Bu Handan Hoyratının Türküsü Hikayesi Sözleri Notaları
Bu Handan Hoyratının Türküsü Hikayesi Sözleri Notaları
Bu Handan Hoyratının Türküsü Hikayesi
Yöresi: Şanlıurfa
Kaza ile vurulan bir gencin babasının feryadının öyküsüdür.Eskiden Urfa’daki ağaların yanında “ağa gavuru” denen, ağaya kul ve kölelik eden birileri bulunurmuş.Yaklaşık bir asır evvel Hacı Fazıl Efendi denen ağa, bir gün yanındaki gavuruna çok kıymeti bir ipekli aba giydirmiş ve “git Köroğlu Kahvesi’nin önünden geç, orada Kör Bakır ağa oturuyor, görsün bakalım onun gavurunun böyle bir abası var mı yok mu?” demiş.Ağa gavuru Köroğlu Kahvesi’ne gelir ve kahvenin önünde oturan Bakır Ağa’mn önünden iki üç defa geçer. Bakır Ağa ipekli aba giymiş adamı görünce etrafındakilere “yahu bu kimin gavuru” diye sorar. Hacı Fazıl Efendinin Gavuru olduğunu söylerler. Bunun üzerine adamlarına “onun abasını soyun alın, bu ancak benim gavuruma yakışır” der. Abasını soyarlar ve köleyi ağasına gönderiler.Hacı Fazü Efendi, kölesinin abasız döndüğünü görünce çok kızar. İki taraf arasında büyük bir mukatele (kavga) olur. Çulcu Pazarı’nda, Kürkçü Pazarı’nda, Koyun Pazarı’nda ve Köroğlu Kahvesi civarında metrisler (siper) kurulur. Gavurun abası yüzünden çıkan çatışmalarda 50 kişi ölür.Bu olaylarda, zavallı birinin, köşkerlik (yemenicilik) yapan genç oğlu da ara yerde vurulur ve bir hanın önünde can verir.Babası gelip oğlunu kanlar içinde görür ve o anda bu hoyratı söyler.
Bu Handan Hoyratının Türküsü Sözleri
Bu handan
Kervan işler bu handan (yeri kibar yeri yeti, yeti zalim yeti yeri yeri yeti)
Kes zülfün haraç eyle
(Yallah) Beni kurtar bu kandan
(Yaradan yeri yeri, bemal yeri yeri yeri)
Ağalar elinden nere gidim ben
Zalimin elinden nasıl edim ben
Yeter ağlatma beni