Kadının Fendi, Erkeği Yendi Deyiminin Anlamı ve Hikayesi
Kadının Fendi, Erkeği Yendi Deyiminin Hikayesi ve Anlamı Kısaca
Anadolu zenginlerinden biri, ara sıra İstanbul’a gider, mal alır gelirmiş. Bu gidişlerden birinde güzel bir kadınla tanışmış, evlenmiş. Bundan sonra İstanbul’a gidişleri pek bi sıklaşmış; üstelik bir gitti mi, uzun zaman dönmezmiş. Bu hâl memleketteki hanımcığının yüreğine kor ateşler düşürmüş; kuşkulanmış, huylanmış.. Uzun uzadıya araştırdıktan sonra kocasının İstanbul’da da evlenmiş olduğunu öğrenmiş. Hiç ses etmemiş. Bir hile, bir oyun tertip etmiş.
Bir gün, İstanbul’daki kadının anasının ağzından bir mektup yazdırıp başkasının eliyle postaya verdinmiş. Mektupta, “Eşiniz öldü acele geliniz” yazılıymış.
Adamcağız, mektubu alır almaz, hemen yol hazırlıklarına başlamış.
Karisi:
“Ben senden şüpheleniyorum. Sen orada evlenmişsin. Gitmeden önce üç talak üzerine oradaki karını boşadığına yemin et. Yoksa çoluk çocuk peşine takılıp biz de geleceğiz. Ya da gitmeyeceksin” demiş. Adam, kendisine kalacak mirası düşünür ve illâ gitmek istermiş. Ama madem karım öldü boşasam da bir şey farketmez deyip, şahitlerin huzurunda karısını boşadığına dair büyük yemin etmiş. O zaman kadın kendisine bir oyun tertip ettiğini anlatmış. Adamcağız ne yapsın oturmuş kalmış, “Kadının fendi, erkeği yendi” demiş.
************
Bu deyim, kadınların bazen ince zeka ürünü oyunlarla erkekleri faka bastırdıklarını anlatmak için kullanılır.