Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
Sosyoloji Ders Kitabı Meb Yayınları

Sosyoloji Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 17

Sosyoloji Ders Kitabı Sayfa 17 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

Sosyoloji Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 17

Sosyolojik Düşüncenin Doğuşu

MÖ 300’lü yıllarda Aristoteles “İnsan, toplumsal bir canlıdır.” derken elbette bugün sosyolojinin alanına dâhil edebileceğimiz bir yargıyı dile getirmekteydi. Ne var ki bu ve benzeri yargılar sosyolojinin kökeninin Eski Yunan’a ya da benzeri yargıları bulabileceğimiz daha eski öğretilere kadar uzanabileceğini kanıtlamaz. Düşünce tarihinden miras kalan bu tür yargı ve düşünceler toplum üzerine eskiden beri kafa yorulduğunu gösterir.

Birlikte yaşama deneyimi üzerine düşünme insanlık tarihi kadar eskidir. Düşüncenin bütün yazılı ve sözlü tarihi bunu kanıtlamaktadır. Örneğin Eski Yunan’dan beri ahlak ve siyaset felsefesi alanlarında erdemli bir yaşam ve en iyi yönetim biçimleri üzerine önemli görüşler öne sürülmüştür. Tüm bu görüşlerin odaklandığı konular sosyolojinin alanına girse de ne ahlak ne de siyaset felsefesine sosyoloji denilebilir. Çünkü felsefe toplumsal düzenin ve insan davranışlarının nasıl olması gerektiği üzerine düşünceler üreten bir etkinliktir. 19. yüzyıla kadar toplumsal olaylara duyulan ilgi felsefi düzeyde kalmıştir. Toplumsal olay ve olgular üzerine düşünme, inceleme ve araştirmanın bir disipline dönüşebilmesi için Eski Yunan’dan sonra uzun bir zamanın geçmesi ve köklü dönüşümler yaşanması gerekmiştir. Birlikte yaşama deneyimi üzerine düşünmenin felsefi düşüncenin tekelinden çıkıp “sosyoloji” adı altında görece bağımsız bir bilim hâline gelebilmesi bir dizi tarihsel ve düşünsel gelişmelerin bir sonucudur. Yoksa hiçbir bilim, yalnızca birkaç düşünürün ilgi ve çabasının bir ürünü olamaz. Elbette bilimlerin ortaya çıkıp şekillenmesinde bilim insanlarının özel katkıları vardır fakat bilimlerin özellikle de sosyal bilimlerin ortaya çıkışında tarihsel koşulların ve toplumsal sorunların daha belirleyici bir rol oynadığı inkâr edilemez. Düşünürler de bu koşullar ve sorunlar üzerine kafa yorup karşılık verdiklerinde yeni bir bilimin mucidi olma hakkını kazanırlar. O hâlde sosyolojinin de tüm diğer bilimler gibi bir doğuş yeri, zamanı ve bilimler tarihinde özgün bir konum edinmesine katkıda bulunan düşünürleri vardır.

Sosyolojiyi ortaya çıkaran tarihsel arka plana kabaca bakıldığında Avrupa’da Rönesans ve Reform hareketleri ile birlikte köklü bir zihinsel, toplumsal ve siyasal dönüşümün ilk adımının atıldığını görüyoruz. Bu hareketlerin sonucu olarak Orta Çağ boyunca hüküm süren mezhep bütünlüğü ve görece siyasal birlik parçalanmış ve Avrupa, yüzyıllar boyunca sürecek olan ve bugün modernite diye adlandırdığımız yeni bir tarihsel döneme girmiştir.

İBN HALDUN

İbn Haldun, 1332’de Tunus’ta doğdu. Küçük yaştan itibaren ilim ile meşgul olan düşünür siyasi danışmanlık, yargıçlık ve medrese hocalığı gibi çeşitli görevlerde bulundu. İslam dünyasında toplumla en çok ilgilenen düşünür İbn Haldun’dur. İbn Haldun’un en önemli eseri Kitabü’l İber isimli tarih çalışmasıdır. Ancak İbn Haldun’un bu esere yazdığı ön söz eserin kendisinden daha çok tanınmış ve Mukaddime adıyla ünlenmiştir. Yirminci yüzyıl ortalarından itibaren önsözü olduğu eserden bağımsız bir kitap olarak yayımlanmaya başlayan Mukaddime İbn Haldun’un yaşadığı dönemle ilgili sosyolojik analizlerini içerir. İbn Haldun, Mukaddi- me’de bir dönem büyük bir güç ve etkiye sahip Kuzey Afrika toplumlarının gerileme nedenlerini belirlemeye çalışmıştır. Bu amaçla değişimi toplumsal, ekonomik, coğrafî ve dinî yönleriyle geniş bir perspektifle ele almıştır. Toplum-devlet ayrımı ilk kez onun tarafindan yapılmıştır. Ona göre toplumlar da biyolojik varlıklar gibi doğar, gelişir ve ölürler. Toplumsal olayların ve bunların tarihsel süreçlerinin belli kanunları ve bu kanunların dile getirdiği neden-sonuç ilişkileri bulunduğunu ileri sürmüştür. Çağının çok ilerisinde düşüncelere sahip olan İbn Haldun, yeni bilim düşüncesinin müjdecisi ve modern metodolojinin öncüsü olarak da kabul edilir. İbn Haldun 1406’da Kahire’de vefat etmiştir.

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.

Sosyoloji Ders Kitabı Meb Yayınları Sayfa 17 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
5
unlike
3
angry
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!