9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Hazırlık Ders Kitabı Cevapları Sayfa 243
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Hazırlık Ders Kitabı Sayfa 243 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Hazırlık Ders Kitabı Cevapları Sayfa 243
4-7. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız.
Abdülhak Şinasi Hisar bir kere birine kızdı veya gücendi mi, bu artık yıllarca sürer giderdi. Öyle sanıyorum ki, rahmetli arkadaşım bu huyunu bildiği için akraba, dost ve akran olarak düşüp kalktığı kimselerle kendi arasında aşılması güç bir resmîlik kordonu germiş ve bu suretle herhangi bir sataşmaya karşı kendini karantina altına almış bulunuyordu. Evet, eski çocukluk ve mektep arkadaşlarına, hattâ -Süleyman Nazif’ten bahsederken anlattığım gibi- küçük kardeşine bile “siz” diye hitap edişinin sebebi belki de aldığı aile terbiyesinden ziyade herkesi kendine karşı nazik davranmağa mecbur etmek düşüncesiydi. Yine öyle sanıyorum ki, aramızda en geniş edebî kültür ve en ince edebî zevk sahibi olduğu halde, onu uzun yıllar boyunca tek bir satır yazmaktan, yazdı ise yayımlamaktan ya da bizlere okumaktan meneden şey, ortaya koyacağı eserin herhangi bir tenkide uğraması endişesiydi. Elli yaşını geçe yazdığı ilk eserini, Fahim Bey ve Biz romanını baskıya verdiği sırada ne büyük tereddütlere düştüğünü ve ne buhranlar geçirdiğini pek yakından görmüşümdür. Diyebilirim ki, benim ısrarlı teşviklerim olmasaydı, Abdülhak Şinasi, son dakikada bu teşebbüsünden vazgeçmek üzereydi. Doğrusunu söylemek lazım gelirse, ben de onu bir yandan teşvik ederken, öbür yandan kendimi bazı şüphe ve endişelere kapılmaktan alamıyordum. Zira, Fahim Bey ve Biz o zamana kadar bizde hiç görülmemiş ve alışılmamış bir yeni roman tarzının örneği idi. Bundan başka, yazarının ancak “original” diye vasıflandırılabilecek çok şahsî bir üslûbu vardı. Gerçi, ben ne bu roman tarzını, ne de bu üslûbu yadırgıyordum. Hattâ, dostumun bu eserini her iki bakımdan bana hayranı olduğum büyük Fransız romancısı Marcel Proust’tan bir çeşni getirdiği için daha müsvedde halinde iken derin bir zevkle okumuş bulunuyordum.
4. Okuduğunuz metinde yazarın kişisel düşüncelerine yer verdiği bölümlere örnekler bularak aşağıda boş bırakılan yerlere yazınız.
- Cevap: “Öyle sanıyorum ki, rahmetli arkadaşım bu huyunu bildiği için akraba, dost ve akran olarak düşüp kalktığı kimselerle kendi arasında aşılması güç bir resmîlik kordonu germiş ve bu suretle herhangi bir sataşmaya karşı kendini karantina altına almış bulunuyordu.” bölümünde şair arkadaşının karakteristik özelliğini bu şekilde yorumlamıştır.
5. Hatıralar; akıcı, samimi, canlı bir dille yazılır. Sizce okuduğunuz metin, hatıraların bu özelliğini taşımakta mıdır? Düşüncelerinizi aşağıdaki boşluklara yazınız.
- Cevap: Kesinlikle taşımaktadır. Çünkü yazının dili oldukça akıcı sade ve yalındır. Bu da okuyan herkesin aklında yer etmesini sağlamaktadır.
6. Okuduğunuz metin, bir portre anı örneğinden alınmıştır. Bu metni, portre anı yapan yönleri aşağıdaki boşluklara yazınız.
- Cevap: Bir yazarın tek bir kişiyle ilgili anılarını yazdığı anı türüdür. Anı portre ile düz anının farklı yanı; düz anıda, belirli bir döneme ilişkin anıların özellikle belirli bir kişiyi anlatma amacı gütmeksizin anlatılması, anı portrede ise olayların belirli bir kişinin çevresinde anlatılmasıdır. Bu metinde bu özellikleri tamamıyla taşımaktadır.
7. Siz de en yakın arkadaşınızın kişilik özelliklerini betimleyen bir paragrafı aşağıda boş bırakılan yerlere yazınız.
- Cevap: Arkadaşım Süleyman Ramiz,
Ramiz sınıfın en haylaz öğrencisidir. Devamlı yaramazlıklara çalışır kafası. Nerede bir sorun varsa Ramiz oradadır. Yine de şeytan tüyü vardır onda. Herkes tarafından sevilir sayılır. Herkes onunla vakit geçirmekten hoşnut olur. Ben de çok seviyorum dostumu.
9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Hazırlık Ders Kitabı Sayfa 243 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.
