Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi Meb Yayınları

Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 148

Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi Ders Kitabı Sayfa 148 Cevapları Meb Yayınları ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 148

vurabilen nükleer başlıklarda ABD ile SSCB yarış hâlindeydi. Taraflar bir yandan bu yarışı sürdürürken diğer yandan nükleer bir savaşa yol açabilecek çatışmaların önlenmesi için tedbirler almaya da başladılar. Bu amaçla yapılan görüşmeler, 1962’deki Küba Buhranı’na kadar diplomasi manevraları şeklinde devam etti. Küba Buhranı’ndan sonra Doğu-Batı ilişkilerinde yumuşama dönemi başladı. Küba Buhranı, Doğu ve Batı blokları arasındaki ilişkilerde dönüm noktası oldu. ABD ve SSCB, Küba Buhranı’nda takip ettikleri savaş eşiği politikasının hangi sonuçları doğurabileceğini görmüş oldu. Bu yüzden yumuşama denen olgu, başlangıçta yapıcı bir iş birliğinden çok, savaşın eşiğine varacak davranışlardan kaçınma şeklinde ortaya çıktı. Yumuşamanın oluşmasında Çin-Sovyet çatışması ve bağlantısız devletler de etkili oldu. ABD ve SSCB arasında 1960’lı yılların başından itibaren konvansiyonel silahlardaki sınırlandırma bir tarafa bırakılarak nükleer silahsızlanmaya dair görüşmeler yapıldı. 1962 Küba Buhranı ile dünyanın nükleer bir savaşın eşiğinden dönmesi, bu süreci hızlandırdı ve çözüme ulaşmak için pek çok antlaşma imzalandı.

Küba Buhranı sonrasında imzalanan önemli antlaşmalardan bazıları şunlardır:
• SALT-I Antlaşması (Stratejik Silahların Sınırlandırılması): Bu antlaşma 1972’de Amerika ile Sovyet Rusya arasındaki ilişkilerde bir dönüm noktası oldu ve Helsinki Deklarasyonu’nun yolunu açtı.
• SALT-II Antlaşması: Sovyet Rusya’nın 1979 yılında Afganistan’ı işgali, SALT-II’nin hayata geçmesine engel oldu.
• Helsinki Deklarasyonu (Görsel 4.2): Avrupa’daki ilişkilerde bir yumuşama meydana getirerek gerginlikleri önleyici bir ortam oluşturdu. Avrupalı devletler, sınırların dokunulmazlığı ilkesiyle II. Dünya Savaşı
sonrası SSCB kazanımlarını kabullenmiş oldular. Ayrıca Avrupa’da detant havasının ortaya çıkması Sovyetlerin doğuda Çin’e karşı elini güçlendirdi.

4.1.2. Kruşçev-Kennedy (Kenedi) Görüşmesi ve Etkileri

1950’li yılların sonu itibarıyla SSCB-ABD ilişkilerindeki gerilimin merkezinde Berlin bulunmaktaydı. SSCB lideri Kruşçev, 1958’de Batılı devletlerin Berlin’deki karargâhlarını boşaltmalarını istedi. Aksi durumda SSCB’nin Doğu Almanya üzerindeki bütün yetki ve sorumluluklarını Doğu Almanya’ya devredeceği bir barış antlaşması imzalayacağını bildirdi. Bunun anlamı, Batılı güçlerin Doğu Almanya’yı tanıması ya da Berlin’in Doğu Almanya’ya katılmasını kabullenmesi demekti. Sovyet notasına göre Berlin şehri Birleşmiş Milletlerin denetiminde serbest şehir olmalıydı.

Kruşçev, Doğu Almanya’dan Batı Almanya’ya kaçışları, beraberinde yaşanan beyin göçünü durdurmayı ve Amerika’nın Batı Almanya ile ilişkilerine zarar vermeyi hedeflemekteydi.
ABD’nin daveti üzerine 1959’da Amerika’ya giden Kruşçev (Görsel 4.3), Amerika’yı ziyaret eden ilk Rus lider oldu. SSCB lideri Kruşçev ile ABD Başkanı Eisenhower (Ayzınhavır), Camp David’de (Kamp Deyvid) bir araya geldi fakat Berlin konusunda bir gelişme yaşanmadı.
ABD, SSCB, İngiltere ve Fransa arasında 1960’ta Paris’te yapılan Dört Ülke Zirvesi sonuçsuz kaldı.

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.

12. Sınıf Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi Meb Yayınları Ders Kitabı Sayfa 148 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!