
“Adabımuaşeret Ders Kitabı Cevapları Sayfa 136 Meb Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
Adabımuaşeret Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 136
Yüzyıllar boyunca hava, su, toprak, maden, orman gibi unsurlarıyla bütün canlıların temel yaşam kaynağı olan doğa, insan yaşamını etkileyen ve insan davranışlarından etkilenen bir yapıya sahiptir. İnsan ve doğanın bu karşılıklı ilişkisinde insana önemli sorumluluklar düşmektedir. İnsanların sorumluluk bilinciyle davranışlarına özen göstermesi, tarih boyunca insanlığa karşı cömert davranmış olan doğanın korumasına katkıda bulunur. Doğaya gösterilmesi gereken özenin ihmal edilmesi, dünyada birtakım sorunlar meydana getirmiştir. Bugünün dünyasında insanlığın karşılaştığı önemli sıkıntıların başında çevre ve iklim değişikliği sorunları gelmektedir. Özellikle son birkaç yüzyılda sanayileşme, teknoloji ve kentleşmenin bir sonucu olarak insanla doğa arasındaki ilişki; doğanın zarar gördüğü bir ilişkiye dönüşmüştür. Bunun temel nedenleri, tarihin hiçbir döneminde insanın sahip olduğu teknolojik imkânların bugünkü kadar fazla olmaması, hızlı nüfus artışı ve tüketim kültürünün etkisiyle insanın doğayı tüketilecek bir nesne olarak görmesidir.
Geçmişte insan, teknik imkânlardan yoksun olması nedeniyle doğa karşısında yetersiz bir donanıma sahipti. Doğa, çetin yaşam koşullarının ve ürkütücü afetlerin kaynağı olarak görülmekteydi. Bu durumda insan, doğadan ihtiyacı ölçüsünde yararlanmakta ve onunla barışçıl bir ilişki sürdürmekteydi. İnsanın doğayla ilişkisi; tarihin yakın döneminde sanayileşmenin neden olduğu kirlilik, kentleşme, hızlı nüfus artışı, üretim ve tüketim dengesinin değişmesi ve artan teknolojik imkânların etkisiyle olumsuz bir hâl almaya başlamıştır (Görsel 6.1). Böylece doğa, insan için ihtiyaç ölçüsünde yararlanılacak bir kaynak olmaktan öte hükmedilecek ve hesapsızca kullanılabilecek bir araç olarak görülmüştür. Bunun sonucunda kendini yenileme potansiyelinin üzerinde bir tahribata maruz kalmıştır. Bu durum, telafisi oldukça zor sorunlar doğurmuştur.
Sanayileşmeyle birlikte petrol, kömür gibi enerji sağlayan fosil yakıtların kullanımı, fabrika atıkları, denizlerdeki tanker kazaları, tarımda kullanılan kimyasal gübre ve ilaçlar, evsel atıkların ve artan araç trafiğinin çevreye verdiği zararlar; başta hesap edilememiş ya da ciddiye alınmamıştır. Bu durum, yaşamın kaynağı olarak işlev gören hava, toprak, su gibi doğal kaynakların kirlenmesine neden olmuştur. Hızlı nüfus artışının bir sonucu olarak artan talep ve baskı nedeniyle doğal kaynaklar azalmış ve zarar görmeye başlamıştır. Ayrıca birçok hayvanın nesli tükenmiş, bitki çeşitliliği azalmış, ormanlar zarar görmüş ve su kaynakları kirlenmiştir. Bugün bu süreç insanların yaşamını da doğrudan tehdit eder hâle gelmiştir. Çevrenin ve doğal kaynakların kirlenmesi bütün canlıların hayatını olumsuz etkilemektedir. İnsanın sağlıklı bir hayat sürdürmesi ancak temiz ve sağlıklı bir çevre ile mümkündür. Doğaya duyulan bir saygı göstergesi olarak çevrenin temiz tutulması adabımuaşeretin bir gereğidir. Hava, toprak ve su gibi doğal kaynakların tahribatı; solunan havayı, topraktan elde edilen besinleri ve tüketilen su kaynaklarını insan sağlığını tehdit eden unsurlara dönüştürmektedir.
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
Meb Yayınları Adabımuaşeret Ders Kitabı Sayfa 136 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.
Yeni Yorum