Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
11. Sınıf Meb Yayınları Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi Ders Kitabı Cevapları

Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 70

Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi Ders Kitabı Sayfa 70 Cevapları Meb Yayınları ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi Ders Kitabı Cevapları Meb Yayınları Sayfa 70

canlı ve cansız varlıkların birer ruh taşıdığına inanmışlar ve devlet reislerinin başkanlığında belirli günlerde dinî törenler yapmışlar (Görsel 2.8), bu törenlerde Gök Tanrı’ya ve atalarının ruhlarına kurbanlar adamışlardır. Türk toplumun- da dualar da önemli bir yere sahip olmuş, Türkler sabah kalktıklarında Güneş’i, akşam da Ay’ı selamlamışlar dır. 328 yılında Hun kağanı terk edilmiş bir şehri ele geçirdiği zaman, atmm üzerinde yüksek sesle Tanrı’ya şükretmiştir. Uygurlar ibadet ederken ülkelerinde bulunan en yüksek dağa çıkar, dua eder ve kurban keserlerdi.

İlk Türk toplumunda can ve ruh kavramı tin sözüyle ifade edilmiştir. Ölen kişi iyi biriyse uçmağ’a (cennet) gittiğine, kötü biriyse tamuğ’a (cehennem) gittiğine inanılırdı. Türklerde cenaze törenlerine yuğ denilirdi. Orhun Yazıtları’na bakıldığında, Türk toplum yapısının şu terimlerle ifade edildiği görülür. Oguş (aile), urug (aileler birliği), boy (kabile), bodun (boylar birliği) ve bodunlarm birleşmesiyle meydana gelen il (devlet). Kam davulu üzerindeki dinî tören çizimleri (Gorno Altay Müzesi-Altay Özerk Cumhuriyeti)

Oguş (Aile)
Aile, ilk Türk devletlerinde toplumun temel birimiydi. Akrabalık bağları esas alınarak kurulmuş bir yapı olan aile, toplumun temel çekirdeğini oluştururdu. İlk Türk devletlerinde aile, günümüzde olduğu gibi çekirdek aile tipindeydi. Anne, baba, çocuklar ve torunlardan oluşurdu. Aile; evlenmek, yeni bir ev kurmak anlamına da gelirdi. Evlenen büyük oğullar paylarına düşen hisselerini alır ve yeni bir ev kurarlardı. Baba evi ise küçük oğula kalırdı. Ölen kardeşlerin eşleri ve çocukları ortada kalmaz, diğer kardeşler onlara sahip çıkardı. Türkler, bu köklü aile yapısı sayesinde tarihte hak ettiği yeri almıştır.

Türklerde babaya ata, kang; anneye ana, ög diye hitap edilir, erkek çocuklara ogul, kız çocuklarına ise kız denilirdi. Türk ailesinin reisi olan baba, aile içinde yöneticilik ve koruyuculuk gibi görevleri üstlenmiştir. Türk halkı, koruyucu olduğu ve halkın refahını sağlamak amacıyla çalıştığı için devlet ile babayı özdeşleştirmiş, baba ile aynı görevleri üstlenen devlete de devlet baba demiştir. Çünkü baba, ailede hanımı ve çocukları için fedakârlık yapan, onlara kol kanat geren ve ailenin refahı için çalışan kişi demekti. Devlet, babalık sıfatıyla halkı için toy ve şölenler düzenler, onların karnını doyurup giydirir, aynı zamanda halkını bir baba gibi de korurdu.

Türk ailesinde babada toplanan otorite sevgi ve saygı çerçevesinde gelişmiştir. Ailenin geçimini sağlayan, erkek evladını evlendirip kız evladını gelin eden baba, erkek evladının yetişmesi ile rahata kavuşurdu. O dönemde söylenen; “Tay yetişirse at, oğul yetişirse baba dinlenir.” atasözü bunun göstergesidir. Öte yandan Kültigin Yazıtı’nda ad verme töreni ile ilgili şöyle bir metin yer almaktadır. “Kağan babam öldüğünde küçük kardeşim Kültigin yedi yaşındaydı… Umay Tanrıçası gibi olan Hatun annemin de onayıyla yetişkinlik döneminde ona yeni bir ad verildi.”
Türk aile yapısında babanın yanında anne de çok önemli bir yere sahipti ve kız ile erkek çocuklar arasında ayrım yapılmazdı. Ailenin her türlü faaliyetlerinde iş bölümüne gidilir; anne, ailede babadan hemen sonra gelirdi. Erkek evlatların yetişmesinde baba, kız evlatların yetişmesinde de anne ön plana çıkardı. Kadınlar sadece ev işleriyle uğraşmaz, ailenin bütün faaliyetlerine katılırlardı. Türklerde erkek çocuk, “Ocağı tüttürecek kişi” olarak görülürdü. Türk toplumunda ocağın tütmesi, ailenin soyunun devam edeceği anlamına gelirdi. Eski Türk inancına göre aile ocağı ataların mirası olarak kabul edildiği için aile ocağının korunmasına özel çaba sarf edilirdi. Günümüzde de hâlâ baba ocağı deyimi kullanılmaktadır. Türk atasözünde geçen ocak kelimesi, hem ev hem de aile anlamında kullanılmıştır.

  • Cevap: Bu sayfada herhangi bir soru bulunmamaktadır.

Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi Meb Yayınları Ders Kitabı Sayfa 70 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!