Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 41

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 41 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 41

Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız. (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)

Bitmeyen Kavga: Eski-Yeni

Eski ile yeninin mücadelesi bana, kâinattaki devamlı hareketin bir örneği gibi görünmüştür. Kâinatta hem zaman hem de mekân, hiç durmayan bir hareket gösterir. (…)
Bu değişme, yenileşme, insanın hem bedenî hem ruhi hayatında vardır. Psikologlar, insan şuurunu akan bir nehre benzetirler. O akışta nehir aynı nehirdir ve değişmez; fakat akan, hiçbir zaman aynı su değildir, değişir, yenilenir. Yunus Emre onun için:
Her dem yeni doğarız bizden kim usanası, der.
İnsan değiştiğine göre elbette insanın meydana getirdiği eserlerde de değişme görülecektir. Medeniyetler, teknik, kullandığımız aletler, kültürler, sanat eserleri mütemadiyen değişir, yenileşir, eskileri de terk edilir veya muhafaza edilir. Teknikte ve sanatta ortaya çıkan her yeniliğe karşı, eski kendisini korumak ve devam ettirmek ister. Buna karşılık her yeni de kendisini kabul ettirmek ve üstün kalmak için eskiyi yıkmaya, yıpratmaya çalışır. Bu mücadele ister ekonomik ister psikolojik ister ahlaki sebeplere bağlansın, netice itibarıyla varlıkların yaradılışında vardır ve bir çeşit korunma duygusunun tezahürüdür. Sosyal sahalardaki çeşitli doktrinlerin varlığı, hep bu eski-yeni kavgasının ortaya çıkardığı mücadeleyi gösterdiği gibi güzel sanatların her şubesinde, çeşitli ekollerin bulunmasının sebebi de aynı mücadelenin neticesidir.
Aslında zaman bakımından yeni diye bir şey yoktur. Yeni dediğimiz her şey bir müddet sonra eskimeye mahkûmdur. Her yeni şey başlangıçta reaksiyonla karşılanır; bir zaman geçince yeni sandığımız şey de eskiler arasına girer, hatta kendisinden sonraki başka bir yeniliğe karşı gelmeye hazırlanır. Bugün Batı müziğinin büyük klasikleri arasında bulunan Beethoven’in (Bethofın) eserleri, kendi devrinde yeni çalınmaya başlandığı zaman “Bu ne! Bu müzik değil, gürültü!” gibi laflarla, tepkilerle, tenkitlerle karşılanmıştı. Bugün de gürültü zannettiğimiz müzik eserlerinin bir gün değerleneceğini hatta eskiyeceğini ve gerilerde kalacağını neden düşünmeyelim?
(…)
Batı edebiyatında arka arkaya gelen edebî mektepler, bu yeniliklerin hakikatte, eskilerin yeni terkipleri olduğunu düşündürür. Klasik mektebe romantizm bir tepki olur. Onu realizm takip eder. Romantizme karşı çıkan realizm, böylece temelde klasik mektebe yaklaşır. Realizme tepki olan sembolizm de bir evvelki mektep olan romantizmle benzerlik gösterir. Böylece yenilikler, esasların değil, terkiplerin değişmesinden ibaret olur.
Bizim edebiyatımızda, yeni şiir adı verilen edebî akım, yani Orhan Veli ve arkadaşlarının getirdiği tarz üzerinden kırk sene geçti, çoktan eskidi bile. Onun üstüne yine yenilik iddiasıyla ikinci, üçüncü kuşaklar geldi. Biraz daha geriye gidelim: Edebiyat-ı Cedide yani Servet-i Fünun’un kuruluşunun üzerinden yüz yıl geçmek üzere. O Edebiyat-ı Cedide ki yenilik edebiyatı demekti. Halbuki asıl edebiyat-ı cedide diye ondan önceki Tanzimat Edebiyatı devresine denmişti. Servet-i Fünun’un ortaya çıkması üzerine de “yeni edebiyat-ı cedide” gibi alaylı bir isim koymuşlardı. Kısacası hepsi yeni idiler ve hepsi eski oldular.
Bu bize neyi gösterir? Güzel sanatlarda, edebiyatta değer ölçümüz hiçbir zaman eski veya yeni olmamalıdır. Bu ölçü bizi, sanat eserlerini değerlendirmede yanıltır. Bununla beraber her yenilik hareketinin, kendinden öncekini küçümseyişini, tenkit edişini de hoş karşılayalım. Yeni veya eski, ne olursa olsun, edebî bir esere, onda güzeli ve büyük beşerî değerleri arayan zihniyetle yaklaşalım.
Orhan Okay, Sanat ve Edebiyat Yazıları

Kelime Dağarcığı:
dem: Zaman, çağ. doktrin: Öğreti. hususiyet: Özellik. icap: Gerek, gereklik, ister, lüzum. mütemadiyen: Ara vermeden, sürekli olarak, mütemadi. şube: Kol. tenkit: Eleştirme, eleştiri. terkip: Birleşim, birleştirme, bir araya getirme. tezahür: Belirme, görünme, gözükme, ortaya çıkma, oluşma. zihniyet: Anlayış.

  • Cevap: Bu sayfada herhangi bir soru bulunmamaktadır.

11. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 41 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2024 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!