Bir Ok Attım Kebap Oldu Deyiminin Anlamı ve Hikayesi
Bir Ok Attım Kebap Oldu Deyiminin Hikayesi ve Anlamı Kısaca
Eski devirlerde , bir sadrazamın bir oğlu varmış. Bu oğlancık, lala adı verilen bakıcılar elinde büyümüş. Saraydan köşkten pek dışarıya çıkmamış. Son derece disiplinli bir hayatı varmış. Lalası peşinden hiç ayrılmaz, kendisine edeb erkan, ilim, bilim vs., öğretirmiş. Ancak gelin görün ki, oğlancık bir hayli saf imiş.
Yaşı yirmiyi bulunca kendisine bir miktar serbesti; j/et verilmiş. Arada bir yalnız gezer dolaşır, babasının meclislerini kapı aralıklarından izlermiş. Tabii lalası “Aman bir münasebetsizlik etmeye!” diye oğlancığızın peşini bırakmazmış.
Bir gün, babasını ziyarete gelen hatırlı misafirler, köşkün selâmlığında beklerlerken, küçük bey içeriye dalmış. Lala arkasından koştuysa da yetişememiş. Misafirler avdan avcılıktan konuşuyorlarmış.
Oğlancık, durmuş durmuş:
“Bir ok attım kebab oldu!” diye sohbete ortasından dalmış.
Misafirler birbirlerinin yüzlerine garip garip bakmaya başlamışlar. Bu tuhaf lâkırdı ne anlama geliyor kimse çıkaramamış.
Birisi, “Nasıl yani küçük bey?” diye sormaya fırsat bulamadan lala atmış kendini ortaya:
“Efendim! Küçük beyimiz, ‘Bir ok attım kebap oldu!’ buyurdular.
Hadise basittir.-
Beraber ava gitmiştik. Beyimizin, önüne bir tavşan çıktı. Oklarıyla nişan aldı, attılar. Ok, tavşanı delerek bir taşa isabet etti. Taştan bir kıvılcım çıktı. Otlar alev aldı. Tavşan yandı kebap oldu. Biz de tavşanı afiyetle yedik. Hadise budur.. Bunda anlaşılmayacak bir şey var mı acaba?”
Bu acil yardım, küçük beyin pek hoşuna gitmiş. Nasıl olsa zırvalarım tevil edecek lalası var ya, bir müddet sonra bir lâf daha etmiş:
“Bir ok attım, aşure oldu!
Lala bu sefer fena afallamış:
“İşte şimdi hallettin! İnsaf be efendi! Ben dağ başın
da tencereyi nereden bulayım? Şekeri nerden bulayım? Buğdayı nerden bulayım? Kuru inciri, fındığı, fıstığı., bilmem hangi nimeti nereden bulayım da sana aşure edeyim” demiş.
- ••
Bu deyim, “sonunu hiç düşünmeden yapılan bir iş ya da söylenen bir söz için” kullanılır.