Adabımuaşeret Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 68

Aile kurumu, evrensel olmasına karşın devirden devire ve bölgeden bölgeye farklılık göstermiştir. Bu durum onun ortak ve kapsayıcı bir tanımının yapılmasını oldukça zorlaştırmaktadır. Ancak toplum nezdinde kabul gören aile, resmî nikâh yoluyla kurulmuş olandır (Görsel 3.1). Aile, toplumun en küçük yapı taşıdır. Sevgi, saygı, güven duyma, yardımlaşma, dayanışma gibi ihtiyaçlara karşılık vermesi, aile kurumunu sosyal bir etkileşim alanı hâline getirir. Ailede sergilenen tutum ve davranışların adabımuaşerete uygun olması, diğer sosyal alanlara da olumlu yansır. Böylece ailelerin birleşiminden meydana gelen toplumda düzenli bir işleyiş sağlanır.

Çağdaş Türk toplumunda çeşitli aile tipleri gözlemlenir. Bu aile tiplerini bilmek, onların toplumdaki işlevlerini ve aile içinde görgü kurallarını uygulayış biçimlerini belirleme bakımından önemlidir. Buna göre aile, yerleşim esasına göre köy ailesi ve kent ailesi; birey sayısı açısından geniş aile ve çekirdek aile; otorite bakımından anaerkil aile ve ataerkil aile olarak sınıflandırılır. Demokratik aile tipinde ise kararlar, ailede yaşayan bütün bireylerin katılımıyla alınır. Aile tipleri çeşitlilik gösterse de hepsinden toplumdaki ortak adaba uymaları beklenir.

Nine, dede, hala, teyze, amca, dayı gibi akrabaların bir arada yaşadığı geniş ailelerde büyükler küçüklere yol gösterir; hayatın getirdiği birtakım zorluklarda onlara destek olur. Küçükler de aile büyüklerine saygılı davranır. Böylece kuşaklar arasında birlik ve beraberlik sağlanır. Bu şekilde oluşan güçlü aileler, güçlü toplumları inşa eder. 21. yüzyılda geniş ailelerin sayısı azalma eğilimi gösterse de Türk-İslam kültüründe aile büyüklerine verilen önemin bir sonucu olarak geniş aileden çekirdek aileye geçiş keskin şekilde olmamıştır. Hayat eskiden olduğu gibi aile büyükleriyle paylaşılmaya devam edilmiş, aradaki bağlar güçlü tutulmuştur. Neslin devamı ve evin neşesi olarak görülen çocuk da ailede değer görmüştür.

İnsanlar saygı ve sevgi bağı kurabilecekleri biriyle hayatını birleştirme ihtiyacı duyar. Kadın ve erkek arasındaki bağ kurma ihtiyacı insanın doğasından ileri gelmektedir. “Kendilerinde sükûn bulmanız için kendi nefislerinizden eşler yaratması ve aranıza sevgi koyması onun delillerindendir, bunda düşünen topluluklar için büyük ibretler vardır.” (Rum suresi, 21) ayeti bu durumun insan fıtratından kaynaklandığından bahseder. Üstelik bunun Allah’ın varlığının kanıtlarından biri olarak sunulması, İslam’da evliliğe verilen öneme işaret eder. İnanç ve değerlerin gelecek nesillere aktarımı ilk olarak aile üzerinden gerçekleşir. Bu nedenle aile, adabımuaşerete uyma alışkanlığının kazanılması noktasında önemli bir kurumdur. Aile içinde adabımuaşerete hassasiyet gösterildikçe bunun toplumda yansımaları da artar.

Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.

Meb Yayınları Adabımuaşeret Ders Kitabı Sayfa 68 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.