
“Adabımuaşeret Ders Kitabı Cevapları Sayfa 51 Meb Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
Adabımuaşeret Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 51
Evde, okulda, trafikte, sokakta, otobüste, kısacası gündelik yaşamın her anında ve alanında insanların üstlenmesi gereken çeşitli yükümlülükler vardır. Evde anne ve babaya yardımcı olmak, onların fikirlerini dikkate almak, aile bireyleriyle iyi geçinmek; okulda öğretmene saygılı olmak, okulu temiz tutmak, okul kurallarına uymak; toplum içinde ise ortak kullanım alanlarını özenli kullanmak ve başka insanlarla saygı ve görgü çerçevesinde ilişki kurmak bu sorumluluklardan bazılarıdır.
İyiliğin insan ilişkilerinde etkili olması, duyarlılığın devreye girmesi ile mümkündür. Duyarlılık kavramı, “çevresinde olup bitenlere karşı hassas ve ilgili olma” anlamındadır. Başkalarının duygularını önemseyen, yardıma muhtaç insanların ihtiyaçlarına cevap vermek için çaba gösteren duyarlı insanlar; empati, fedakârlık ve diğerkâmlık duyguları yüksek kişilerdir. “Kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma.” şeklinde özetlenebilecek sosyal ilke, başkalarının hislerine duyarlı olmaya ilişkindir. Duyarlı insanlar toplumsal hayatta başkalarının hislerini ve dürüstlüğü önemser, iyiliği yaymayı bir yaşam tarzı hâline getirir. Bu sayede iyiliğin toplumda yaygınlaşması ve toplumsal bağların güçlenmesi mümkün olur.
Bugün bir duyarlılık örneği olarak Türkiye’nin pek çok bölgesinde yaygın olan “askıda ekmek” uygulamasından bahsedilebilir. İhtiyaç sahiplerinin yararlanması amacıyla fırından bir miktar ekmek alınır ve fırındaki askıya asılır. İhtiyaç sahibi bireyler, askıdaki ekmeklerden ihtiyacı kadarını ücret ödemeden alır. Bu uygulamada “bir elin verdiğini öbür elin görmemesi” şeklinde özetlenebilecek iyiliğin gizli tutulması ilkesi doğrultusunda yardım eden ve yardım alan kişi birbirinden habersizdir. Bu davranış yardımlaşma, duyarlılık, toplumsal birlik ve beraberlik konularında bireylere örnek teşkil etmektedir.
İnsan, doğası gereği diğer insanlarla ilişki hâlindedir. Bu ilişkiler iyi ve erdemli davranışlara dayandığında güçlü bir toplumsal yapı inşa edilir. Çünkü toplumsal yaşam ancak başka insanlarla dayanışma sayesinde huzur ekseninde devam edebilir. Toplumda iyiliği yaymaya çalışan insanlar hem daha sağlıklı bir benlik kurar hem toplumsal hayattaki ilişkilerde dengeye ulaşır. “İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Al-i İmran suresi, 104) ayeti insanlar arasında iyiliği yaygınlaştırma, kötülüğü engelleme, başka insanlarla yardımlaşma ve dayanışma temelinde iyi ilişkiler kurmanın önemini belirtir. Dolayısıyla insanın gücü ve imkânı ölçüsünde iyiliği yayma gayreti göstermesi dinî ve toplumsal sorumluluğunun bir gereğidir.
Toplumsal bir varlık olan insanın diğer insanlarla ilişkisi İslam dinine göre “emr-i bi’l- ma‘rûf nehy-i ani’l-münker” anlayışı çerçevesinde şekillenmelidir. Türkçe karşılığı “iyiliği emredip kötülükten sakındırmak” olan bu tabir insanlara ahlaki bir ölçüt sunar. Buna göre kişisel tutum ve davranışlarda temel gaye, Kur’an-ı Kerim ve sünnete uymak suretiyle iyiliği esas kılmak ve yaygınlaştırmak; kötülüğün karşısında durarak erdemli toplumun inşasına hizmet etmektir. Bireye ve devlete çeşitli sorumluluklar yükleyen “emr-i bi’l-ma‘rûf nehy-i ani’l-münker” ilkesi toplumun düzen, huzur ve sükûnetine katkıda bulunur.
İyiliği emredip kötülükten sakındırma öğretisi, insanların yalnızca iyi olmasını değil erdemli tutum ve davranışları toplum içerisinde yaygınlaştırmayı görev edinmesini de ifade eder. İyi ve erdemli davranışları toplumda hâkim kılma ve insanları kötülükten sakındırma çabaları, erdeme dayalı bir kültür ve medeniyetin temelini oluşturur.
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
Meb Yayınları Adabımuaşeret Ders Kitabı Sayfa 51 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.
Yeni Yorum