırıldığı numaralanmış yargılardan hangileri yanlıştır?

A) I ve II
B) II ve III
C) II ve V
D) III ve IV
E) IV ve V

  • Cevap: C

19. Kızım Canım, Geçen hafta Tahsin Baç, Bayan Faide’nin ve senin mektuplarınızı getirmişti; bu hafta da posta senin ve doktorun mektuplarınızı getirdi. Bu mektuplarda beni en çok sevindiren haber senin, İngilizce ilk yazılarını yazmağa başladığın haberi oldu. Mister Mac’ı mı alkışlamalı, seni mi bilmem! Bir dil bir kafa demektir. Üç dil bileceksin, üç kafalı bir adam olacaksın! Şimdi bu tuttuğun yol seni yazıcılığa hazırlar. Tercümelerden başlayarak yazıcılık yaşayışına girmiş olursun! Tercüme edeceğin küçük birkaç şeyi bana yolla. İyi birkaç küçük çocuk hikâyesi tercüme eder isen hemen bastırırız. Bizimkilere de haber vermeyiz. Bir gün, bu kitaplardan birini doktorun, birini de kaptanın eline tutuşturursun. Hoş olur. Kızım canım, beni sorsunlar, sormasınlar, her eve gelene benden selam söyle! Güzel kızım, yanaklarından çok çok öperim. Mektuplarını da beklerim. Memduh Şevket Esendal Bu parça ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Samimi bir üslupla yazılmıştır.
B) Edebî bir mektuptan alınmıştır.
C) İyi dilek ve temennilerle sonlanmıştır.
D) Yazılış amacı girişte belirtilmiştir.
E) Gönderici kendi durumu hakkında bilgi vermiştir.

  • Cevap: B

20. Sevgili Kardeşim Şevket, Sana acil olan ihtiyacıma binaen birkaç tane daha La Fontaine Tercümesi gönderiyorum. Sen de bana elli lira gönderebilirsen memnun olurum. Böylelikle alacağım paranın üçte birini almış olacağım. Teslim ettiğim tercümeler de aşağı yukarı tamamının üçte biridir. Senet imzalama işini nasıl istersen öyle halledelim. İstersen gönder, imza edip geri yollayayım. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) İş bildiren fiil
B) Türemiş fiil
C) Birleşik zamanlı fiil
D) Geniş zamanla çekimlenmiş fiil
E) Yardımcı fiille kurulan birleşik fiil

  • Cevap: C

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri Karma Test Çözümleri Sayfa 15

21. Edebî ve öğretici metinler aynı konuyu işleyerek aynı gerçekliği ifade edebilirler. Fakat bu metinler gerçekliği ifade ediş biçimleriyle birbirlerinden ayrılırlar. Edebî metinlerde, kurgulanmış bir gerçeklik söz konusuyken öğretici metinlerde kurgulanmamış bir gerçeklik söz konusudur. Buna göre aşağıdakilerden hangisi, gerçekliği ifade ediş biçimi bakımından diğerlerinden farklıdır?

A) Büyük sepetlerini ayakları dibine indirmiş olan kadınlar; ayaklarından bağlı, kırmızı ibikli ve ürkek gözlü tavuklarını yere yaymışlardı.
B) Eve öfkeden çıldıracak bir durumda döndü. Kurnazlığı bilindiği için masumluğunu kanıtlayamıyordu.
C) Açlık çekiyordu kurt; kuzuyu nasıl bir iştahla yiyeceğini düşündükçe dişleri birbirine vuruyor, karanlıkta gözleri iki ateş parçası gibi parıldıyordu.
D) Üçüncü kez çektiğinde, ateşten dev bir demet fırladı namludan, kulakları sağır eden bir ses işitildi: “Bum! Bum!”
E) Dünya edebiyatında köklü bir geçmişi olan günlük türünün ilk örneklerine eski Yunan ve Roma dönemlerinde rastlanır.

  • Cevap: E

22.
• Ağız: Bir dilin ülke sınırları içindeki farklı yerleşim bölgelerinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılaşan konuşma biçimidir: Kayseri ağzı, Erzurum ağzı, Trakya ağzı…
• Şive: Bir dilin, yazılı kaynaklarla izlenebilen tarihî gelişimi içinde ayrılmış kollarıdır. Şiveler; bir milletin tarihî, siyasi, sosyal ve kültürel nedenlerle farklı yurt coğrafyalarına dağılmasıyla ortaya çıkar: Azeri Türkçesi, Özbek Türkçesi, Türkmen Türkçesi vb.
• Argo: Ortak dilden ayrı olarak belirli toplulukların ses, yapı, söz dizimi ve anlam bakımından farklılık gösteren dili veya kelime dağarcığıdır. Farklı bir anlaşma biçimi sağlamak üzere oluşturulur.
• Jargon: Aynı meslek veya topluluktaki insanların ortak dilden ayrı olarak kullandıkları özel dil veya söz dağarcığıdır.
Aşağıdakilerden hangisi “ağız, şive, argo ve jargon ’dan herhangi birine örnek gösterilemez?

A) Beni bak gıı, n’apıp durun?
B) Çocuklar okulda dilimizi Latin alfabesi ile yazıyor.
C) Adam afili, etrafa caka satıyor.
D) Hasta, dün gece eks oldu.
E) En ubayın hanna üöreneriy?

  • Cevap: E

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri Karma Test Çözümleri Sayfa 16

23. Yürüyordum* Yürüdükçe de açılıyordum. Evden kızgın çıkmıştım. Belki de tıraş bıçağına sinirlenmiştim. Olur, olur! Mutlak tıraş bıçağına sinirlenmiş olacağım. Otların yeşil olması, denizin mavi olması, gökyüzünün bulutsuz olması, pekâiâ bir meseledir. Kim demiş mesele değildir, diye? Budalalık! Ya yağmur yağsaydı? Ya otların yeşili mor ya denizin mavisi kırmızı olsaydı? Olsaydı o zaman mesele olurdu işte. Çikolata renginde bir yaprak, çağla bademi renkli bir keçi gördüm. Birisi arkamdan: – Hişt, dedi. Dönüp baktım. Yoluma devam ederken: Hişt hişt, dedi. Dönüp bakmak istedim. Belki de çok istediğim için dönüp bakamadım. Nereden gelirse gelsin; bağlardan, kuşlardan, denizden, insandan, ottan, böcekten, çiçekten gelsin. Nereden gelirse gelsin. Bir hişt sesi gelmedi mi fena. Geldikten sonra yaşasın çiçekler, böcekler, insanoğlu…
Anadolu’nun bir köyünde yaşayan Hüsmen Ağa ve bu köyün halkına Tanrı misafiri, ihtiyar, güçsüz, hasta ve yaşlı bir adam gelir. Yanında da eşeği vardır. Yaşlı adamın rahatsızlığı aniden artar. Ölürken kuşağındaki sekiz altınla eşeğini Hicaz’a vakfettiğini vasiyet eder. Köy halkı, yaşlı adamın yanında getirdiği Boz Eşek’e dinî bir vazifenin objesi gibi bakmaya başlar. Hüsmen Ağa yorucu ve uzun yola rağmen eşeği kasabaya götürüp hükümete teslim etmek ister. Fakat Kabak Kadı’nın İstanbul’da olduğunu öğrenir. Kaymakam ve jandarma onu iki hafta oyalar. Bir müddet sonra Kaymakamlık, eşeği uzun uğraşlar sonucu alır. Köylüler verilen evraklara inanarak köylerine dönerler. Ağa bir gün alışveriş yapmak için pazar yerine geldiğinde Kabak Kadı’yı Boz Eşek’e binmiş olarak görür. Bu parçalarla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) 1. parçada olay unsuru ön plandadır.
B) II. parçada birden fazla karaktere yer verilmiştir.
C) I. parçada kahraman bakış açısı kullanılmıştır.
D) I. parçada izlenimsel betimlemeye yer verilmiştir.
E) II. parçada çatışma unsuru belirgindir.

  • Cevap: A

24. İşte bu özgürlüktü. Bütün umutlarınızı kaybetmek özgürlüktür. Ben hiçbir şey söylemeyince gruptaki insanlar en kötüsünü düşünüyorlardı. Daha beter ağlıyorlardı. Ben de daha beter ağlıyordum. Yukarıdaki yıldızlara bak, hop, gittin bile. Bu parçada aşağıdaki anlatım tekniklerinden hangisi kullanılmıştır?

A) Geriye dönüş
B) Diyalog
C) İç çözümleme
D) Bilinç akışı
E) Özetleme

  • Cevap: D

25. (I) Ben senin gelme ihtimalin olan yola gözlerimi dikmişim. (II) Onlar hesaplarını yapmış, havuzu seyrediyorlar. (III) Ben geçmenizden ümidimi kesmişim. (IV) Sizi nerede bulabileceğimi: “Bana bakın! (V) Beni dinleyin, n’olur?” Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) I. cümlede, yönelme durum eki almış soyut bir isim vardır.
B) II. cümlede, belirtisiz isim tamlaması yer almaktadır.
C) III. cümlede, iyelik eki almış isimler bulunmaktadır.
D) IV. cümlede, tamlayanı düşmüş isim tamlaması kullanılmıştır.
E) V. cümlede, kullanılan sözcüklerin tamamı isimdir.

  • Cevap: C

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri Karma Test Çözümleri Sayfa 17

26.
O çay ağır akar, yorgun mu bilmem;
Mehtabı hasta mı, solgun mu bilmem;
Yaslı gelin gibi mahzun mu bilmem,
Yüce dağ başında siyah tül vardır
Bu dörtlüğün altı çizili dizesinde görülen söz sanatı aşağıdakilerin hangisinde vardır?

A) Duymaz bu anda taş gibi kalbinde bir sızı
B) Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
C) Unutmakta haklısın kömür gözlüm
D) İlkbaharda rahmet yağar, toprak uyanır
E) Bir med zamanı gökyüzü kurşunla örtülü

  • Cevap: E

27. Ben bu gurbet ile düştüm düşeli,
Her gün biraz daha süzülmekteyim.
Bu dizelerle,
I. bir soğuk yatakta
II. her gece, içine
III. mermer döşeli
IV. üzülmekteyim
sözlerinin tümü kullanılarak çapraz uyak düzeninde anlamlı bir dörtlük kurulmak istenirse aşağıdaki kullanımlardan hangisi son iki dizeyi oluşturur?

A) I-IV I-III
B) II-IV II-II
C) I I-III
D) II-III III-IV
E) I-IV II-IV

  • Cevap: D

28.
Bir grup öğrenci masal ile fablın ortak ve farklı yönlerini konuşmaktadır.
Mert : Masallar; döşeme, serim, düğüm, çözüm ve dilek bölümlerinden oluşurken fabllar; serim, düğüm, çözüm ve öğüt bölümlerinden oluşur.
Tunç : Fabllarda yer ve zaman kesin olarak belirgindir. Teşhis ve intak sanatına sıkça başvurulur. Fabllar bir tekerleme ile başlar.
Nurdan: Masallarda olağanüstülüklerden faydalanılır. İyiler hep iyi, kötüler hep kötüdür. Fabllar ile masalların ortak yönü her ikisinin de anlatmaya dayalı metinler olmasıdır.
Derya : Masallar ulusal nitelikler taşırken fabllar evrensel nitelikler taşır. Fabllar insanlar arasındaki ilişkileri sembolik kahramanlar üzerinden aktarır.
Ülkü : Masallar millî ve manevi değerlere de yer verir. Olaylar hayalî mekânlarda ve belirsiz geçmiş zamanda geçer. Fabllarda ise zaman belirgindir.
Buna göre aşağıdaki öğrencilerden hangisinin verdiği bilgi doğrudur?

A) Mert
B)Tunç
C) Nurdan
D) Derya
E) Ülkü

  • Cevap: A

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri Karma Test Çözümleri Sayfa 18

29. Sel sularıyla coşan ırmakta akıntı, kayığı sürüklerken yağmur da tekrar başlamış. Yağmura dayanamayan kâğıt kayık eriyip gitmiş. Kayığı olmayan kurşun asker hem sürükleniyor hem de ırmağın derinliklerine doğru batıyormuş. Nihayet ırmağın dibindeki çamura ulaşmış. İyiden iyiye korksa da yorgunluğun da etkisiyle suyun altında uyuyakalmış.
Bu parça ile ilgili,
I. Tekrarlı bağlaca yer verilmiştir.
II. Zaman anlamı katan edata yer verilmiştir.
III. Dahi, bile anlamı katan bağlaç bulunmaktadır,
yargılarından hangileri doğrudur?

A) Yalnız I
B) Yalnız III
C) I ve III
D) II ve III
E) I, II ve III

  • Cevap: B

30. Bir yazarın, kaleme aldığı eserlerinde yarattığı kahramanlara kendi kişiliğinden bir şeyler katması ihtimal dâhilindedir. Bazen de yazarın, edebî eserlerinde yazılanın kurgusal dünyasını zorlayarak yaşadıklarını doğrudan doğruya yansıttığı görülebilir. Roman yazarı; sadece hikâyeler anlatan, yani hayatına canı istediği gibi şekil veren geniş bir hayal gücüne sahip bir çocuğa olduğu kadar, kendini tamamen hayallere kaptırmış olan ve umutları ve korkularıyla dolu hayal alemini gerçek alemden ayırt edemeyen bir adama benzemektedir.
Bu parçadan roman türüyle ilgili,
I. Yaşanmış ya da yaşanması mümkün konular işlenir.
II. Kurmaca bir gerçeklik ile yazılır.
III. Serim, düğüm ve çözüm bölümlerinden oluşur.
IV. Olaylar, bir tema üzerinden birbirine bağlanır.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?

A) Yalnız II
B) I ve II
C) II ve IV
D) III ve IV
E) I, II ve IV

  • Cevap: B

Bir süre sonra ihtiyatla sordum: “Peki, öyleyken bir kitap yazmayı nasıl başardınız?” Daldığı düşüncelerden dönüp gelerek bir an kafasını toparlamaya çalıştı. Bunu başardımsa başarmam gerekiyordu da onun için, diye yanıtladı sorumu. “Çünkü ya kitabı yazmam ya da umutsuzluk içinde yok olup gitmem gerekiyordu. Kitabı yazmam; beni hiçlikten, karmaşadan kurtaracak tek çıkış yoluydu. Ve onu yazarak esenliğe kavuştum.”

31. Bu parçadaki altı çizili sözcüğün cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır?

A) Toplantılarda düşüncelerini sakınarak söyler, fikirlerini hemen ortaya koymazdı.
B) Söylediklerinizi duyunca onun da kimseye ihtiyacı olmadığını bir kez daha anladım.
C) Konuşulanlara dikkat çekmek için yerinden hızla doğrularak büyük odaya koştu.
D) Yeni önlemler alarak aslında tüm ofisin hayatını kurtaracak adımlar atmış oldu.
E) Toplantılardaki deneyimlerini bizlerle paylaşır, hepimize detaylıca anlatmaya çalışırdı

  • Cevap: A

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri Karma Test Çözümleri Sayfa 19

32. Bu parçadaki yazarın, kitabını kaleme almasının temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kitap yazmanın, sığınılacak bir liman olduğunu düşünmesi
B) Yazdıklarının, herkes tarafından övgü dolu sözler alması
C) Oluşturduğu eserlerin, onun hayatında izler bırakması
D) Yazdıklarıyla, insanların hayatına dokunduğunu düşünmesi
E) Yaşadıklarını anlattıkça insanlara faydalı olacağını hissetmesi

  • Cevap: A

33. Karlı, soğuk bir kış günüydü. Herkesin kendi evinde olduğu bu akşamda yalnız biz iki kardeş dışarıdaydık. Gecenin karanlığında, sokak lambalarının ışığında yapayalnız, öylece kalakalmıştık. Ben de kardeşim de hiçbir şey söylemeden bir müddet çaresizlik içinde bekledik. Kim bilir, belki de talihimize söyleniyorduk aynı anda. Yanımızdan gelip geçenlerden bazıları acıyarak bazıları ise anlamsız bir şekilde bakıyordu bize. Kimlerdi onlar? Bu parçada aşağıdaki zamir türlerinden hangisi yoktur?

A) Dönüşlülük
B) Kişi
C) İşaret
D) Belgisiz
E) Soru

  • Cevap: C

34. Beyazıt : (Vahşi bir hiddetle döner.) Yalan söylersin bre nabekâr (hayırsız), yalan! Dünya bir araya gelse, bir araya gelseydi de, vadedilseydi ona, yine de babasının sakalının tek teline değişmezdi. Zincirlerin zapt edemeyeceği bir aslanken babasının bir sözüne bent oldu. Buraya geldi, bir kuzu gibi, kendi ayağıyla, kurban olmaya… Çocuk değildi… Budala da değildi… Nereye gittiğini biliyordu. Niçin gittiğini biliyordu. Böyle olduğu hâlde irkilmedi bile. Ölümden korkmazdı. Alçaklıktan yılardı, alçaklar elinde kaldı yazık.
Rüstem : (Hürrem’e) Şehzade bizi kasteder sultanım.
Beyazıt : (Ona doğru atılır.) Yaaa… yaa… yaa… Sizi kastederim devletli, size söylerim. Her kim ki alınır ona söylerim.
Hürrem : (Rüstem’le Beyazıt arasına girerek) Size daha ehemmiyetli bir vazife verilmiştir paşa unutmayın.
Rüstem : (Baş eğer çıkar.)
Bu parça ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Bir komediden alındığı
B) Üç birlik kuralına uyulduğu
C) Kahramanlarının halktan seçildiği
D) Tarihî bir olayı konu edindiği
E) Monologlardan oluştuğu

  • Cevap: D

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri Karma Test Çözümleri Sayfa 20

35.
Jacques Usta : Efendim, arabacınızla mı konuşmak istiyorsunuz, yoksa aşçınızla mı? İkisi de benim…
Harpagon : İkisiyle de.
Jacques Usta : İyi ama ilk önce hangisiyle?
Harpagon : Aşçı ile.
Jacques Usta : Lütfen biraz bekleyin. (Sırtından arabacı kaputunu çıkarır, aşçı kılığıyla görünür.)
Harpagon : Bu merasim de ne oluyor, yahu?
Jacgues Usta : Buyurun, sizi dinliyorum.
Harpagon : Jacques Usta, bu akşam yemeğe misafirler davet ettim.
Jacques Usta : Hangi dağda kurt öldü?
Harpagon : Söyle bakayım, bize güzel yemekler pişirecek misin?
Jacques Usta : Neden pişirmeyeyim? Siz yalnız paradan haber verin.
Harpagon : Al sana… Gene para! Başka bir şey bilmezler ki zaten: “Para, para, para.” Para aşağı, para yukarı. Dillerine pelesenk etmişler bunu!
Valere : Münasebetsizlik olursa bu kadar olur. Bol para ile güzel yemekler pişirmek de sanki bir marifetmiş gibi,
yahu onu babam da bilir; ben usta diye az para ile sofra donatmasını bilene derim.
Jacques Usta : Az para ile sofra donatmak mı?
Valere : Ne sandın ya?
(…) :
Valere : Yaşamak için yemeli, yemek için yaşamamalı.
Harpagon : Ya! Duydun mu? Hangi büyük adam söylemiş bunu?
Valere : Adı hatırımdan çıkmış.
Harpagon : Unutma da yaz bana bunu: Yemek odasının ocağı üstüne altın yaldızla yazdıracağım.
Bu parça ile ilgili,
I. Kahramanları soylu kişilerden seçilmiştir.
II. Kişilerin karakter özelliklerini yansıtan ifadeler vardır.
III. Çatışma, ironik bir şekilde verilmiştir,
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?

A) Yalnız I
B) I ve II
C) I ve III
D) II ve III
E) I, II ve III

  • Cevap: D

36. Beralde : Şimdi ağabey, seninle biraz konuşacağım ama her şeyden önce, bir kez öfkene kapılarak esip gürlemeyeceğine kesinlikle söz vereceksin.
Argan : Peki, haydi öyle olsun.
Beralde : Sana söyleyeceğim şeylere acı acı yanıtlar vermeyeceksin.
Argan : Ona da peki.
Beralde : Konuşacağımız konuları el birliğiyle yoluna koymak için soğukkanlılıkla düşüneceksin.
Argan : Peki dedik ya işte! Amma uzun giriş yapıyorsun yahu!
Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangileri zarftır?

A) Yalnız III
B) I ve II
C) I ve IV
D) II ve III
E) II ve V

  • Cevap: B

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri Karma Test Çözümleri Sayfa 21

37. Cemil Meriç’in kendini, yakınlarını, etrafındakileri, içinde bulunduğu dünyayı, düşünce tarihini ve tarihimizi kendi açısından ve yalın bir şekilde değerlendirdiği eseri Jurnal; yazarın gündelik düşüncesini, kişisel maceralarını, anı ve itiraflarını, yoğun duygularını, alışılmadık yaklaşımlarını, güçlü sentezlerini, engin kültürünü bir arada yansıtan bir büyülü aynadır. Cemil Meriç’in en doğal çehresi ve olanca çok sesliliğiyle karşımıza çıkan eser; yazarı olduğu gibi tanımanıza, değerlendirmemize yardım eden zengin biyografik malzeme de içeriyor. İsyankâr, acımasız, çoğu zaman duygusal yanlarıyla bir gönül ve düşünce adamına yaklaştırıyor bizi. Jurnarde Cemil Meriç’in düşüncesi, karakteri, kişiliği çırılçıplak karşımızda. Jurnal; sonsuzla ve ölüm sonrasıyla bir tür hesaplaşma, bir vasiyetname, bir uzun mektup. Bu parçada sözü edilen eserle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Yazarın, yaşadığı dönemle ilgili görüşlerini barındırdığı
B) Yazarın penceresinden yazıldığı
C) Yazarının en doğal hâlini yansıttığı
D) Gerçekle kurguyu iç içe verdiği
E) Farklı yazı türleri için kaynak olabileceği

  • Cevap: D

38. 2019’un Aralık ayında dünyayı etkisi altına alan yeni bir virüs ortaya çıktı. Zaman ve mekân kavramımın öneminin olmadığı bu dönemde virüs hızlı bir şekilde dünyanın birçok yerine yayıldı. İnsanoğlunun yaşantısı, içinde bulunduğu bu durumun etkisiyle sınırlandırıldı. Yeni düzende artık sevdiklerimizle görüşemiyor, onları istediğimiz zaman ziyaret edemiyoruz. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Basit çekimli eylem
B) Türemiş fiil
C) Kurallı birleşik fiil
D) Yardımcı eylemle kurulmuş birleşik fiil
E) Basit yapılı birleşik çekimli fiil

  • Cevap: E

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri Karma Test Çözümleri Sayfa 22

39. E-posta, bilgisayarlar veya bir ağ içindeki belli gönderim merkezleri arasındaki elektronik bilgi iletişimidir. Elektronik posta mektuba benzer (sanısını uyandırmak, gibi görünmek). Elektronik postanın mektuptan farkı e-postalara resim, müzik, video gibi her türlü dosyanın eklenebilmesi (bir şeyi ekle tamamlamak, ulamak, ilave etmek) ve alıcının bilgisayarına gönderilebilmesidir. Elektronik posta, mektuplara göre daha yaygındır ve alıcıya daha hızlı ulaşmaktadır (varmak, gelmek). Gene! ağın yaygınlaşmasıyla (yaygın duruma gelmek, yayılmak) mektubun yerini daha çok e-posta almıştır. E-posta hizmetlerinden yararlanabilmek (yararlanma ihtimali bulunmak) için e-posta hesabı açmak gerekir. Bu hizmeti ücretsiz ya da ücretli veren siteler bulunmaktadır. E-posta adreslerinde başta kullanıcının adı, adres işareti, e-posta sağlayıcısının adı, nokta (.) ve site uzantısı yer almaktadır. Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı parantez () içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır?

A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V

  • Cevap: A

40. Blog yazıları 1991’den itibaren ortaya çıkmasına rağmen geniş bir kitleye ulaşması ancak 1997 yılında “weblog” adıyla mümkün olmuştur. 1999 yılında ücretsiz hâle gelmesiyle de yaygınlaşmıştır. Birçok alanda olduğu gibi iletişim teknolojisindeki ilerlemeler, internet kullanımının yaygınlaşması, kullanıcıların bilinçlenmesi ve bireylerin kendilerini daha çok ifade etmek istemeleri blogların ortaya çıkış sebepleri olarak sayılabilir. Bloglar, günlüklere benzemekle birlikte yapısında yazının yanında görsel ve işitsel öğeler bulundurmakla ondan ayrılır. Yazar, bloglarını amatör bir ruhla oluşturabileceği gibi profesyonel bir amaç da güdebilir. Kişisel bloglar en fazla rastlanan türdür, özellikle son dönemde oldukça büyük yaygınlaşma göstermiştir. Yayıncının seçimine göre okuyucular, yazılara yorum yapılabilir. Yorumlar, blog kültürünün çok önemli bir dinamiğidir; bu sayede yazar ve okuyucular arasında iletişim sağlanır. Bu parçada blogfarla ilgili aşağıdaki somlardan hangisinin cevabı yoktur?

A) Bloglar hangi yönlerden günlüklerden ayrılır?
B) Blogların yaygınlaşması nasıl mümkün olmuştur?
C) Bloglara yorum yapılması neyi sağlamaktadır?
D) Blogların ortaya çıkması hangi nedenlere bağlanabilir?
E) Blogların hangi türleri okuyucularca beğenilmektedir?

  • Cevap: E

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri Karma Test Çözümleri Sayfa 23

41. Aşağıda sanatsal metinlerin özelliklerine yer verilmiştir.
• Öyküleyici ve betimleyici anlatım vardır.
• Sözcükler genellikle yan ve mecaz anlamlarıyla kullanılır.
• Estetik zevk vermek amacıyla oluşturulur.
• Öznel ifadelere yer verilir.
• Gerçeği bire bir yansıtmaz, yeniden kurgular.
Buna göre aşağıdakilerden hangisi sanatsal bir metin değildir?

A) Bir zamanlar minik tavuk minik horozla birlikte Ceviztepe’ye gidiyormuş. “Kim bir ceviz içi bulursa öbürüyle paylaşsın.” diye aralarında sözleşmişler. Minik tavuk koskocaman bir ceviz bulmuş ama sesini çıkarmamış, içini tek başına yemek istemiş. Fakat içi öyle iriymiş ki yutamamış, ceviz boğazında kalmış. Boğulacağından korkmuş.
B) Mutfakta, üzeri damalı bir muşambayla kaplı, açılır kapanır masada, yaşamımın birçok dönemine tanıklık etmiş bu eski nesnede, çelik bir tastan çorba içiyorum. Masanın, ana katmanlarıyla yüklü ağırlaşmış yüzü hafif dalgalı bir denizi andırıyor. Muşamba ise sayısız kesik ve çiziklerle zamana karşı direnmiş. Bu izlerin kaçını ben yapmış olabilirim, bilmiyorum. Kalın dilimlenmiş ekmekler arasında dolaşan karıncalar görüyorum. Amaçsız bir geziye çıkmış gibiler.
C) Düşman kuvvetleri, kabarmış bir deniz gibi, hududun hemen hemen her tarafından memleket içine sarkıyor, hücum ediyorlardı. Bu kuvvetler, birbiri arkasından gelen büyük insan dalgaları gibi idi. Tümeninden ayrılmış olan General Carrel’in tugayı, her gün muharebe yaparak mütemadiyen geri çekiliyordu.
D) Can sıkıntısının bir sesi vardır; bunu ancak, böyle bir zamanda, o gurbet odasında duyarsınız: Eski mobilyaların tahtalarını dişleyen gizli kurtların biteviye çıkardığı kemirici, işleyici ses… Birden eskiyiveren gönlünüzde bu kurdu ve bu sesi işitirsiniz ve oyduğu delikten incecik tozların içinize biriktiğini duyarsınız.
E) Konuşmanın başlaması ile gelişen medya, devam eden süreçte yazının icadı ile bir adım daha ileriye gitmiş ve medyanın yazılı boyutu ortaya çıkmıştır. Yazı ile birlikte metinlere dönüştürülen bilgiler, haberler vb. bireyler arasında paylaşılmaya başlanmıştır. Bununla birlikte, yazının toplumsal düzen ve kültürel gelişme açısından da büyük etkileri vardır.

  • Cevap: E

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri Karma Test Çözümleri Sayfa 24

42. — Kim gönderdi sizieri? Benim adımı mı verdiler size?
Reşid:
— Biz geldik, dedi.
Veli kızdı:
— Kimin için geldiniz? Mercimek çiftliğine Veli adı anılmadan girilir mi?
— Biz geldik… Kimseye sormadık… Gördük de geldik…
Veli tepindi.
— Kimse size orada Veli var, size iş verir demedi mi?
Reşid sustu.
Veli ısrar etti:
— Söyleyin, demedi mi?
Reşid:
— Ağam, senin adını biz köyde duyarık.
Veli:
— Şimdiye kadar neden söylemediniz ya? Demek benim adımı köyde duyarsınız?
Reşid:
— Duyarık.
Bu parçayla ilgili,
I. Durum hikâyesidir.
II. İlahi bakış açısıyla yazılmıştır.
III. Mekân tasvirlerine yer verilmiştir.
IV. Yerel söyleyişler vardır.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?

A) I ve II
B) I ve III
C) II ve IV
D) I, II ve IV
E) II, III ve IV

  • Cevap: C

43. Vardolaya batırdığı iğneyi sinirli sinirli çekti geçirdi; iki kolu boyunca balmumuyla mumlanmış, ipe asılıp gerdi. Durdu, küçük bodur masanın üstünden gözleriyle çekici aradı. Tam karşısında, aralıksız hasır bir iskemleye çökmüş sarışın kalfa; dikişi bitirmiş, ağızları kapıyor, sarışın kalfanın yanı başındaki -kocaman kara ormandan saçlarını iple tutturmuş- öbür  kalfa da yaldızlı taban astarlarını çirişliyordu. Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangisi yapı bakımından farklıdır?

A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V

  • Cevap: C

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri Karma Test Çözümleri Sayfa 25

44. Aşağıdaki parçalardan hangisi yay ayraç () içinde verilen ifadeyle uyuşmamaktadır?

A) Bu kedi, tahta masanın üstüne çıkmış, köpeğime durmadan homurdanacak mı? Sandalyenin üstündeki vişneçürüğü rengindeki delik çoraplar… Asmanın yaprakları daha yemyeşil. Bizim bahçedeki kurudu bile. Deniz, Bozburun’a doğru başını almış gidiyor. Uzaklarda görünen, İstanbul’un neresi kim bilir? Sesler neden gelmiyor? (Bilinç akışı tekniği)
B) Seneler var ki kuşlar gelmiyor. Daha doğrusu ben göremiyorum. Güzün güzel günlerini pencereden görür görmez, Konstantin Efendi’nin bulunabileceği sırtları hesaplayarak yollara çıkıyorum. Bir kuş cıvıltısı duysam kanım donuyor, yüreğim atmıyor. (Birinci tekil anlatıcı)
C) Köşe penceresini, işte, ben, bu bakımdan insan çevresinin bir damlası üstüne çevrilmiş bir mikroskop camı sayarım. Baktığınızı sanki büyütür. Rasathaneler nasıl gökleri ve yıldızları temaşa için havaya uzanmış birer fen gözü ise köşe pencereleri de yeri ve yerde yaşayanları seyre yarar, zemine eğilmiş birer tecrübe gözlüğüdür. (Olay hikâyesi)
D) Mağazanın tahta zemini… Sulanıp süpürülen önü… Tahta alçak iskemleler… Dut ağacı… “Süleyman oğlum, bi koşu camiye kadar gidiver, şu testiyi şadırvandan doldur getir.”. Hafız Yaşar onu mutlaka görürdü. Gözlüklerinin üzerinden bakar gülümserdi. “Rafet dayın iyidir Süleyman. Serttir biraz, çalıştırır adamı, ezer. Ama sık dişini, geçim zor.” (Durum hikâyesi)
E) Geceleri pencereden dışarıya ürke ürke göz atınca coşkun insan kalabalıklarını aydınlatan keskin elektrik ışıklarını bulamamak, otomobil ve tramvay gürültülerini işitememek, aksine kasabanın kerpiç kesmiş sükûtunu, buz tutmuş hareketsizliğini yatağının içinde bile, karlı gece imişçesine duymak… Nebile’yi bitirmişti. (İlahi bakış açısı)

  • Cevap: C

45.
İnsan bir deryadır ilimle mahir
İlimsiz insanın şöhreti zahir
Cahilden iyilik beklenmez ahir
İşleği ameli hâli yalandır
Cahil okur amma âlim oiamaz
Kâmillik ilmini herkes bilemez
Veysel bu sözlerin halka yaramaz
Sonra sana derler deli yalandır

Kalem
Hikâyelerimde ne diyorum ben
Şunu şunu şunu değil mi Bir bulut geçiyor
Diyorum yaşasın böcekler çiçekler balıklar insanoğulları
Barba Antimos
Bir sabah geliyor Matisse yeşili
Alıyorum uykularınıza kitaplarınıza evlerinizin önüne koyuyorum
Bu şiirlerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) I. şiir halk şiirine, II. şiir Batı etkisinde gelişen şiire örnektir.
B) I. şiirin nazım birimi dörtlük, II. şiirin nazım birimi benttir.
C) I. şiirde hece ölçüsü, II. şiirde serbest ölçü kullanılmıştır.
D) I. şiir konusuna göre didaktik, II. şiir lirik şiire örnektir.
E) I. şiirde redife, II. şiirde zengin uyağa yer verilmiştir.

  • Cevap: E

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri Karma Test Çözümleri Sayfa 26

46. Aşağıdaki şiirlerden hangisi hece ölçüsüyle, sarmal kafiye düzeninde, yarım uyak ve kelime biçiminde redif kullanılarak kaleme alınmıştır?

A) Yavuz Sultan Selim Han’ın önünde
Ok atan ihtiyar Bektaş Subaşı,
Bu yüksek tepeye dikti bu taşı
O gazi hünkârın mutlu gününde.
B) Her şey yerli yerinde; havuz başında servi
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan,
Eşya aksetmiş gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi
C) Çözülen bir demetten indiler birer birer,
Bırak, yorgun başları bu taşlarda uyusun.
Tutuşmuş ruhlarına bir damla gözyaşı sun,
Bir sebile döküldü bembeyaz güvercinler…
D) Orda bir yol var, uzakta
O yol bizim yolumuzdur.
Dönmesek de varmasak da
O yol bizim yolumuzdur.
E) Su değil, mevsimin havası akan,
Duyduğun yaprağın, dalın sesidir;
Suda yıldızların parıltısıdır,
Bu karanlıkta bazı bazı çakan…

  • Cevap: D

47.
Balkan şehirlerinde geçerken çocukluğum;
Her lâhza bir alev gibi hasretti duyduğum.
Kalbimde vardı “Byron”u bedbaht eden melâl
Gezdim o yaşta dağları, hulyâm içinde lâl…
Aldım Rakofça kırlarının hür havâsını,
Duydum, akıncı cedlerimin ihtirâsını,
Her yaz, şimâle doğru asırlarca bir koşu…
Bağrımda bir akis gibi kalmış uğultulu…
Mağlûpken ordu, yaslı dururken bütün vatan,
Rü’yâma girdi her gece bir fâtihâne zan.
Bu şiirde söyleyicinin temel duygusu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Pişmanlık
B) Özlem
C) Aşk
D) Hayal kırıklığı
E) Umutsuzluk

  • Cevap: B

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri Karma Test Çözümleri Sayfa

48. Aşağıdaki şiirlerin hangisinde birden fazla sıfat tamlamasına yer verilmemiştir?

A) Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
B) Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;
Dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek…
Kerpetenlerle sûrun dişleri sökülecek!
Yürü, hâlâ ne diye oyunda, oynaştasın?
Fâtih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!
C) Uzun bir uykudan kalkıp bir sabah,
Baktım ki yepyeni odamda eşya.
Çocukluk evim bu değildi…
Eyvah! Gördüğüm değildi bildiğim dünya!
D) Geniş, siyah gölgesi hayatımı kaplayan,
Tepemde kanat germiş bir kartaldır yalnızlık.
Kalp çarpıntılarıyla günleri hesaplayan
Bir benim, benim olan bir masaldır yalnızlık.
E) İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgâr esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor Yapraklar ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.

  • Cevap: B

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri Karma Test Çözümleri Sayfa 28

49. Rüzgâr az gitmiş uz gitmiş, dere tepe düz gitmiş. Tam Mavi Dağ’a yaklaşırken birdenbire bir yıldırım rüzgârın kafasına düşmüş ve rüzgâr bilincini kaybetmiş. Bir oraya bir buraya savrulup duruyormuş. Rüzgârın bu hâlini gören bulut sihirli yağmurlarını üzerine yağdırmış. Yağmurun yağmasıyla rüzgârın kendine gelmesi bir olmuş. Buluta çok teşekkür etmiş. Ama gözlerini açar açmaz ne görsün? Mavi dağlardan oldukça uzaklaşmış. Rüzgâr, babası fırtına kralından yardım istemiş. Babası öyle esip gürlemiş ki kendisini biranda Mavi Dağ’ın tepesinde bulmuş. Rüzgâr tohumlardan alıp gideceği sırada çiçeklerin güzelliğini görüp büyülenmiş. Tam koparacakken arkadaşlığın gücü galip gelmiş ve vazgeçerek Şeker Kuş’a verdiği sözü tutmuş. Tohumları alarak hızlıca çiçeğe doğru uçmuş. Tohumları hemen ekmişler, sulamışlar ve güze! güze! açmaları için şarkılar söylemişler. Günler sonra tohumlar büyümüş ve tüm bahçe rengârenk güzel çiçeklerle dolmuş. Yaşlı kadın bahçesine çıktığında muhteşem bir manzara ile karşılaşmış. Sevinçten gözyaşlarını tutamamış. Tüm yalnızlığı ve üzüntüsü uçup gitmiş. Artık çiçekleriyle birlikte hep mutlu ve sevinçli olmuş. Bu parçanın dil ve anlatımı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Anlatım, duyulan geçmiş zamanla gerçekleştirilmiştir.
B) Zaman akışını hızlandırmak için kalıplaşmış ifade kullanılmıştır.
C) Açıklayıcı anlatıma yer verilmiştir.
D) Anlatıcı, hâkim bir bakış açısına sahiptir.
E) Kısa, duru ve açık cümleler kullanılmıştır.

  • Cevap: C

50. Ceylan Yüreği adlı masalda: “Keloğlan kılığında birisi padişahın bahçesine parasız, karın tokluğuna bakmak ister. Bahçıvan da onu yanına alır. Bir gün bahçıvan düğüne gider bu Keloğlan bahçeyi talan eder. Sadece üç gül ağacı bırakır.” Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangisi edattır?

A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V

  • Cevap: E

51. Kağnı halkaları içine toplanan köy kadınları, kızlar, çocuklar ve ihtiyar erkekler uzun yollara karşı kuvvet biriktirmek için dinlenirlerdi. Yıldızla Beybaba, kafesli hanayın sedirinden onları seyrederek seslerine kulak verirlerdi.
Kâh Beybaba coşardı:
— Şu millî cidal içinde köy kadını başlı başına bir tarih ve bir şaheser yaratıyor.
— İlgaz’ı geçerken ne dediydi o kadın?
— Ha! Şu yağmur yağarken mi? Evet, ben Doruk Karakolunun önünde idim, hatırladım. Yanında iki üç yaşlarında minimini bir çocuk vardı. Yağmur altında sırılsıklam bir çocuk. Kağnı bozulmuş, iki ihtiyar erkek tamirle uğraşıyor. Bir kadın yere çömelmiş, eteğiyle bir şeyler örtmüş duruyordu.
Bu parçada;
I. zaman,
II. mekân,
III. olay örgüsü,
IV. kişiler
unsurlarından hangilerine yer verilmiştir?

A) I ve II
B) I ve III
C) II ve IV
D) III ve IV
E) II, III ve IV

  • Cevap: E

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri Karma Test Çözümleri Sayfa 29

52. Yol boyu kavak ağaçları, köprü, yokuş yukarı dar sokak… Sokağın bitiminde kediyi gördüm. Yıkık bahçe duvarından duta tırmandı, oradan da çatıya. Baktım baca tütüyor. Rüzgârla savrulan kül rengi, yoğun bir duman. Kedi dumana girdi çıktı. Kiremitlerin arasında kayboldu sonra. Bahçe kapısının önünde durdum. Girsem yol bitecek. Ömür biter, yol bitmez… Kentlerin, otellerin duvarlarında yazılıydı. Bir geminin beyazında, trenlerin, uçakların alnında. Bekleme odalarında, gar saatlerinde, kamyonların, otobüslerin ön camlarında yazılıydı. Ya da tanıdık bir ses hep bu cümleyi fısıldadı kulağıma: Ömür biter, yol bitmez. Girsem Paris’te Figuier Sokağı’ndaki odamın kapısı çalınmayacak bir daha. Ne telefon çalacak ne de Nötre Dame’ın çanları. Girsem sofada sedirin üzerinde bulacağım seni. Saçların ağarmış, yuvarlak beyaz yüzünde sabır.
Bu parça için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Göstermeye dayanan bir metinden alınmıştır.
B) Dil, şiirsel işleviyle kullanılmıştır.
C) Betimleme ve öyküleme vardır.
D) Birinci şahıs anlatıcı söz konusudur.
E) Belirsiz zaman öğesine yer verilmiştir.

  • Cevap: A

53. Genç kız haşin (kederli) bir tavırla başını kaldırdı, gözlerinde vahşi bir kinle (öç alma isteği):
— Baba sen merhametini öteki çocuklarına saklasan daha iyi edersin, bakalım akıbetleri (sonuç) ne olacak, dedi.
Fikret, söylediği gibi iki hafta sonra Adapazarı’na gitti. Hayriye Hanım dolapları son bir defa altüst ederek kızına üç beş parça eşya bulmak istedi. Fakat genç kız bunları hakaretle reddetti. Kezalik ailesinden kimsenin Adapazarı’na kadar kendisine refakat etmesine (eşlik etmek) razı olmadı…
— Ben bu evden bir hizmetçi gibi çıkıyorum… Teşrifata lüzum yok, dedi.
Gideceği gün yalnız babasıyla Ayşe’nin Haydarpaşa İstasyonu’na kadar beraber gelmelerine razı oldu (kabul etmek).
Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı ayraç () içinde verilen açıklama ile uyuşmamaktadır?

A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V

  • Cevap: A

54. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde farklı türde zamirler bir arada kullanılmamıştır?

A) Kimsecikler adını ağzına alamıyor, kimse kimseye korktuğunu belli etmek istemiyor.
B) Çerviakov’un karnının içinden sanki bir şeyler koptu, gözleri karardı, kulakları uğuldadı.
C) Meryemce gittikçe düzeliyor, kendine geliyordu ama, ağzını da bıçaklar açmıyordu.
D) Birçoğu pamuk topladı, para kazandı da siz neden kazanamadınız demezler mi?
E) Muhtarı, köylüsü, herkes tüm suçu ona yükleyecek; kusura kalma diyeceklerdi.

  • Cevap: B

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri Karma Test Çözümleri Sayfa 30

55.
Selim : Size bütün kalbimle acıdım. Ne garip bir yalnızlığınız var! (Bir koltuğa oturur.)
Ferhunde: (Karşısına oturur.) Kaç gündür sıkıntıdan bunalıyordum. Bu ipotek işi beni çok üzdü. Kendisine güvenebileceğim tek adam yok. Kocamın eski arkadaşları…
Selim : Tanırım onları. Beş para etmezler.
Ferhunde: Kayınbiraderim var. Ama onun da durumu kötü.
Selim : Metin Kaya’yı işittim. Kayalar Yerli Dokuma Şirketinin müdürü. Demek şirketin durumu kötü? İstese, (Gülümser.) hemen düzeltir. Her neyse… Telefonda demiştiniz ki…
Ferhunde: Telefonda iyice açıklayamadım. Bankadan protesto geldi. Bir ay zarfında para ödenmezse ev satılacak. Selim : Evin yeri güzel. Güzel bir görünüşü de var. (Seyircilere doğru) Hele şu bahçe… Ağaçlar… Bu semtte en güzel ev. Ben böyle köşklere bayılırım.
Bu parçada aşağıdaki tiyatro terimlerinden hangisine yönelik bir ifadeye yer verilmemiştir?

A) Aksesuar
B) Jest
C) Mimik
D) Diyalog
E) Kulis

  • Cevap: E

56.
Gelin : Şimdi pişiririm!..
Kaynana : Eee? Hadi anlat!.. Merakta bırakma insanı…
Görümce: Dün akşam taşlıktaki minderin üstüne oturmuşum…
Kaynana: Hayırdır inşallah!..
Gelin : Taşlıktaki minderin mi?
Görümce: (Burun kıvırarak) Sözümü kesme! Taşlıktaki minderin!..
Kaynana : Ee? Ben anlarım! Yarıda kesme! Hadi bir an önce anlat!..
Görümce: Taşlıktaki minderin üstüne oturmuşum! Saçlarımı çözdüm, taramaya başladım. Bizim iki yüzlü tarakla…
Bu parçada altı çizili zarflardan hangisinin türü farklıdır?

A) Şimdi
B) Hadi
C) Dün akşam
D) Bir an önce
E) Bizim iki yüzlü tarakla

  • Cevap: BE

57. Orhan Okay (1931-2017)
İstanbul’da doğdu. Vefa Lisesinden sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinden mezun oldu. Öğrencilik yıllarında Nurettin Topçu, Ahmet Hamdi Tanpınar, Mehmet Kaplan gibi isimlerden ders aldı. Bir süre liselerde edebiyat öğretmenliği yaptı. Atatürk Üniversitesindeki asistanlık görevinden sonra yine bu üniversitede doktor, doçent, profesör kadrolarında görev yaptı. Sakarya Üniversitesinde ve 29 Mayıs Üniversitesinde de çalışan Okay, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi’nde redaktörlük yaptı. Çeşitli dergi ve gazetelerde yazıları yayımlandı. Çalışmalarıyla çeşitli kurum ve kuruluşlardan ödüller alan yazar; Ahmet Hamdi Tanpınar, Necip Fazıl Kısakürek ve Mehmet Âkif Ersoy üzerine bi- yografi-inceleme türünde eserler verdi. Sanat ve Edebiyat Yazıları, Batılılaşma Devri Türk Edebiyatı, Kâğıt Medeniyeti, Edebiyat ve Edebî Eser Üzerine yazarın eserlerinden birkaçıdır.
Bu parça ile ilgili,
I. Öznel bîr bakış açısı ile kaleme alınmıştır.
II. Sade, açık, anlaşılır bir dili vardır.
III. Kronolojik sıra takip edilerek yazılmıştır.
yargılarından hangileri doğrudur?

  • Cevap: D

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri Karma Test Çözümleri Sayfa 31

58. (I) Bir yerde romandaki Aysel’e duyduğuma benzeyen, benim yapamadıklarımı yapmak cesaretine sahip kişilere duyduğum hayranlığı duyardım ona da. (II) Gene de böylesine altüst olmamın asıl nedenini bilmiyor değilim. (III) Kırkıma varmadan öleceğime inandım ben de. (IV) Eskiden elli derdim, babam ellisinde öldüğü için. (V) Ama asıl kötüsü, elli olsun, kırk olsun, hatta yüz olsun, yapmak istediklerimin onda birini yapamadan öleceğim. Bu parça ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) I. cümledeki fiil geniş zamanın hikâyesi ile çekimlenmiştir.
B) II. cümlede ünlü daralmasına uğramış birleşik yapılı fiil kullanılmıştır.
C) III. cümlenin fiili görülen geçmiş zaman ve birinci tekil şahıs eklerini almıştır.
D) IV. cümlenin fiili birleşik çekimli basit yapılı bir fiildir.
E) V. cümlede gelecek zaman kip ekini almış, olumlu bir fiil vardır.

  • Cevap: B

59. Blog yazıları 1991’den itibaren ortaya çıkmasına rağmen bu yazıların geniş bir kitleye ulaşması ancak 1997 yılında “vveblog” adıyla mümkün olmuştur. 1999 yılında ücretsiz hâle gelmesiyle de yaygınlaşmıştır. Birçok alanda olduğu gibi iletişim teknolojisindeki ilerlemeler, internet kullanımının yaygınlaşması, kullanıcıların bilinçlenmesi ve bireylerin kendilerini daha çok ifade etmek istemeleri blogların ortaya çıkış sebepleri olarak sayılabilir. Bloglar günlüklere benzemekle beraber yapısında yazının yanında görsel ve işitsel öğeler bulundurmakla ondan ayrılır. Yazar, bloglarını amatör bir ruhla oluşturabileceği gibi profesyonel bir amaç da güdebilir. Kişisel bloglar en fazla rastlanan türdür, özellikle son dönemde oldukça büyük yaygınlaşma göstermiştir. Yayıncının seçimine göre okuyucular yazılara yorum yapabilir. Yorumlar, blog kültürünün çok önemli bir dinamiğidir; bu sayede yazar ve okuyucular arasında iletişim sağlanır. Bu parçada bloglarla ilgili aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur?

A) Bloglar hangi yönlerden günlüklerden ayrılır?
B) Blogların yaygınlaşması nasıl mümkün olmuştur?
C) Bloglara yorum yapılması neyi sağlamaktadır?
D) Blogların ortaya çıkması hangi nedenlere bağlanabilir?
E) Blogların hangi türleri okuyucularca beğenilmektedir?

  • Cevap: E

60. Birdenbire, derin bir mağaranın bağrından çıkıvermiş gibi kalın bir ses, “Hangi rüzgâr kesiliyor ()” diye sordu. Amcamın sesini tanıdım () Donakaldım. Başım () göğsüm sırsıklamdı. Amcam yanaştı () “Mahmut sen misin?” dedi. “Burada bu saatte ne yapıyorsun?” dedi. Ona elimdeki kayığı verdim. Görmek için batı göğünün alacakaranlığına karşı tuttu onu. “Bu gemi değil, salapurya ()” demesiyle de bizim kalyonu yere çarpıp ayağının altında çatır çutur ezmesi bir oldu. Bu parçada ayraçla () belirtilen yerlere aşağıdaki noktalama işaretlerinden hangileri sırasıyla getirilmelidir?

A) (?) (.) (,) (:) (!)
B) (?) (!) (,) (;) (,)
C) (!) (.) (;) (;) (!)
D) (…) (.) (;) (:) (!)
E) (!) (.) (,) (:) (…)

  • Cevap: A

9. Sınıf Tekrar Testleri Türk Dili ve Edebiyatı Karma Test Çözümleri ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!