Kuyruk Acısı Deyiminin Açıklaması, Hikayesi, Anlamı Kısaca
Kuyruk Acısı Deyiminin Açıklaması, Hikayesi, Anlamı Kısaca
Anlamı:
Daha önceki kötülükten dolayı duyulan hınç.
Hikayesi:
Çobanın biri dağda sürüsünü otlatırken büyük bir yılanla dost olmuş. Yılan her gün çobanın yolunu gözlermiş. Ne vakit çoban sürüsünü yayıp kavalını çalmaya başlarsa yılan da hemen deliğinden çıkar, çobanın yanına uzanır kavalı dinlermiş. Kaval bitince çoban da ona koyunlarının sütünden ikram edermiş. Böylece yıllar geçip gitmiş. Çobanla yılanın dostluğu hep devam etmiş.
Bir gün çoban çok hastalanmış. Koyunlarmı otlatmaya büyük oğlunu göndermiş. Çobanın oğlu her zamanki yere koyunları götürüp kavalı çalmaya başlayınca yılan da deliğinden çıkıp yanma gelmiş. Çocuk karşısında koskoca yılanı görünce korkuyla eline geçen kocaman bir taşı yılana fırlatmış, yılanın kuyruğunu koparmış. Yılan da can havliyle çocuğa sokulup oracıkta zehirleyip öldürmüş.
Akşam sürüsü geri dönmeyince çoban zar zor yataktan kalkarak sürünün olduğu tepeye çıkmış. Orada oğlunun ölüsünü bulunca çok ağlamış. Yılan, deliğinden çıkıp özür dilemiş. Çobana kopan kuyruğunu göstermiş. Aslında kendi suçu olmadığını, oğlunun ona saldırdığını söylemiş. Çobandan kendisini affetmesini dilemiş. “Gel biz yine eskisi gibi dost kalalım” demiş. Çobansa “Bugüne kadar seninle çok iyi dosttuk, ama sende bu kuyruk acısı, bende bu evlat acısı oldukça bir daha bir araya gelemeyiz” diye cevap vermiş.
**************
İşte böyle, arada daha önceki bir olaya dayanan bir husumet bulunan, kin beslenen durumlar için kullanılır bu deyim.