Fırat Kenarında Yüzen Kayıklar (II. Varyant) Türküsünün Hikayesi Sözleri Notaları

Fırat Kenarında Yüzen Kayıklar (II. Varyant) Türküsünün Hikayesi Sözleri Notaları

Fırat Kenarında Yüzen Kayıklar (II. Varyant) Türküsünün Hikayesi

Bu öykü Kuzey’den doğru kıvrıla kıvrıla Güney’e, Doğu ve Güney ovaları topraklarına hayat ve bereket veren boz bulanık akan Fırat Nehri ile kaderlerini birleştiren Anadolu insanlarının öyküsüdür. Öykünün ortamı şöyle başlar. Fırat Nehri, Elazığ ve Malatya illerini birbirinden ayıran tabii bir sınırdır. Elazığ ve Malatya ovalarında Fırat kıvrıla kıvrıla akarken insanların kaderini de etkiler: çünkü bu nehrin kıyısında küçük köyler ve insan topluluklarının yerleşim yerleri vardır. Fırat bu insanların kaderidir; suyudur, ekmeğidir; hayatıdır. Bahçeler onunla sulanır. Aşlar (Yemek) onun suyuyla pişer. Esvaplar (Çamaşır) onunla yunulur. Hayat, Fırat’a Güneş’in doğuşuyla başlar; ve yine Fırat’ta batışıyla uykuya dalar. Fırat bu ovalardan geçerken kıyısındaki küçük çapta ağaçlar, çiçekler ve yaban gülleri açar. Tek yapraklı sarı, beyaz, pembe bu çalı gülleri çevreye de güzel kokulan ve görünümleriyle de renk verir. Fırat nehri bu güzelliğe boz bulanık suyuyla hayat vererek akar gider…. İnsanlar küçük kayıklarla Fırat’ın bir kıyısını öbür yakasına bağlarken bu kayıkla yük taşır, hayvan taşır, gülen ve ağlayan kaderine boyun eğmiş insanlar taşır. “Fırat Kenarında Yüzen Kayıklar” Türküsünün Öyküsü de bu çevrede başlar. Küçük şirin köylerin birinde bir ailenin yüksek tahsil yapan oğlu vardır. Oğlanın ailesi yine köyün en güzel kızına örf ve anane gereği kızı oğullarına ister ve oğlandan habersiz nişan takılır. Genç, köye döndüğünde nişanlısı görür, fakat küçük yörelerin dedikodusu da başlamış (Göya oğlan kızı görmüş ve sevmiş diye). Genç, güzel kızı beğenmez ve sevmediğini söyler. Bu yeni dedikodular da güzel kızın kulağına gider. Bu dedikodulara dayanamayan kız kendini Fırat nehrine atarak intihar eder. Köyde intihar duyulunca tüm köylüler, yaşlı genç ve çocuklar Fırat kıyısında kızın cesedini aramaya çıkarlar günlerce… Fakat, Fırat kurbanını tekrar vermemekte kararlıdır, tüm aramalara rağmen, genç kızın cesedi bulunamaz. Pişmanlık içinde olan genç ve yöre halkı, olayı ölümsüzleştirmek için bu türküyü yaratırlar.