Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
Röportaj

Türkan Şoray röportaj

Türkan Şoray röportaj 2016 

Rol aldığı her filmin hayatımızda büyük izleri var. Aşkın, acının ve mutluluğun ne demek olduğunu ondan öğrendik. Gerek güzelliği, gerek oyunculuğuyla her zaman hayatımızda oldu. Sinemamızın Sultanı Türkân Şoray’dan; geçmişe, geleceğe ve bugünlere dair çarpıcı tespitler.

Nurhak Kaya: Yıllar geçse de güzelliğinizden, zerafetinizden hiçbir şey kaybetmiyorsunuz ve kalbimizdeki yeriniz, bizim için öneminiz hep aynı kalıyor, hatta günden güne büyüyor. Çünkü rol aldığınız filmlerin anlamı da bizim için günden güne artıyor. Sizce sizi ve filmlerinizi büyülü kılan şey ne? Neden dönüp dolaşıp filmlerinizi tekrar tekrar izliyoruz?

Türkân Şoray: Övgüleriniz ve iltifatlarınız için teşekkürler. Seviliyorsak ve çok şükür bu algı devam ediyorsa nedeni büyülü bir sanat olan sinemadır. Sinema toplumun aynasıdır, karanlık bir sinema salonunda izlediğiniz filmdeki kahramanla adeta özdeşleşirsiniz. Kendinizi o kahramanın yerine koyar; onunla ağlar, onunla güler, onunla âşık olur, onunla kızar, onunla mutlu olursunuz. Yeşilçam dönemindeki filmlerde yaratılan kahramanlar genellikle insani değerlere sahip, samimi ve içtendi. Kötüler de yardı ama hepsi mutlaka cezasını çekiyordu. Aşk ilişkileri masumdu, ölene kadardı, romantizm vardı.Yaşamak istediğimiz, özlediğimiz dünya bu. Bu nedenle de bu filmler şimdi daha çok seviliyor.

Nurhak Kaya: Sizin en sevdiğiniz, “Benim için yeri ayrıdır” dediğiniz filmleriniz hangileri?

Türkân Şoray: Kamera önünde bir karakteri canlandırırken ruhumu aktarırım, o karakterin çektiği acıyı çekerim, âşık olurum, nefret ederim, her filmimde bunları yaşadım.Yani rol aldığım 220 filmde de ben varım. Beni rol olarak etkileyen filmlerden birkaçını sayarsam;

Acı Hayat: Manikürcü kızın sınıf atlama hırsıyla aşkını kaybetmesi ve sonunda intihar etmesi… Sultan: Gecekondu mahallesinde yaşayan 4 çocuklu bir kadının yaşam mücadelesi vermesi.

Selvi Boylum Al Yazmalım: Asya’nın, deli gibi sevdiği, unutamadığı İlyas’tan vazgeçip, çocuğuna babalık ettiği ve kendisine dost elini uzattığı için başka birini tercih etmesi.

Vesikalı Yarim: Sabiha’nın, sevdiği adamın evli olduğunu öğrendiğinde kalbine taş basarak onu terk etmesi.

ÖMRÜM FİLM SETLERİNDE GEÇTİ

Nurhak Kaya: Yeşilçam’a aklınızda kalan, bizlerle paylaşmak istediğiniz hatıralarınız var mı?

Türkân Şoray: Ömrüm film setlerinde geçti. Gözlerimi kapatıp anılara daldığımda; setlerdeki dostluklar, paylaşma duygusu, birbirimize duyduğumuz güven… Sete gelen ekmeği birlikte yemek, tehlikeli sahnelerde tüm ekibin fedakârane çabaları, her sabah çekime başlamadan herkesin sevgiyle selamlaşmasını unutamıyorum…

KİŞİSEL MUTLULUKLARIMIZ ANLIK AVUNTULARIN ÖTESİNE GEÇEMEDİ

Nurhak Kaya: 2016 yılı sizin içki nasıl geçti? Bilhassa dikkatinizi çeken, hafızanızda yer eden en önemi olaylar neler?

Türkân Şoray: 2016’da da ne yazık ki yine her gün bir kadınımız öidü. Bazen tek yetmedi birkaç kadının eşi ya da sevgilisi tarafından öldürüldüğüne tanık olduk. Her gün gazetelerde ve haberlerde şehitlerimizin, gençlerimizin ölüm haberlerini gördük.Yasımız, acımız çoğaldı. Ülkemizdeki ve tüm dünyadaki terör olayları, şehrin kalbindeki patlamalarda verilen kayıplar, bu olayların ekonomiye yansımaları korkunçtu. Kişisel mutluluklarımız, anlık avuntuların ötesine geçemedi. Diliyorum ve umuyorum 2017de bunların hepsi geçer, özlediğimiz barış ortamını yakalar ve ekonomik olarak da yüzlerimizin güldüğü bir döneme geçiş yaparız.

DÜNYAYI KURTARMAK İYİLİKTEN, SEVGİDEN VE BARIŞTAN GEÇİYOR

Nurhak Kaya: İnsanlığın genel durumunu yorumlayacak olursanız neler söylemek istersiniz? Sizce dünya nereye gidiyor?

Türkân Şoray: Ben her şeye, bütün bu olumsuz gidişata, sevgisizliğin neden olduğunu düşünüyorum. Her şeyin daha güzel olması; sevmeyi, paylaşmayı, genel çıkarları ve ülke çıkarlarını her şeyden üstün tutmaktan ve demokrat olabilmeyi başarmaktan geçiyor. Benim bildiğim ve inandığım bir deyim vardır: “Sevgi, verdikçe çoğalan tek hazinedir.” İşte ben, sevgiyle, bu hazîneyi koskocaman bir kartopu haline getirebiliriz diye düşünüyorum… Sevgiye, saygıya, ahlaki değerlere ve kuvvetler ayrılığına duyulan inançla, daha iyi insan olmak için çabalarsak, dünya da daha iyi bir yere gider. Bunun için elbette sivil toplum kuruluşlarına büyük işler düşüyor. Annelere, babalara, eğitimcilere, yöneticilere, politikacılara bir de… Aslında daha iyi bir dünya için hepimize iş düşüyor. Dünyayı kurtarmak iyilikten, sevgiden ve barıştan geçiyor.

Nurhak Kaya: Ülkemizin durumunu nasıl görüyorsunuz?

Türkân Şoray: Ülkemi her şeyden çok seviyorum. Cumhuriyet’e, Atatürk’e ve gençlerimize çok güveniyorum. Gelecekle ilgili karamsar değilim. El ele verdikçe, inançlarımızı hatırladıkça, amaçlarımızı çoğalttıkça çok daha iyi günler göreceğimize inanıyorum.

İNSANLARI ÇOK SEVİYORUM

Nurhak Kaya: Türkân Şoray’ın nasıl bir hayatı var? Sıradan bir gününüz nasıl geçiyor?

Türkân Şoray: Huzur çok önemli benim için. Evimde mutluyum; kızımla yaşamaktan, onunla günleri paylaşmaktan mutluyum. Sabah uyanınca kendimi bahçede bulurum.Yeşillik beni mutlu eder. Çayın, kızarmış ekmeğin kokusunu, kahvaltıyı çok severim. Her sabah 11 gazete okurum, gündemi takip ederim. Sevgili iki kız kardeşim Nazan ve Figen hep hayatımdadır. Fazla sokağa çıkmam, fazla alışverişe çıkmam. Özel davetler, imza günleri, festivaller dışında arada özel dostlarımla bir arada olurum. Resim yaparım, birkaç kitabı bir arada okurum.

Nurhak Kaya: Kendinize dışandan baktığınız zaman neler görüyorsunuz?

Türkân Şoray: Fazla sevecenim, insanları çok seviyorum, insana dokunmayı seviyorum, insanları mutlu etmeyi seviyorum.

AŞK, YAŞAYANIN DÜNYASIYLA İLGİLİDİR

Nurhak Kaya: Biz aşkın tanımını, ne demek olduğunu, sizden ve filmlerinizden öğrendik. Bugünün aşklan ile geçmişte yaşanan aşklar arasında ne gibi farklılıklar görüyorsunuz?

Türkân Şoray: Ben de aşkı filmlerimden öğrendim. Filmlerde oynadığım rollerde aşkı yürekten hissederek oynadığım için aşkın nasıl güçlü bir duygu olduğunu yaşadım.Yıllar önce aşk, hemen kavuşmak , imkansız olduğu için uzun sürerdi. Heyecanla mektup, telefon beklenir, aşka sadık kalınırdı. Bugünkü aşklar maalesef çabuk tüketiliyor. Ama istisnalar da var tabii. Evet mutlu aşk yoktur, aşk maalesef acı çekmektir. Aşkla ilgili daha farklı bir bakış açısı daha var kafamda… Mutlu aşk imkansız olmayabilir. Ama böyle bir algı var. Bizim zamanımızın aşklarıyla günümüzün aşkları arasında teknolojik farklılıklar var. Ama aşk aşktır.Ve yaşayanın dünyasıyla ilgilidir. Pencereden baktığınızda ben sadece kuşu görebilirim mesela. Siz o kuşun konduğu dalı da görürsünüz. Bir başkası dalın üstündeki yağmur tanesini görebilir. Yani suçlu olan aşk değil, aşk daima masum.

GÜNÜMÜZÜN SINIRSIZ OLANAKLARI GÖZ KAMAŞTIRIYOR

Nurhak Kaya: Alışveriş merkezleri, güvenlikli rezidanslar, teknolojik gelişmeler… Birçoğumuzun şikayet ettiği ama ister istemez hayatımızın büyük bir bölümünü kaplayan tüm bu yenilikler sizin hayatınızı nasıl etkiliyor?

Türkân Şoray: Ben rezidanslann ve alışveriş merkezlerinin içinde olmayı çok tercih etmiyorum. Onun yerine açık alanda, bahçede, deniz kenarında olmayı seçiyorum. Ama günümüz gençleri böyle bir ortamın içine doğduktan için kendilerini oralarda iyi hissediyorlar. Bir şey diyemem.Teknolojik gelişmelere kendi sektörüm açısından baktığımda, biz harcanan her milimetrik filmi düşünürken, dublajla ilgili problemler yaşarken, günümüzün sınırsız olanaktan göz kamaştırıyor elbette. Bu da ne mudu ki olumlu dönüşlere neden oluyor. Filmlerimiz, dizilerimiz dünyada her geçen gün daha fazla önem kazanıyor… Bu da bir sinema emekçisi olarak beni gururlandırıyor.

ANNE OLMAYI HER ŞEYDEN ÇOK SEVİYORUM

Nurhak Kaya: Aynı zamanda bir anne olan Türkân Şoray, sanat ile annelik arasındaki gerilimde neler yaşadı?

Türkân Şoray: Hep düşündüm “Anne Türkân mıyım, yoksa Türkân Şoray mıyım?” diye. Bazen biri, bazen öteki ağır bastı.Tann’nın bana iki büyük hediyesi; kızım ve sinema. Düşündüğümde, ikisi için de bir diğerini ihmal etmediğimi biliyorum, o yüzden içim rahat Yağmur’u çok küçükken yalnız bırakmak istemedim, dünyaya geldikten sonra, üçüncü ayında film çevirmek zorundayken aklım hep kızımdaydı. Bana ihtiyacı olduğunu düşündüğüm zamanlarda olumsuz yanıt verdiğim film teklifleri oldu… Ama sinemaya ciddi bir ara verdiğimi söyleyemem Yağmur için. Ya da Yağmur için sinemayla arama mesafe koydum diyemem. Sadece 2 yıllık bir ara oldu.

Ne mutlu bana; şimdi sinemayı çok seven, bu dünyanın içinde olan bir kızım var. Ama galiba önce anneyim, anne olmayı her şeyden çok seviyorum. Sinemacı kimliğim ise annelikten sonra geliyor…

HAYATI ISKALADIĞIMI DÜŞÜNMÜYORUM

Nurhak Kaya: Çalışırken hayatı ıskaladığınızı düşünüyor musunuz?

Türkân Şoray: Film setlerinde o kadar mutluydum kİ başka türlü bir hayata özenmedim. Tatillere gidemedim, hep çalıştım. Ama geriye dönüp baktığımda: “iyi kİ böyle yaşamışım.” diyorum. 200’den fazla kadın karakteri canlandırdım. 200’den fazla hayat yaşamışım gibi hissettim… Bu büyük bir armağan bence, yüzlerce tatile bedel.’feni benim “iyi ki’lerim “keşke” terimden buda. Bu yüzden hayatı ıskaladığımı düşünmüyorum.

Nurhak Kaya: Çağımızın vazgeçilmezi sosyal medya ile aranız nasıl?

Türkân Şoray: Yıllar sonra nihayet benim de bir instagram hesabım var; sosyal medyaya orasından bulaştım. Oradan sevdiklerimle ve sevenlerimle hayatı paylaşıyorum.

YAŞAM EN GÜZEL HEDİYEDİR

Nurhak Kaya: Sizce sizi örnek alan gençler nasıl bir hayatın peşinden gitmeli, hayatın anlamını nerelerde aramaklar?

Türkân Şoray: Gençlere ne söyleyebilirim ki… Ne söylesek, onların akıllarında ne varsa, ne yaşamak istiyorlarsa onun peşinden koşacaklar. Ben de zaten hedefiniz ve hayaliniz olsun diyorum. Bu hayalin peşinden koşsunlar. Hayata ve zorluklara dirensinler. Hemen pes etmesinler. Sevgiyi, saygıyı, paylaşmayı hiç unutmasınlar ve iyi eğitim almak için tüm olanakları zorlasınlar. Dünya vatandaşı olmak içki çaba harcasınlar.Vfe ne iş yapıyorlarsa o işte gösterebilecekleri en yüksek performans için emek versinler. En iyi olmak zorunda değil herkes elbette, ama elinden gelenin en iyisini yapmak büyük bir yürekliliktir. İleride pişmanlık duymamaktır. Ama en önemlisi asla ve asla yaşamı ertelemesinler. Çünkü yaşam en güzel hediyedir…

Türkan Şoray’ın son röportajı

Nurhak Kaya: Günümüz sineması hakkında neler söylemek İstersiniz?

Türkân Şoray: Günümüz yönetmenleri özgün filmler çekiyor. Sansür derdi yok. Gelişmiş teknolojiden yararlanıyorlar. Finans sorunu yok. Rahatlıkla kişisel filmlerini çekiyorlar.Yeşilçam Sineması’ndan aldıkları mirası devam ettiriyorlar. Sinema eğitimi de almışlar. Dolayısıyla, günümüz yönetmenleri çok donanımlı ve dünya çapında. Sinema adına gurur duyacağımız yönetmenlerimiz Var… Günümüz oyuncuları da oldukça şanslı. Sinema eğitimi görmüşler. Hepsini çok yetenekli buluyorum. Hak ettiği değeri görmeyen var mı bilmem, illa kİ vardır ama hayatın bir başka gerçeği de bu değil mi?

Bu röportaj “OT” dergisinde alınmıştır. 

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!