Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Meb Yayınları (MESEM)

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 88 (MESEM)

“10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 88 Meb Yayınları (MESEM)” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 88 (MESEM)

Mustafa Kemal, asker dolu kamyonun arkasında açık otomobilinde, bağrışan, haykırışan, ağlaşan halk arasından:

— İşte… İşte o… İşte Mustafa Kemal!., seslerini duyarak geçti, gitti.

Bir hamle etseler, daracık Rıhtımboyu üstünde Mustafa Kemal’i nefessizlikten boğabileceklerini ürkerek düşünüyorduk. Bu dehşet hissi altındaki kalabalığın yılgınlığı nedir, onu hiçbir zaman İzmir’in o akşamında olduğu kadar anlamak fırsatını bulamadım.

Karargâhlar Bornova köyünde idi. Biz de bir İngiliz evine yerleşmiştik. Akşamları Mustafa Kemal beni ve Yakup’u alır, Göztepe’deki köşküne götürürdü. En bahtiyar saatlerimizi orada geçirdik. Osmanlı- cada tahkiye denen bir söz vardır, bu iyi, tatlı ve sürükleyici anlatışta Mustafa Kemal’e yaklaşabilen belki hiç kimse görmedim. Konuştuğu gibi yazsaydı, büyük sanatkâr şöhreti de bırakacağına şüphe yoktu. Naima’nın bir inşa, bir tahkiye tarafı vardır. Mustafa Kemal’in yazısı bu inşaya, konuşması bu tahkiyeye benzerdi. Eşsiz bir hafızası vardı. Hikâyeleri, renkler ve nüanslarla canlanır, dururdu. Akşamları kumandan ceketini çıkarır, bildiğimiz kemerli beyaz Rus gömleğini giydiği olurdu. Bu gömlek yakışabilmek için, vücudu ve beli ne kadar ince olmalı idi.

O günler, Mustafa Kemal’in bir destan şairinin hayalinde tamamlanabilecek ne eksiği olduğunu düşünüyorum.

Geceleri “Sevmek mi, acımak mı?” diye bir bahis açar söyler, dinler, sorar, güler veya coşardı. Alayı kuvvetli, hicvi yıkıcı idi.

Gündüzleri en ciddi işleri, ayaküstü, şaka eder gibi bir yapışı vardı. Bunlardan biri İngiliz harp gemilerinin limandan çıkması için ordu kumandanına verdirdiği ültimatomdur. Latife Hanım’a Fransızcasını yazdırıp, dil meselesi üstünde konuştuğu vakit bir tercüme eğlencesi yaptığı zannedilebilirdi. Bazıları telaş etmişler:

— Buraya kadar her şey iyi gitti, şimdi İngiltere ile harbe tutuşacağız, aldıklarımızı da geri vereceğiz, demişlerdi.

Bizim bile, hele bir mütareke yapalım, İngiliz gemilerinin birkaç zaman daha İzmir limanında kalmasından ne çıkar, diyeceğimiz geldi. Fakat mühlet saati geldiğinde donanmanın ufuklara doğru kaybolduğunu gördük.

İstanbul’daki Fransız Generali Pelle’nin Göztepe köşkü merdivenlerini nasıl sarararak çıktığını hatırlıyorum. Konuşmadan sonra Mustafa Kemal diyordu ki:

— Bana Boğazlar üstüne yürüyen kıtaları durdurmamı teklif etti. Ben de muzaffer orduları hiçbir yerde durdurmak mümkün olmadığını, hemen mütareke yapmaya karar vermelerini söyledim.

Bir müddet durdu, güldü:

— Muzaffer ordular… dedi, bunlar o kadar dağıldılar ki toplamaya kalkışsam kim bilir kaç hafta sürer!

BİLİNMEYEN BAZI KELİME VE KELİME GRUPLARI

bahtiyar: Mutlu,
inşa: Düzyazı,
nüans: İnce ayrım,
mühlet: Vade,
müşir: Mareşal.
mütareke: Ateşkes,
salık vermek: Tavsiye etmek,
tahkiye: Anlatış düzeni,
ültimatom: Uyulması gereken kuralları kesin bir dille anlatma.

  • CevapBu sayfada soru bulunmamaktadır.

10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 88 (MESEM) ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!