Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
11. Sınıf Meb Yayınları Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi Ders Kitabı Cevapları

Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 206

Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi Ders Kitabı Sayfa 206 Cevapları Meb Yayınları ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 206

Hunlarda olduğu gibi Kök Türklerde de eğlence, müzik ve festivaller önemli bir yere sahipti. Bu dönemde müzik biraz daha çeşitlenmiş, tuğ müziği, dinî müzik ve ozan müziği ön plana çıkmıştır. Kök Türklerde dinî müzik, Hunlarda olduğu gibi kamlar tarafından icra ediliyordu. Kamlar, Güneş ve Ay tutulmalarında kötü ruhları kovmak için davul çalarlardı. İlk Türklerde dinî törenler müziksiz yapılmazdı. Müzisyenlik, Kök Türklerde zamanla bir meslek hâline gelmeye başlamıştır. Ozanlar kahramanlık türkülerini yaylı (ıklığ) veya telli kopuz kullanarak bestelemiş ve söylemiştir. Türk hükümdarları yanlarında ozanlar bulundurur, bu ozanlar ordu içerisinde destanlardan parçalar okurlardı. Kök Türklerde, Hunlarda olduğu gibi yuğ/yoğ (ölü gömme) törenleri önemli bir yere sahipti. Bu törenlere ağıtçılar katılır, ağıtlar yakılırdı. Ağıt yakma geleneği günümüzde de devam etmektedir.

Uygurlarda Sanat
Uygur Türkleri yerleşik medeniyetin en önemli sanat örneklerini vermiştir. Uygurlar, Budizm ve Manihaizm dinleri ile tanıştıktan sonra, özellikle tapınak mimarisinde önemli gelişmeler göstermiştir. Tapınakların kenarlarına surlarla çevrili şehirler kuran Uygurlar, sıcak ve soğuktan korunmak için de mağara evler inşa etmiştir (Görsel 6.12). İslami kaynaklarda Uygurların on yedi şehrinden bahsedilmektedir. Ordu-balık, Turfan, Toyuk, Kara-Haço bu şehirlerden bazılarıdır.
Uygur şehirlerindeki pek çok saray, tapınak ve ev kerpiç kullanılarak yapılmış, Haço’daki saray kalıntısında ise taş malzemeler kullanılmıştır.
Uygur şehrine giden Arap elçi Tamim B. Mutavvi, Uygurlardan söz ederken; “Yolumuz mütemadiyen (sürekli olarak) kalabalık ve mamur kasabalar ile şehirlerden geçiyordu.” diye yazmıştır. Uygurlardaki Ordu-Balık şehri, on metre yüksekliğindeki surları, kale burçları, iç kale hendeği ve gözetleme kuleleriyle askerî savunma tekniği bakımından mükemmel bir sisteme sahipti.
Uygurlar mimaride tonoz, kubbe ve Türk üçgeni gibi yapılara yer vermişler, gökyüzünden ilham alarak kubbe tekniğini ilk önce çadırlarda ve kurganlarda, daha sonra da diğer mimari yapılarda kullanmışlardır.
Kubbe daha sonraları Türk İslam devletlerinde de kullanılmaya devam etmiştir.
Kök Türklerde olduğu gibi Uygurlarda da maden işletmeciliği oldukça gelişmiştir. Pek çok eşya altınla kaplanmış, kılıç ve kalkan gibi birçok silahın yapımında ustalık boyutuna ulaşılmıştır. Uygurlar, kendilerinden önceki dönemlerde yaşayan Türklerde olduğu gibi dokumacılık alanında çok ilerlemişlerdir. Zira Uygurlar dokumacılığı; desenleme, boyama ve iğne ile işleme olmak üzere üç ayrı biçimde yapmışlardır.
Çiçek süsleme çalışmaları genelde iğne işlemesi ile yapılırdı.
Uygurlardaki stilize çiçek üslubu, ilerleyen dönemlerde Osmanlı kumaş sanatını da etkilemiştir. Uygurlar ayrıca hayvan derilerinden kıyafetler ve at koşumları yapmış, birçok ihtiyaçları için işledikleri derileri kullanmışlardır.
Uygurlar resim sanatında da oldukça ilerlemiş, onların inançları ve yerleşik düzenleri sanat anlayışlarını da etkilemiştir. Süsleme sanatı ve resimlerinde bitki üslubu ön plana çıkmıştır.

  • Cevap: Bu sayfada herhangi bir soru bulunmamaktadır.

Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi Meb Yayınları Ders Kitabı Sayfa 206 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!