Hır Söylemez Deyiminin Anlamı, Hikayesi, Öyküsü, Açıklaması Kısaca
Hır Söylemez Deyiminin Anlamı, Hikayesi, Öyküsü, Açıklaması Kısaca
Osmanlı Devleti’nin bir kaç cephede savaş ettiği günlerdi. Anadolu’nun tüm köy ve kasabalarından nice delikanlılar, farklı farklı cephelere gönderilmişti. Pek çoğu, gönderildikleri cephede harp bitince memleketlerine dönemez, başka cephelere tayin edilirlerdi. Böyle böyle, yıllarca evinden, sevdiklerinden ayrı kalanlar olurdu.
İşte o yıllarda, Kastamonulu bir Mehmetçik de, Balkan cephesine gönderilmişti. Orada harp sona erince bir başka cepheye gitmiş.. Oradan da bir başkasına..
Arap çöllerinde dokuz sene esirlik çekmiş. Nihayet, savaşlar bitince memleketine geri dönebilme imkânına erişmiş. Büyük bir kâfile ile birlikte, trenle Haydarpaşa Garı’na gelen Mehmet, kendilerini karşılayan hasretli kalabalığın arasında, köyünden kasabasından bir tanıdık ararken, bir bakmış ki, Memiş Dayı gelmiş ve hemşehrilerini etrafında topluyor.
Mehmet düşünmüş:
“Bu Memiş Dayı’ya biz ‘Hır söylemez’ derdik. Şimdi yanma koşup; eşi dostu, anamı, babamı sorsam, kim- bilir bana ne fena haberler söyleyecek. İyisi mi, buna hiç görünmeden köyüme gideyim.”
Mehmet böyle söylene söylene kendini trene atmak üzereymiş ki, Memiş Dayı’nın sesi ensesinde patlamış: “Ula Mehmeeeed! Gel hele gel!”
“Eyvah!” demiş Mehmet. “Yakalandık işte.” Mehmet, trenin basamaklarına attığı ayağını geri çekip, Memiş Dayı’ya doğru davranmış. Memiş Dayı’da, kollarını açıp, Mehmet’e doğru koşmuş.
Mehmet’i kucaklayıp sıkı sıkı bağrına basan Memiş Dayı:
“Mehmet’im başın sağ olsun!” demesin mi!? Mehmet’i telaşın ateşi sarmış bir anda. Titrek ve ağlamaklı bir ses ile:
“Hayrola Memiş Dayın!” demiş.
“Baban vefat etti oğul.”
Oracığa çöküveren Mehmet, gözlerinden boşalan yaşlarla Dayı’nın yüzüne bakıp:
“Ne vakit?” diye sormuş.
“Geçen kış evladım” demiş Memiş Dayı. “Ananın vefatından bir ay sonra.”
Zavallı Mehmet, babasından sonra annesinin de vefat ettiği haberini alınca, hepten çökmüş.
“Dayı sen ne diyon. Anam da mı vefat etti?”
“He ya!” demiş Memiş Dayı. “Eviniz yandıktan sonra, çok yaşamadı fukara..”
“Vay başım!” diye inilemiş Mehmet.
“Anam babam vefat etti, bir de evimiz mi yandı?” “He ya!” demiş Memiş Dayı.
“Anacığın yaşlı bir kadındı. Üstelik biraz hastacaydı. Senin hanım çoluk çocuğu alıp evi terk edince, rahmetli babanla bir başına kaldı ya! Ocağı yakayım derken, evi yaktı.”
Zavallı Mehmet, kendini tren raylarının altına ata- yazmış.
“Memiş Dayı! Sen ne söylüyon. Babam öldü, anam öldü, evimiz yandı, hanım çoluk çocuk ile evi terk etti..” desene ocağımız söndü!”
Memiş Dayı, üzgün ve ağlak, cevap vermiş: “Evladım öyle de, sana birden söylemeyeyim dediydim…”
**************
Hır söylemez, “hayır söylemez” anlamındadır. Kendisine hep kötü haberler vermek düşen kimseler için söylenir.