Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi Meb Yayınları

Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 240

Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi Ders Kitabı Sayfa 240 Cevapları Meb Yayınları ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 240

5.7.1. 1990 Sonrası Türkiye’de Yaşanan Ekonomik Gelişmeler
Türkiye, 1980’den sonra dünya ekonomisine entegre olmak için liberal adımlar attı. Bu adımlarla Türkiye, dünya ekonomilerindeki dalgalanmalara açık hâle gelirken yaşanabilecek olumsuzlukları önleyici kurumsal düzenlemelere yönelik reformlarda gecikmeler yaşadı. Türkiye’de 1990’larda dövizi sabit, faizleri yüksek tutarak sağlanan sıcak para girişiyle ekonomide yüksek büyüme hızına ulaşıldı. Harcamaların iç borçlanma ile karşılanması ve Güneydoğu Anadolu’da terörle mücadele, devleti daha fazla kaynağa, dolayısıyla daha fazla faiz ödemeye itti. Böylece ekonomi, üretimden faiz gelirine doğru yöneldi.

Türkiye, 1991 ve 1994’te iki önemli ekonomik kriz yaşadı. 1991 krizi ABD’nin Irak’a müdahalesinin yarattığı olumsuzluklarla ilişkiliydi. Türkiye, savaş nedeniyle 4,5 milyar dolar zarara uğradığını açıkladı. Bu zararın ortaya çıkmasında Kerkük-Yumurtalık Petrol Boru Hattı’nın kapanması, sınır ticaretinin durması ve güvenlik kaygısının ortaya koyduğu ekonomik durgunluk etkili oldu. Kriz, ülkedeki bütün grevlerin güvenlik gerekçesiyle ertelenmesine sebep olurken ekonomik olumsuzluklar zam ve vergilerle kapatılmaya çalışıldı. Türkiye 1994’te yakın tarihinin en büyük mali krizlerinden birini yaşadı. 1994 krizi; kamu harcamalarındaki hızlı artış, ithalat ağırlıklı tüketime dayalı büyüme ve mali piyasalarda yaşanan istikrarsızlık sonucu ortaya çıktı. 1994’te enflasyon %114’e ulaştı, Türk Lirası %100 değer kaybetti ve gecelik faizler %1000’leri gördü. Ekonomide yaşanan olumsuzluklara son vermek için 5 Nisan 1994’te yeni bir ekonomik istikrar programı hazırlandı. IMF ile Stand-by Antlaşması imzalandı ve 610 milyon SDR’lik kredi alındı. Savunma ve güvenliğin dışındaki harcama kalemlerinde %30 oranında tasarrufa gidildi. Kamu gelirlerinin artırılması için yeni vergiler konulurken mevcut vergi oranları artırıldı (Akaryakıt tüketim vergisi %50’den %70’e çıkarıldı.).

1994 sonrasında yapısal reformların hayata geçirilmesi yerine sıcak paraya dayalı büyüme modeli takip edildi. Devlet, borçlanma eğilimini her yıl artırdı. Bütçede yaşanan açıklar iç borçlarla karşılanmaya çalışılınca Ekim 2000’de borç 50 milyar dolara ulaştı. Ülkedeki reel sektör, 10 yıllık sürede yatırım yapmaktansa devlete borç vererek daha fazla kâr elde etmeyi tercih etti. Bu durum ülkenin sanayi sektöründe durgunluğa ve sektörün dünya pazarındaki yerini kaybetmesine neden oldu. Bu yıllardaki sermaye girişi (sıcak para) büyümeyi ortaya çıkartıyor, büyüme ithalatı teşvik ediyor ve cari açığın artmasına yol açıyordu. Borç bulunduğu takdirde cari açık sorunu çözülüyor, yeni sermaye girişi büyümeyi tetikliyor ve sarmal bu şekilde devam ediyordu. Ülkede yıllardır etkisini hissettiren enflasyonun neden olduğu olumsuzlukları önlemek için 2000 yılında IMF ile reform sürecine girildi. Bu reformlarla para politikasını belirleme yetkisi Merkez Bankasına verildi. Mali piyasaları düzenlemeye yönelik olarak Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) kuruldu.

2000-2001 yılı krizlerinde aşırı değerli TL, cari işlemler açığının kritik sınırın üzerinde seyretmesi ve sermayeden yoksun mali sektör etkili oldu. Ekonominin siyasi iradeden bağımsız olmaması, her an bir hükümet bunalımı beklentisi ve devletin ekonomideki işletmeci rolü krizi tetikledi. Krizin ardından bankacılık sistemi kırılgan bir yapıya büründü ve yapısal sorunlar daha da ağırlaştı. Bankacılık kesiminde yeterli dövizin olmadığı ve yurt dışına sermaye çıkışının hareketlendiği bir ortamda, piyasalardaki güvensizlik yaygınlaşarak doğrudan bir panik havasına dönüştü. Şubat 2001’deki kriz, tam olarak atlatılamayan Kasım Krizi’nin devamı oldu. 19 Şubat 2001’de Millî Güvenlik Kurulu toplantısının hemen ardından Başbakan Bülent Ecevit’in Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile düştüğü anlaşmazlıkla ilgili “Bu, devletin en üst kademesinde kriz var demektir.” şeklindeki demeci krizi derinleştirdi. 21 Şubat’ta bankalar arası para piyasasında gecelik faiz %7500’e kadar çıktı (Görsel 5.33). 16 Şubat’ta 27,94 milyar dolar olan Merkez Bankası döviz rezervi, 23 Şubat’ta 22,58 milyar dolara indi. 19 Şubat’ta 1 doların piyasa satış kuru 686 bin 500 lira iken 28 Şubat’ta 960 bin lira oldu. Şubat Krizi sonrası Nisan 2001’de Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı uygulamaya konuldu ve 2002 yılı başında üç yıllık Stand-by Anlaşması

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.

12. Sınıf Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi Meb Yayınları Ders Kitabı Sayfa 240 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!