9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 53 Cevapları Öğün Yayınları
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Öğün Yayınları Sayfa 53 ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 53 Cevapları Öğün Yayınları
Metni Anlama ve Çözümleme
1. Yazar, “hişt” sesini ilk defa ne zaman duymuştur ve bu sese yazarın tepkisi ne olmuştur?
- Cevap: Evden çıkıp sinirli sinirli yürürken duymuştur. İlk duyduğunda ürpermiş, sesin nerden ve kimden geldiğini merak etmiştir.
2. Hişt, Hişt!.. metninde kahramanların ruh hâli ile zaman ve mekân arasında bir ilişki bulunup bulunmadığını belirleyiniz.
- Cevap: Ruh hâli ile zaman ve mekân arasında bir ilişki vardır. Mekân ıssız bir yoldur. Bu yüzden bu ses ıssızlıkta onu korkutmuştur. Sabahın erken saatinde yola çıkması da etkiler. Genelde sabahları ortalık sessiz ve sakindir.
3. Okuduğunuz hikâyede belli bir olay örgüsü ve gerilim unsurları, düğümler var mı? Bu durumun sebebini açıklayınız.
- Cevap: Olay örgüsü pek yok… Durum öyküsüdür ve hikâyede genelde kişinin ruh hali anlatılmıştır. Bu yüzden gerilim unsurları vardır.
4. Metinde birden fazla anlatıcı ve bakış açısının bulunup bulunmadığını saptayınız.
- Cevap: Kişi Anlatıcı ve Bakış açısı olarak da kahraman bakış açısı kullanılmıştır.
5. Metinde hangi anlatım biçim ve tekniklerinin kullanıldığını belirleyiniz.
- Cevap:
Anlatım Biçimleri: Öyküleme, Betimleme.
Anlatım teknikleri: Anlatma, Gösterme, İç konuşma, Diyalog.
6. Okuduğunuz metnin yazarın ünlü eserlerinden birisi olduğunu dikkate alarak yazarın biyografisinden hareketle yazar ile metin arasındaki ilişkiyi değerlendiriniz. Metnin yazarın tanınmasına katkısını belirtiniz.
- Cevap: Yazar Türk Edebiyatında durum öykücülüğün en büyük temsilcisidir. Olaylar yerine durumlar anlatılmış, kahramanların iç dünyasını önemsemişti. Bu hikâyede de yazarın bu yönünün ön plana çıktığını görmekteyiz.
1. Etkinlik
Sait Faik, hayatta her an rastlanabilecek küçük olayları, sıradan insanları hayallerine malzeme yaparak yazar. Oktay Akbal, yazarın malzemesine bakışını, onunla ilgili bir hatırayı anlatarak dile getirir:
Sait Faik:
— Şu kahveyi anlatmak istesen nerden başlarsın? dedi; ilk göze çarpan şeyler nelerdir?
Sınav sorusu gibi bir şeydi. Birden şaşırdım, kahvenin duvarına asılmış İran Şahı ile Atatürk’ü gösteren renkli resimlere gözüm takıldı.
— Bu resimlerle başlarım, sonra kahvenin içindekileri anlatırım, dedim. Sait kızdı:
Oktay Akbal
— Hikâye duvarda değil, orada oturan ihtiyar adamda! dedi. Gerçekten de masalarda bir iki sessiz yaşlı oturmuş, hiç konuşmadan çay içiyorlardı (…) Genç yazarları okurken hep bu eski anıyı yaşıyorum, Sait’in öfkeli sözlerini, “hikâye duvarda değil” diye bağırmasını… Hikâye önce insandadır, insanlardadır. Bu bana iyi bir ders olmuştu.
Oktay Akbal, Anı Değil Yaşam
Bu metinden hareketle “Hikâyenin konusu ne olmalıdır?” sorusunu sınıfta arkadaşlarınızla tartışınız.
- Cevap: Hikayenin konusu insan olmalıdır. İnsanın yaşadıkları, sevinçleri, üzüntüleri yani insana dair ne varsa hikayenin konusudur.
9. Sınıf Öğün Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 53 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.
