Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
11. Sınıf Fen Lisesi Biyoloji

11. Sınıf Fen Lisesi Biyoloji Ders Kitabı Cevapları Sayfa 52

“11. Sınıf Biyoloji Ders Kitabı Cevapları Fen Lisesi Sayfa 52 Meb Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

11. Sınıf Fen Lisesi Biyoloji Ders Kitabı Cevapları Sayfa 52

Epilepsi (Sara); çeşitli nedenlere bağlı olarak bir grup beyin hücresinde anormal elektrik yayılması sonucu ortaya çıkarak bilinç kaybına yol açan, motor ve duyusal fonksiyon bozukluğudur. Hastalık kendisini nöbetler hâlinde gösterir. İnsan; beyin travması, ateş yükselmesi gibi çeşitli nedenlerle epilepsi nöbeti geçirme potansiyeline sahiptir. Nörona ardı ardına gelen uyarılar, impulsun kimyasal olaylarla gerçekleşmesi nedeniyle, aktarımın belli bir noktadan sonra yavaşlamasına, dolayısıyla sinaptik iletimin yorulmasına neden olur. Böylece nöbet olayı gerçekleşir.
İnsanların yaklaşık %5’inin yaşamlarının herhangi bir döneminde en az bir kere epilepsi nöbeti geçirdiği bilinmektedir. Her epileptik nöbet geçiren kişi epilepsi hastasıdır demek doğru değildir. Belirli bir zaman içinde ve her hasta için belirli özelliklerde, bazen kendiliğinden bazen de tetikleyen faktörlerin etkisiyle nöbetler tekrarlanırsa epilepsi (sara hastalığı) tanısı konulur. Epilepsi hastalarının çoğu, sadece birkaç dakika süren hastalığa bağlı nöbetler geçirmeleri dışında tümüyle sağlıklıdır. Epilepsi en sık, çocukluk ve ergenlik dönemlerinde görülür. Erişkin dönemlerde ise felçten sonra ikinci sıklıkta görülen nörolojik bir hastalıktır. Epilepsi tedavisinde ilaçların düzenli kullanılması çok önemlidir.

Depresyon, günlük hayatta yapmaktan keyif alınan etkinliklere ilginin azalması, mutsuzluk, ümitsizlik, değersizlik hissi, iştah kaybı, düşünmede ve konsantre olmada azalma ve uykusuzluk gibi belirtilerle tanımlanan bir hastalıktır. Noradrenalin, serotonin ve dopamin salgılayan nöronların aktivitelerindeki azalmaya veya genetik faktörlere bağlı olduğu düşünülmektedir. Depresyon, konuşma terapileri ya da anti- depresan ilaç kullanımıyla tedavi edilebilir bir hastalıktır. Bu nedenle depresyonda olduğunu düşünen kişiler mutlaka uzmanlardan yardım alarak tedavi olmalıdır.

Sinir sisteminin verimli çalışması için beynin ve beyindeki nöronların sağlıklı olması gerekir. Beynin en çok ihtiyaç duyduğu şeyler oksijen ve glikozdur. Bu nedenle özellikle büyük kentlerde yaşayan kişilerin, temiz havada, ağaçlık bölgelerde ya da deniz kıyısında derin nefes alarak egzersiz yapması, bu şekilde de beyinlerini oksijene doyurması gerekir.

Beynin kan-şeker seviyesini dengede tutmak önemlidir. Ana öğünlerde alınan glikozun yanı sıra sabah aç karnına ve ikindi vakitlerinde yenecek kuru meyvelerle de kan şekerini yükseltmek gerekir. Bol su içmek, özellikle B, C ve E vitamini içeren besinleri tüketmek, fazla tuz kullanımından kaçınmak, beyni geliştirecek faaliyetler yapmak (kitap okumak, yeni bir şeyler yapmayı öğrenmek, bir konu hakkında düşünmek, bir kavramla ilgili kavram haritası çıkarmak, her gün gidilen yoldan değil de alternatif yollardan gitmek vs.), beynin her yaşta açık, çalışır durumda ve sağlıklı olmasını sağlar.

Vücudun diğer organ ve yapıların bozulması da beyni etkiler. Tansiyon yüksekliği, damar sertliği gibi damar hastalıkları beyne gidecek kan akışını bozar. Bu yüzden beslenmeye dikkat edilmeli ve her gün belirli fiziksel aktiviteler (tempolu yürüyüş, koşu, bisiklet sürmek vb.) yapılmalıdır. Sigara, damarların yapısında bozulmalara neden olduğu için içilmemelidir. Alkol beyin hücrelerinin uyuşmasına, hafıza kaybına ve

Vitamin: İngiltere’deki Leeds (Liids) Üniversitesinden Richard Smithells (Riçırd Simithels), vitamin takviyesinin etkilerini gözlemlemek için bir çalışma gerçekleştirmiştir. Bu çalışma embriyonik dönemde ilk sinir oluşumunu sağlayan yapının üzerinde vitamin takviyesinin etkilerini incelemiştir. Çalışmada iki grup kullanmıştır : Sinir sistemlerinde yapısal bozukluklar taşıyan bebekler doğurmuş kadınlar ve birden fazla doğum yapmış kadınlar. Gruplardan birindeki kadınlar hamile kalmadan en az dört hafta önce vitamin kompleksi almaya başlamış olanlardır. Diğer gruptaki kadınlar ise vitamin almayı istemeyen ve hamile olanlardır.

Vitamin takviyesi almış kadınlardan 141 bebek dünyaya gelmiş ve bunlardan sadece 1 bebek (%0,7) sinir sistemi kusuru ile dünyaya gelmiştir. Vitamin takviyesi almayan kadınlardan 204 bebek dünyaya gelmiş ve bunlardan 12 bebek (%5,9) sinir sistemi kusuruyla dünyaya gelmiştir. Bu çalışma, vitamin takviyesinin sinir sistemi kusurlarını önlemek için en azından ilk gebelikten sonra koruma sağladığını göstermiştir. Sonraki deneylerde ise sadece folik asitin aynı ölçüde koruma sağladığı görülmüştür.

  • CevapBu sayfada soru bulunmamaktadır.

11. Sınıf Fen Lisesi Biyoloji Ders Kitabı Cevapları Sayfa 52 Meb Yayınları ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!