Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi Meb Yayınları

Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 218

Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi Ders Kitabı Sayfa 218 Cevapları Meb Yayınları ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 218

Türkiye-Suriye-Irak arasındaki ilişkiler 1920-1960 yılları arasındaki dönemde olumluydu. Bu yıllarda Fırat-Dicle nehirleri ve kollarının fazlaca tüketilmesine neden olacak büyük projelere başlanmamıştı. Dolayısıyla 1960’lı yıllarda, havzadaki suyun daha iyi yönetilmesi ve kullanılması için ortak bir anlayışın geliştirilmesine gerek duyulmamıştı. 1960’lardan sonra ise ülkelerin Fırat-Dicle nehirlerine yönelik su kaynaklarını geliştirme projelerini hayata geçirmesiyle ilişkiler bozulmuş ve su sorunu bölgenin gündemine yerleşmiştir. 1960’tan sonra Türkiye ve Suriye, Fırat-Dicle sularının enerji ve sulama amacıyla kullanımını olanaklı kılacak projeler geliştirmeye başlamışlardır. Türkiye’deki Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) ve Suriye’deki Fırat Vadisi Projesi, bu amaçla geliştirilen önemli projelerdir. Irak da aynı dönemde sulamaya dair yeni projeleri olduğunu bildirmiştir.

Türkiye’nin sınır aşan akarsuları olan Fırat ve Dicle nehirleri için Türkiye’nin görüşü ile Suriye ve Irak’ın görüşleri farklıdır. Türkiye’ye göre suya kaynaklık eden ülke ile suyun aktığı ülkeler arasında eşit egemenlik ve eşit paylaşım hakkı söz konusu değildir. Türkiye, Dicle ve Fırat’ın kendi sınırları içinde kalan kısımları üzerinde istediği şekilde faydalanma hakkına sahiptir. Dicle ve Fırat nehirleri üzerinde kuracağı tesisler ile bunların önceliklerine Türkiye karar verir. Irak ve Suriye’ye göre Fırat ve Dicle nehirleri uluslararası akarsulardır, dolayısıyla Türkiye bu nehirler üzerinde egemenlik hakkına sahip değildir. Bu sular, uluslararası hukukun öngördüğü esaslar çerçevesinde üç ülke arasında yapılacak bir anlaşma ile adil bir şekilde paylaştırılmalıdır.

Türkiye, Orta Doğu ülkeleri ile bazı projeler gerçekleştirerek Orta Doğu’ya su sağlamayı amaçlamıştır. Turgut Özal, GAP’tan da kaynaklanan siyasi baskıları azaltmak ve Orta Doğu’ya su taşımak için 1986’da Barış Suyu Projesi’ni önermiştir. İki bölümden oluşan bu projeyle Seyhan ve Ceyhan havzalarının sularının bir dizi baraj, tünel ve boru hatları aracılığıyla Orta Doğu ülkelerinin kullanımına sunulması planlanmıştır. Projenin Batı ucu Suriye, İsrail, Filistin ve Ürdün’den geçerek Cidde’ye ulaşacak, 2650 km uzunluğa sahip olacak ve toplam maliyet ortalama 8,5 milyar doları bulacaktır. Doğu ucu Suriye’den ayrılarak Kuveyt, Bahreyn, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri gibi Körfez ülkelerine ulaşacak, 3900 km uzunluğa sahip olacak ve toplam maliyet 12 milyar doları bulacaktır. Barış Suyu Projesi, tamamlandığında dünyanın en büyük su taşıma projesi unvanını kazanacaktı. Fakat Orta Doğu’daki siyasi çekişmeler, Arap-İsrail çatışması ve ülkeler arası siyasi güvensizlik gibi nedenlerle proje rafa kaldırılmıştır.

Orta Doğu’da su, geçmişten günümüze süregelen birçok çatışmanın ve savaş atmosferinin örtülü nedenidir. Orta Doğu’da kısıtlı olan su kaynaklarını yönetmek ve denetlemek bölgenin ekonomi politikalarının anahtarını elinde tutmakla eş değer bir öneme sahiptir. Birleşmiş Milletlerin 2006’da hazırladığı Su Raporu’nda, Türkiye’nin 2025’te su sıkıntısı çekeceği ve 2040’ta elindeki su rezervleri yüzünden savaşa maruz kalacağı ifade edilmiştir. Bu durum göstermektedir ki Orta Doğu’nun en önemli su kaynaklarına sahip Türkiye sürekli bir tehdit altındadır. Bölgede Dicle ve Fırat’ın dışında stratejik öneme sahip bölgelerden biri de Golan Tepeleri’dir. İsrail, Lübnan ve Suriye arasında çok ciddi anlaşmazlıklara neden olan Golan Tepeleri’nin en büyük stratejik önemi su kaynaklarına sahip olmasıdır. Dursun Yıldız, Su’dan Savaşlar, Truva Yayınlarından düzenlenmiştir.

Orta Doğu ülkelerinin birbiriyle olan siyasi ilişkilerinin şekillenmesinde su kaynaklarının etkisini tartışınız.

  • Cevap: Bölgenin su kaynaklarının yönetimi bölgenin ülkeleri tarafından anlaşma yapılması zor bir konudur. Türkiye ve Suriye su politikasındaki anlaşmazlıklarından dolayı iyi giden ilişkileri bir süre sonra su Dicle-Fırat su kaynaklarındaki anlaşmazlıklardan dolayı probleme girmiştir. Dicle-Fırat su kaynaklarındaki politik anlaşmazlıklar Amerika Birleşik Devleti ve Birleşmiş Devletler gibi büyük güçlerinde tartışmalarına yol açmıştır. Birlemiş Milletlerin yayınladığı bir rapora göre Türkiye 2025’te yetersiz su problemleri yaşayacaktır. 2040’ta ise uluslararası su savaşlarının bir parçası olacaktır. Özetle Ortadoğu su politikaları için kritik bir bölgedir.

12. Sınıf Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi Meb Yayınları Ders Kitabı Sayfa 218 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!