Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri

11. Sınıf Tekrar Testleri Türk Dili ve Edebiyatı 1. Ünite Cevapları

11. Sınıf Tekrar Testleri Türk Dili ve Edebiyatı 1. Ünite Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

11. Sınıf Tekrar Testleri Türk Dili ve Edebiyatı 1. Ünite Cevapları

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri 1. Ünite Çözümleri Sayfa 2

1. Kimim ben ( ) bir yüzüm var mı suya yansıyan ( ) Her gece başımı yastığa koyduğumda eriyen, değişen bir surat ( ) Yaptığım şey basit taklitten öteye geçemez ( ) tramvay jetonu satan adamın az ilerisinde duran, soğukta titreyen simitçi benden daha inandırıcı. Bu parçada ayraç ile gösterilen boşluklara aşağıdaki noktalama işaretlerinden hangileri sırasıyla getirilmelidir?

A) ( ? ) ( . ) ( . ) ( , )
B) ( , ) ( ? ) ( … ) ( ; )
c) ( , ) ( ? ) ( . ) ( , )
D) ( ; ) ( , ) ( … ) ( ; )
E) ( ? ) ( ? ) ( … ) ( , )

  • Cevap: B

2. Tevsik Fikret hürriyetten iki ay sonra yıldı. Yılmasaydı, kocaman Tanin gazetesini yüzüstü bırakıp evine kaçar mıydı? Biraz dirensede tekmeyle kovulsa canım yanmaz, bir başka gazete uydurup inançlarını savunmak bile aklına gelmedi Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisinde yazım yanlışı yapılmıştır?

A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.

  • Cevap: D

3. Realist eserlerde yazarlar kendi kişiliğini gizler, nesnel bir anlatım tutumu sergiler. Romantizm akımında ise sanatçılar eserlerinde duygu ve düşüncelerini gizlemez. Kahramanları arasında taraf tutar. Bu bilgiler ışığında aşağıdaki parçalardan hangisinin romantizm akımına bağlı kalınarak yazıldığı söylenebilir?

A) Raskolnikov hemen ceplerinde ne varsa masanın üzerine boşaltmaya başladı. Her şeyi çıkardıktan hatta bir şey kalmadığından emin olmak için ceplerini ters yüz ettikten sonra bunları toplayıp odanın en dip köşesine götürdü.
B) Yolcu bu evin M. De Renal’in olduğunu öğrenir. Verrieres Belediye Başkanı henüz bitmekte olan bu kesme taş binayı büyük çivi fabrikasından kazandığı parayla yaptırmıştır. M. De Renal’in eski bir İspanyol ailesinden geldiği söylenir.
C) Birdenbire kayıktan dışarı atladım, Kontun kapısından çıktığını görür gibi olduğum. Clochegourde’un çevresinde dolaşırım diye yokuşu tırmandım. Yanılmıyorum, Kont bir çitin yanından yürüyor, hiç şüphesiz ırmak boyunca uzanan Azay yoluna açılan bir kapıya doğru ilerliyordu.
D) Jean Valjean, ablasının kocası vefat ettikten sonra ablasına ve onun yedi çocuğuna bakmaya başlamıştı. Orakçı, çiftçi, sığırtmaç, hamal olarak çalışır; yapabildiği her işi yapardı. Akşamları yorgun argın eve döner, çorbasını içip bir kelime bile konuşmazdı. Jean Valjean ve ailesi sefaletin avucuna alıp yavaş yavaş ezdiği hazin bir topluluktu.
E) Manilov arabacıya yolu anlattı. Hatta adama bir ara “siz” bile dedi. “İlk kavşaktan değil, İkincisinden de değil, üçün- cüsünden döneceksiniz.” dedi. Anlaşıldı efendim, dedi arabacı.

  • Cevap: D

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri 1. Ünite Çözümleri Sayfa 3

4. (I) “Ayla” filmi; 1950’lerde Kore Savaşına katılan Astsubay Süleyman Dilbirliği ile onun, savaş sırasında öldürülmüş ailesinin yanında bulduğu ve Ayla adını verdiği Koreli küçük kızın hikâyesini anlatıyor. (II) Gerçek bir hayat hikâyesinden beyaz perdeye uyarlanan “Ayla” filmi; dil, din, zaman, mekân ayrımı olmadan vicdanın nasıl da gerçek bir sevgiyle insanları buluşturabileceğini ve savaşa rağmen gerçek insanlığın birleştirici gücünü gözler önüne seriyor. (İli) Ayla, savaşın acı koşullarında, ismi gibi ay yüzlü Ayla ile ay yıldızlı bir askerin tarihe mal olmuş 65 yıllık öyküsü. (İV) Geçmişi gururla bugüne taşıyan film; Oscar’da “yabancı dil de en iyi film” aday adayı oldu. (V) Türkiye’nin Oscar adayı Ayla, gişe rakamlarında zirveye yerleşti. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?

A) I.
b) II.
c) III.
D) IV.
E) V.

  • Cevap: D

5. “Birleşik sözcüğü oluşturan sözcüklerden biri veya her ikisi birleşme sırasında anlam değişmesine uğramışsa sözcük bitişik yazılır.” Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu kurala uyulmadığı için bir yazım yanlışı yapılmıştır?

A) Maden cevherini çıkarabilmek için yeraltı çalışmaları bahar aylarında başlayacaktı.
B) Tatlıcı gördüm mü oturup bir porsiyon bülbülyuvası yemeyi alışkanlık edinmiştim.
C) Üzerimdeki gülkurusu renkli kazak, aldığım ilk hediye olarak hafızamda yer etmişti.
D) Türkiye’nin ilk denizaltısı Zafer Bayramı’nda görkemli bir törenle denize indirildi.
E) Pencerenin kenarına koyduğum ve üzerine titrediğim aslanağzı günden güne sararıyor.

  • Cevap: A

6. — Bu kitabın içinde ne yok, ne yok, ne yok hanım… Birçok tekerlekler, yarım aylar, bütün aylar… Âşık yolunu şaşırdı gibi, endişe gibi çizgiler… Üç köşeli, dört köşeli şekiller… Anasına, babasına pay veren çiçeğine benzer bir şeyler… Sümüklüböcek gibi, solucan gibi hayvancıklar… İrfan Bey hep onları adlarıyla, sanlarıyla anlatıyor. O kitapta kuyruklu bir tane değil ki… DoIu. Hepsinin zamanı varmış. Kimisi on senede; kimisi yirmi, otuz, kırk, elli, altmış, yüz, daha bilmem kaç senede bir gelip bizim dünyamızın yanından geçerlermiş. Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki noktalama işaretlerinin kullanım sebeplerinden değildir?

A) Anlatım olarak cümlenin tamamlanmadığını belirtmek
B) Cümle içinde aralarında virgül olan tür ve takımları ayırmak
C) Bir yazıda alt alta gelen sözlerin tekrar yazılmasını önlemek
D) Yazılışları bir, anlamları farklı kelimeleri göstermek
E) Art arda sıralanan eş görevli kelime ve kelime gruplarını ayırmak

  • Cevap: C

7. Noktalı virgül,
• Cümle içinde virgüllerle ayrılmış tür veya takımları birbirinden ayırmak,
• Öğeleri arasında virgül bulunan sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için kullanılır.
Buna göre aşağıdaki cümlelerden hangisi bu kuralların dışında kalır?

A) “Küçük Ağa”, “Osmancık” ve “Dönemeçte” yazarın romanlarından; “Oğlumuz” ve “Yarın Diye Bir Şey Yoktur” ise hikâyelerinden birkaçıdır.
B) Karşısındaki simit ve su satan çocukları dikkatle izliyor; yeni romanının, gazeteye yazacağı makalenin planını yapmaya çalışıyordu.
C) Bu armağan; eşsiz renklere sahip, izlenimciliğin güzel bir örneğini simgeleyen, insanı hayal allem- lerine götüren, ünlü bir tablonun kopyasıydı.
D) “Ölmeye Yatmak” adlı romanında bilinç akışı, iç monolog; “Bir Düğün Gecesi” adlı romanında ise bağımsız iç konuşma tekniğine yer vermiştir.
E) Davet akşamları taşlıktaki su küpü, sofadaki yemek masası ve daha başka hırdavat eşya mutfağa taşınıyor; yukarıdan kilimler, iskemleler, süsIü yastıklar indirilerek bir kabul salonu dekoru kuruluyordu.

  • Cevap: C

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri 1. Ünite Çözümleri Sayfa 4

8.
I. Erkek çocuklara Doğan, Tuğrul, Aslan, Orhan ( ) kız çocuklara İse İnci, Çiçek, Gönül, Yonca adları verilir.
II. Yeni usul şiirimiz ( ) zevksiz, köksüz, acemice görünüyordu.
İli. Millî Edebiyat akımının temsilcilerinden bir kısmını sıralayalım ( ) Ömer Seyfettin, Halide Edip Adıvar, Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yurdakul, Ali Canip Yöntem.
İV. Sevinçten, heyecandan içim içime sığmıyor ( ) bağırmak, kahkahalar atmak, ağlamak istiyorum.
V. Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken Sana uğurlar olsun… Ayrılıyor yolumuz ( )
Numaralanmış cümlelelerin hangilerinde parantezle ( ) belirtilen yerlere aynı noktalama işareti getirilmelidir?

A) I, II ve III.
B) I, II ve IV.
C) I, II ve V.
D) II, III ve IV.
E) II, IV ve V.

  • Cevap: B

9. Kovayı doldurmak için musluğa gidince aynada ister istemez yüzümü görüyorum (i) Hayatın çilesini çekmiş, sıska bir kadın. Saçlarım dökülmemiş henüz, ama şakaklarımda kumral saçlarıma gümüşümsü bir parıltı veren yol yol küçük ağarmalar (İl) İki yavrum için duyduğum üzüntülerin en önemsiz belirtisi bu. Günah çıkardığım rahip, dualarını o küçüklere yolla (ili) diyor bana. Franz’ın şimdiki yaşındaydılar (İV) yatakta doğrulup kalkınmaya (V) benimle çat pat konuşmaya başlamışlardı. metninde numaralanmış yerlere gelmesi gereken noktalama işaretleri aşağıdakilerden hangisinde sırasıyla verilmiştir?

A) II III IV
B) IV II III
C) I V III
D) I IV V
E) II V III

  • Cevap: D

10. —yalnızca akıl ve mantığın süzgecinden geçen görüşler doğrultusunda antikiteye kadar uzanan bir dünya çizerdi. Krallar, feodaller ve din adamları ise seslendikleri tek kişilerdi. Kısaca bu akım günlük yaşamdan, toplumsal yapıdan, halktan, ulusal değerlerden, yerel renklerden iyice kopmuştu. İşte–asıl devrimini bu noktada gösterir. Antik Dönem yerine kendi gününe ve toplumuna; krallar ve din adamları yerine halka; olmadık eski yabancı hikâyeler yerine de halkın içinde yaşadığı gerçekliğe yönelir. Doğa, özgürlük, din, lirik duyumlar gibi büyük temaların yanında vatan ve insanlık sevgisi de yer almaya başlar. Bu parçada boşluk bırakılan yerlere sırasıyla aşa- ğıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Realizm – romantizm
B) Romantizm – sembolizm
C) Klasisizm – romantizm
D) Sembolizm – realizm
E) E) Klasisizm – realizm

  • Cevap: C

11. “Ben, olaya veya olguya bakarak onun gerçekliğinin anlaşılabileceğine inanmam. Tek başına gözlem, yanıltıcıdır çünkü.” Yukarıdaki cümleyi – – lede gördüm. tarafından yazılan bir maka- Yazar, burada hem—akımını eleştiriyor hem de—akımının bir ilkesini ortaya koyuyor.
Bu metinde boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir?

A) Montaigne – natüralizm – hümanizm
B) Emile Zola – realizm – natüralizm
C) H.Rahmi Gürpınar – natüralizm – realizm
D) Moliere – romantizm – klasisizm
E) Tolstoy – realizm – romantizm

  • Cevap: B

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri 1. Ünite Çözümleri Sayfa 5

12. Aşağıdaki şiirlerden hangisinin toplum hayatını etkileyen olaylar üzerine yazıldığı kesin olarak söylenemez?

  • Cevap: E

13. Yazar hayatı bilimsel bir nesnellikle ele alan, gerçeği anlatmayı aşırılığa vardıran bir bilim adamı gibidir. Doğayı anlatırken deney yöntemine başvurur. O kişilere ve olaylara, tarafsız bir gözle bakar. Yazara göre, aynı nedenler aynı sonuçları doğuracağından, bir insanın çevresini incelemek onu anlamanın en iyi yolu kabul edilmelidir. Çünkü aynı toplumsal çevrede belli biyolojik kalıtımla doğan ve bu çevrede büyüyen insanlar aynı kaderi yaşarlar. Bu parçada sözü edilen edebî akım ve bu akımın Batı’da ve Türk Edebiyatındaki temsilcisi aşağıda- kilerden hangisidir?

A) Romantizm – Viktor Hugo – Namık Kemal
B) Realizm – Honore de Balzac – Halit Ziya Uşakligil
C) Natüralizm – Emile Zola – Hüseyin Rahmi Gürpınar
D) Sembolizm – Baudelaire – Ahmet Haşim
E) Sürrealizm – Andre Breton – Orhan Veli Kanık

  • Cevap: C

14. YAĞMUR
Küçük, muttarid, muhteriz darbeler Kafeslerde, camlarda pür ihtizaz Olur dembedem nevha-ger, nağme-saz Kafeslerde, camlarda pür ihtizaz Küçük, muttarid, muhteriz darbeler.
Sokaklarda seylabeler ağlaşır Ufuk yaklaşır, yaklaşır, yaklaşır
Bulutlar karardıkça zerrata bir Ağır, muhtazır dalgalanmak gelir.
Tevfik Fikret’e ait bu şiirde parnasizm akımının aşağıdaki ilkelerinden hangisi görülmemektedir?

A) Şiirde biçim güzelliği önemsenmiştir.
B) Yunan ve Latin mitolojisinden esinlenilmiştir.
C) Sözcükler musiki oluşturacak şekilde bir araya getirilmiştir.
D) “Sanat için sanat” görüşüyle kaleme alınmıştır.
E) Dış gerçeklik ayrıntılı bir şekilde betimlenmiştir.

  • Cevap: B

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri 1. Ünite Çözümleri Sayfa 6

15. Salvador Dali’nin 1931’de yaptığı “Belleğin Azmi” adlı tablosundan yola çıkılarak sanat ve sanatçı ile ilgili aşağıda verilenlerden hangisine ulaşılamaz?

A) Gerçek sanatçı, eserinin anlaşılıp anlaşılmayacağını düşünmez.
B) Bütün sanatlarda insanı şaşırtan bir yan vardır.
C) Sanat hem bir coşku hem bir yadsıma işidir.
D) Sanatçı sanatı doğanın içinden çıkarabilen kişidir.
E) Sanat bir tespit işidir, varlığın bir mercekle yansıtılmasıdır.

  • Cevap: E

16. Edebiyatçı, toplumdan ve toplum hayatını etkileyen olaylardan bağımsız yaşayamaz. Bu nedenle eserlerinde bir şekilde toplum hayatından izler bulmak mümkündür. Halkı anlayan, onların duygu ve düşüncelerini yansıtan edebiyatçı, toplum tarafından kabul görür ve o edebiyatçının eserleri kalıcı olur. Aşağıdaki roman parçalarından hangisi bu açıklamadaki anlayışa uygun olarak yazılmamıştır?

A) Bugün, akşama doğru bir Çeçen arabasıyla Zeyniler’e geldim. Maarif Müdürü galiba yolları şimendifer yürüyüşüne göre ölçüyor. Çünkü “Nihayet iki saat” dediği yol, sabahın tam onundan geceye kadar sürdü.
B) İçinde çok acı saatler geçirmiş olmama rağmen küçük odamdan adeta hüzünle ayrıldım. Mektepte bize bir şiir ezberletmişlerdi. İnsan yaşadığı yerde beraber bulunduğu insanlarla, görünmez, ince tellerle bağlanırmış. Ayrılık vaktinde bu bağlar gerilmeye, keman telleri gibi acı sesler çıkarmaya başlarmış.
C) Birdenbire korkunç bir gürültü ile yataktan fırladım. Sofada bir şeyler yıkılıp devriliyor, gecenin sessizliği içinde çocuk feryatları, boğuk hırıltılar, sille tokat seslerine karışıyordu. Uyku sersemliğiyle aklıma ilk gelen şey yangın oldu fakat yangına uğrayanlar herhâlde birbirlerini dövmezlerdi.
D) Mordor ordularına karşı koyabilecek yüreğe sahip çok az kişi kalmıştı. Çünkü açlıktan daha tez bir silahı vardı Karanlık Kule’nin Efendisi’nin: Korku ve ümitsizlik. Artık Karanlıklar Efendisi büyüdüğü ve bütün gücünü ortaya döktüğü için, sadece onun iradesini ve garazını söyleyen sesleri kötülük ve dehşet doluydu. Ölü insanlarla karınlarını doyurmayı uman akbabalar gibi durmadan döndüler durdular Şehir’in üzerinde.
E) Arabamız inişli, çıkışlı dağ yollarına girmişti; kâh kurumuş sel çukurlarından geçiyor kâh boş tarlaların, bozulmuş bağların kenarlarını takip ediyordu. Seyrek aralıklarla tek tük köylülere, yorgunluktan inler gibi ses çıkaran kağnılara rastlıyorduk.

  • Cevap: D

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri 1. Ünite Çözümleri Sayfa 7

17. Mustafa Meraki Efendi eşinden ayrıldığı zaman elinde on üç yaşında bir oğul ile kundakta bir kız bulunduğundan bir zaman için zorunlu olarak evlenemedi. Kızına dadılık etmek için yaşı geçkince bir kadın aldı. O kadın çocuklara bakar, ihtiyar bir Rum kadın yukarı hizmetini görür, Ermeni bir kadın ise aşçılık ederdi. Nasıl? Evinin iç yönetimi size çok mu garip geldi? Bizim Mustafa Meraki Efendi Batı özentili bir adamdı. Hem de hangi Batı takıntılı adamlardandır, bilir misiniz? Hani ya bundan on beş yirmi yıl önce İstanbul’da Batı takıntılılar yok muydu? İşte onlardan. Hâli vakti pek yolunda hem de pek yolunda olduğundan kendisi zaten Üsküdarlı olduğu ve orada güzel konağı, bağı, bahçesi dahi bulunduğu hâlde soyut alafranga, yani rahat yaşamak için bütün malını ucuza pahalıya bakmayarak satıp gelmiş, Tophane’nin Beyoğlu’na yakın bir mahallesinde arsasından güzel bir ev yaptırıp yerleşmişti. Bu parçanın, anlatımı ve anlatıcısının nitelikleri dikkate alındığında aşağıdaki akımlardan hangisiyle yazıldığı söylenebilir?

A) Klasisizm
B) Romantizm
C) Realizm
D) Natüralizm
E) Sembolizm

  • Cevap: B

18.
• 20. yüzyılda oluşan bir akımdır.
• Şiirde de görülen bir akımdır.
• Freud’un psikanaliz kuramının edebiyata uyarlanmış biçimidir.
• Bilinçaltı yansıtılmaya çalışılmıştır.
• Akıl ve mantık önemsenmemiş, içgüdü, bilinçaltı ön plana çıkarılmıştır.
• Otomatik yazı tekniği kullanılmıştır.
Aşağıdaki parçalardan hangisi özellikleri verilen bu edebî akımı benimseyen bir sanatçı tarafından yazılmış olabilir?

A) Gemide bir resim vardı. Arabanın urbalarına benzeyen bir elbise giymiş, tatlı yüzlü, yaşlıca bir adamın resmiydi. Geminin direğine zincirle bağlanmıştı. Geminin çatık suratlı tayfaları etrafını sarmış, onu tehdit ediyorlardı.
B) Olur iş değildi. Dün Büyükada iskelesinde karşı karşıya gelince şaşırakaldım. Cilası gözler alan, narin tekerlekli, tombul atlı, oyuncak gibi küçük ve süslü bir arabadan indi. Uzaktan ilk bakışta tanıyamadım.
C) Büyükada iskelesinde öğle vapuruna binecektik. Sert bir gün doğusu ile etraf allak bullak oluyordu. Tenteler sarsılıyor, camekânlar zangırdıyor, elbiseler bacaklara dolanıyordu. Toz duman içinde sersemlemiş ahali rüzgârda birbirine çarparak iskeleye koşuyordu.
D) Hamamdan çıktıktan sonra çocuğun yüzü açıldı. Günlerce yatıramadık, şilte üzerinde uyuyamıyordu. Yük kapılarını açıyor, kovuklara büzülüp öyle uyuyordu.
E) Seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım derdi resim yapmayı sevdiğim halde denizin mavisini bilmezdim yaprağın yeşilinin her mevsimde değiştiğine dikkat etmemiştim seni tanıdıktan sonra gözleri yeni açılmış küçük bir hayvan gibi çevreyi hayran bakışlarla incelemeye başladım…

  • Cevap: E

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Tekrar Testleri 1. Ünite Çözümleri Sayfa 8

19. Aşağıdakilerden hangisinin sanatçı – toplum ilişkisini yansıttığı söylenemez?

A) Monsieur Lepitre beni Hukuk Okuluna bir öğretmen yardımcısıyla yolluyor, profesöre teslim ettiriyor, dersler bitince aynı şekilde aldırıyordu. Beni fenalıklardan koruma konusunda annemin duyduğu kaygılarla beslenen bu tedbirler, bir genç kız için düşünülenlerden bile fazlaydı. Paris haklı olarak korkutuyordu bizimkileri.
B) Şirketten niye mi istifa ettim? Bunda anlaşılmayacak hiçbir şey yok. Aldığım altmış iki lira aylıkla geçinemiyordum. Başımda iki küçük kardeşle hastalıklı bir anam var… Ara sıra anam soğuktan, kardeşlerim yemekten şikâyet ederlerdi. Ben, omuz silker: “Ne yapayım, bu terazi bu kadar çekiyor. Elime geçeni ben barda, baloda yiyip sizi bu hâlde bıraksam bana bir şey demeye hakkınız olur. Fakat hesap meydanda.” derdim.
C) Aletlerle hırpalanan dizimde bir zonklama, fakat temiz ve yeni sargıların verdiği rahatlık, pansumandan kurtulmuş olmak sevinci, yakın istikbalime karşı duyduğum merak, derhâl birçok tahminlere kalkışan endişeli zekâmın faaliyeti gibi ruhumu birkaç parçaya bölen duygular ve düşünceler arasında karanlık dehlize çıktım.
D) Dikenlidüzü’ne beş kadar köy yerleşmiştir. Bu beş köyün beşinin de insanları topraksızdır. Cümle toprak Abdi Ağa’nındır. Dikenlidüzü, dünyanın dışında, kendine göre apayrı kanunları, töresi olan bir dünyadır. Dikenlidüzü’nün insanları, köylerinden gayrı bir yeri bilmezler hemen hemen. Dikenlidüzü’nün köylerinden, insanlarından, insanlarının ne türlü yaşadıklarından da kimsenin haberi yoktur.
E) Gerçi, köye geldiğim ilk günden beri, daima, herkesten ayrı bir durumdaydım. Gözle görünmez bir çember, bir nevi karantina kordonu beni aralarına karışmak istediğim bu küçük insan kümesinden ayırıp duruyor. Ne yapsam bu çemberi yaramıyorum. Zaten, korkunç engin bir ıssızlıkla çepeçevre çevrilmiş bir köyün içinde benim etrafımı ayrıca başka bir ıssızlık sarmış bulunuyor.

  • Cevap: C

20. Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak…
Sular sarardı… Yüzün perde perde solmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta…
Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller;
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta…
Bu şiir hangi edebî akımın etkisiyle yazılmıştır?

A) Sürrealizm
B) Parnasizm
C) Sembolizm
D) Realizm
E) Natüralizm

  • Cevap: C

11. Sınıf Tekrar Testleri Türk Dili ve Edebiyatı 1. Ünite Çözümleri ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
1
clap
0
happy
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!