Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
10. Sınıf Felsefe Kavram Öğretimi Kitabı

10. Sınıf Felsefe Kavram Öğretimi Kitabı Cevapları Sayfa 22

“10. Sınıf Felsefe Kavram Öğretimi Kitabı Cevapları Sayfa 22” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

10. Sınıf Felsefe Kavram Öğretimi Kitabı Cevapları Sayfa 22

HİKÂYEYLE FELSEFE: ÖZGE’NİN RÜYASI – II

Yönerge: Aşağıdaki hikâyeyi okuyunuz. Soruları cevaplayınız.

HİKÂYEYLE FELSEFE: ÖZGE’NİN RÜYASI – II

Günler boyu Felsefe’yi rüyasında yeniden görmenin umuduyla başını yastığa koyan Özge, her yeni güne hayal kırıklığıyla uyandı. Uyandığında hatırlayamadığı, her biri birbirinden karışık ve manasız olan sayısız rüya görmesine rağmen Felsefe ile tek bir kez olsun karşılaşmadı. Rüyalarına giremediği her yeni güne büyük üzüntüyle başlıyor; zihnini kurcalayan sorularla nasıl başa çıkacağını, ruhunu nasıl dinginleştireceğini bilemiyor; fırtınalı bir havada, dalgalı bir denizde yönünü ve pusulasını kaybetmiş bir gemi gibi savrulup duruyordu sanki. Sorular ve düşünceler iç içe geçiyor, zihninde bir kaosa dönüşüyordu. Bir gece uyumadan önce Felsefe ile konuşmalarını zihninde yeniden yorumladığında Felsefe’nin “yola düşmek ve aramak” dediği bu olsa gerek dedi. “Yola düşmeden, düşünüp sorgulamadan aradığın cevabı bulmanın imkânı yok!” diye düşünüp umutsuzca uykuya daldı.

Günlerce Felsefe’yi görme umuduyla daldığı nice uykulardan sonra onu aynı nehrin kıyısında otururken buldu. Felsefe ile göz göze geldiğinde tarifsiz bir sevinç yaşadı. “Gel bakalım, ben de seni bekliyordum.” dedi Felsefe. Özge, hayretle açılmış gözleriyle bakarak “Nasıl yani? Geleceğimi biliyor muydunuz?” diye sorunca “Bilmiyordum, umut ediyordum yalnızca. Beklemek, umut etmektir.” dedi Felsefe. Bunun üzerine Özge, günlerdir tüm yaşadıklarını Felsefe’ye anlattı. Felsefe, “Düşünce, özellikle felsefi düşünce, zor ve çetin bir yolculuktur.” dedi ve Özge’ye yaklaşarak gözlerini onun soru yumağına dönen gözlerine dikti. “Simurg’un hikâyesini bilir misin?” diye sordu. “Simurg mu? Hayır, bilmiyorum.” dedi Özge. “O hâlde bu senin için bir ödev olsun.” deyip Özge’nin Simurg’u merak eden bakışları altında, “Pekâlâ, şimdi merak ettiğin soruları sorabilirsin.” dedi Felsefe. Bunun üzerine Özge, Felsefe’nin başında duran ve üzerinde birçok göz sureti bulunan tacı ve kıyafetlerinde bulunan sayısız renklerin manasını sordu. “Başımdaki taç benim ilhamımdır. Felsefi düşünce tacıdır, adı. Etrafında bulunan 11 göz; maddi ve manevi varlık sahasını keşfim, kendimi bilmem, varlığın hikmetini kavramam, hakikati arayıp bulmam ve evreni anlamaya çalışmak için bana görü sağlayan gözlerimdir. Bunlar; sorgulama, merak etme, şüphe duyma, hayret etme, yığılımlı ilerleme, eleştirel olma, refleksif olma, rasyonel olma, sistemli olma, tutarlı olma ve evrensel olma gözleridir. Bunlar beni var eden yapı taşlarımdır. Herhangi biri körleştiğinde benim görüm zayıflar, bakış açım daralır, muhakeme gücüm körelir. Tıpkı siz insanlar gibi. Tek bir uzvunuzu kaybettiğinizde eksik kalırsınız, normal yaşantınız sekteye uğrar. Onun için felsefi düşünce de bu gözlere varlığını borçludur. Felsefi düşüncenin ne olduğunun yanıtı bunlarda gizlidir. Dilersen tek tek bu kavramların ne anlama geldiğini açıklayayım sana.” dedi. “Çok sevinirim.” dedi Özge sorgulayan gözler ve merak dolu bakışlarla.
Sorgulama gözünün en önemli özelliği soru sormaktır. Bir amaca yönelik sorular sorarak anlamaya ve gerçeğe ulaşmaya çalışan bir gözdür. Örneğin ‘iyi’, ‘güzel’, ‘varlık’, ‘bilgi’ diye ortaya konulan bir şeye yöneldiğinde hemen ‘İyi nedir?’, ‘Güzel nedir?’, ‘Varlık nedir?’, ‘Bilgi nedir?’ diye anlamaya çalışır. Bunun için benim izimden giden ve çok sevdiğim filozoflardan birisi olan Sokrates, ‘Sorgulanmayan bir hayat, yaşanmaya değer bir hayat değildir.’ der.

Özge bu sözü “Yani hayatın anlamı ve değeri onun sorgulanmasıyla başlar, demek istiyor. Öyle mi?” diye yorumlayınca Felsefe “Aynen öyle, çok doğru söyledin, dilersen bu söylediğini bir kıssa ile özetleyelim.” dedi. Özge’nin meraklı bakışları altında “Kadim bir Yunan anlatısında Dimitri ile öğrencisi Tasso arasında şöyle bir diyalog geçer.” diyerek sözüne devam etti.

“Dimitri: Dünya’yı Atlas taşıyorsa, Atlas’ı ne taşıyor?
Tasso: Kaplumbağa.
Dimitri: İyi de kaplumbağa neyin üstünde duruyor peki?
Tasso: Bir diğer kaplumbağanın.
Dimitri: Peki, o kaplumbağa neyin üstünde?
Tasso: Sevgili Dimitri, ondan sonrası ta dibine kadar hep kaplumbağa işte…”
Kıssayı bitiren Felsefe “İşte felsefi sorgulama böyledir, bizi merak ettiğimiz bir şeyin dibine kadar çekip

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.

10. Sınıf Felsefe Meb Yayınları Kavram Öğretimi Kitabı Cevapları Sayfa 22 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!