Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
Sosyoloji Ders Kitabı Meb Yayınları

Sosyoloji Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 186

Sosyoloji Ders Kitabı Sayfa 186 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

Sosyoloji Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 186

Teokrasi

Teokrasi en genel şekilde din adamları sınıfı tarafından dinsel kurallarla yönetilen toplumların yönetim biçimi olarak tanımlanabilir. Teokratik yönetim biçimlerinde din/tanrı siyasal iktidarın tek meşru kaynağıdır. Teokratik yönetim için belirleyici kriter hukukun dine göre düzenlenmesi, iktidarı elinde tutan kişi ya da grupların din adamı olması ve iktidarın meşruiyetinin tanrıya dayandırılmasıdır. İnsanlık tarihinde ilk toplumların çoğunun yönetim biçimi teokratiktir. Günümüzde ise teokratik yönetim biçimini temsil eden en iyi örnek Vatikan’dır.

Monarşi

Monarşilerde halkı yönetme ve kurallar koyma yetkisi bir kişinin elinde toplanmıştır. Bu kişiye toplumların tarihsel geçmişlerine, siyasal geleneklerine, ülkenin genişliğine, yönetenlerin din, soy ve kültür yapılarına göre kral, imparator, şah, padişah, hükümdar, hakan, han, emir, bey ve benzeri isimler verilmiştir. Monarşi ile yönetilen devletlerde siyasi egemenliğin kaynağı ve ve kullanılması başta bulunan monarkın (kral vb.) şahsi kararlarına bağlı olarak biçimlenir. Monark iktidar hakkını yönettiği halktan (tebaa) veya başka bir makamdan değil kan bağı, veraset, karizma vb. unsurlardan alır.

Monarşiler insanlık tarihinin bilinen en eski ve en fazla uygulanan, siyasal temsilin yaygınlaşmadığı dönemlerde egemen olan yönetim biçimleridir. Siyasal temsil düşüncesinin yaygınlaşmasıyla pek çok ülkede yerini demokrasilere terk etmiştir. Monarka tanınan egemenlik yetkisinin sınırlanmış ya da sınırlanmamış olması bakımından monarşiler, “mutlak” ve “meşruti” olarak ikiye ayrılmaktadır. Mutlak monarşilerde devlet egemenliğinin tek sahibi ve kaynağı hükümdarın kendisidir. Meşruti monarşilerde hükümdar, yetkilerinden bir kısmını öteki organ ve makamlara devrederek devlet yönetiminde tek kişi olma özelliğini yitirmiştir. Meşruti monarşilerin genellikle anayasayla belirlenen bir siyasal rejimleri vardır. Bu rejimin işleyişinde, hükümdarın yanında, en az onun kadar önemli olan başbakan, bakanlar kurulu, parlamento ve bağımsız yargı organları bulunur. Ne hükümdar ne de diğer devlet organları kendilerine anayasa ve kanunlarla verilmeyen yetkileri kullanabilirler.

Aristokrasi

Aristokrasiyle ilgili ilk bilgilerle Eski Yunan devlet felsefesinde karşılaşırız. Aristoteles’in yaptığı yönetim biçimleri tasnifine göre üç iyi yönetim biçiminden biridir. Aristokrasi siyasal bir kavram olarak sadece soylulardan oluşan bir zümrenin egemenliğine dayanan yönetim şeklinin adıdır. Aristokrasiler aslında zamanla güçlerini kaybeden monarşilerden doğmuştur. Kral ya da imparatorların yönetim zafiyeti yaşadığı monarşilerde asiller sınıfı bu zafiyetten faydalanarak iktidara ortak olmuşlardır. Monarşilerde olduğu gibi aristokrasilerde de kan bağı önemlidir. Asalet (soyluluk) babadan oğula veraset yoluyla intikal eder ve iktidar belli asalet kriterlerine göre kullanılır. Tarihsel akış içinde kültürel, toplumsal ve ekonomik nedenlerle asillerden olmayan halk tabakaları siyasi ve medeni haklar elde ettikçe aristokratik düşünceler de her geçen gün zayıflamıştır. Günümüz siyasal dünyasına daha ziyade demokratik fikirler hâkim olduğundan hiçbir devlette aristokratik bir yapı görülmez. Bu nedenle aristokrasi bugün siyasi bir mahiyet taşımaktan çok asaleti (soyluluğu) ifade eden toplumsal bir kavramdır.

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır. 

Sosyoloji Ders Kitabı Meb Yayınları Sayfa 186 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!